İnanılmaz yoğun gündemli, provokasyonlarla dolu bir yılı geride bıraktık. Yılın son provokasyonu ise Rusya’nın Ankara Büyükelçisine yönelik yapılan suikastı. Türkiye ile Rusya ilişkilerinin normalleştiği, iki ülkenin bölgenin sorunları için ortak çözümler geliştirdiği bir dönemde tetikçiler devreye girdi. Ankara’da görev yapan ve hakkında FETÖ’cü olduğu yönünde iddiaların dile getirildiği polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’u öldürdü.

Suikastın zamanlaması, arkasında hangi odakların olduğu, bu provokasyonun kimin işine yarayacağı konuşuldu uzun uzadıya. Hiç kuşkusuz önümüzdeki günlerde de yapılacak analizlerde bu suikasta yoğun bir biçimde göndermeler yapılacak.

Suikasta ilişkin yapılan yoğun değerlendirmelerde öne çıkan yorum şu; Rus Büyükelçi Andrey Karlov’a yönelik suikast, Rusya’nın Suriye’deki katliamlardaki payına yönelik tepki eyleminden çok arkasında uluslararası hesaplar yatan bir suikasttır. Yani hadise münferit değil, bölgesel ve küresel hedefleri olan, planlanmış bir saldırıdır. Suikast Türk-Rus uzlaşısını hedef almıştır. Peki neden? Bu uzlaşıdan kimler rahatsızdı?

“Türkiye’nin Suriye’de Rusya’yla anlaşması Batı için diplomatik felaket olur.”

Kim diyor bunu? Alman hükümetinin Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen. Saldırının hemen öncesinde. Bu endişe sadece Almanlara has bir endişe değil tüm Batı dünyasının ortak endişesiydi aslında. Suriye halkını, Esed’in ve Rusya’nın insafına terk eden Batı dünyası Türkiye’nin Suriye’de akan kanı durdurmak ve bölgeyi yakan ateşin kendi topraklarına da sıçramasını önlemek için Rusya ile işbirliği yapmasından rahatsızdı Batı dünyası. Çünkü Batı dünyası hem Türkiye hem de Rusya ile sorunlu günler yaşıyordu. Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşmesi Batı dünyasının Rusya’ya yönelik ekonomik ambargosuna darbe vuruyordu. Köşeye sıkıştırmaya çalıştıkları Türkiye ise düzelen ilişkileri ile, Batı dünyasını Rusya ile dengeleme fırsatı yakalıyordu.

Velhasıl, hem Türkiye hem de Rusya bu saldırının bir provokasyon olduğu, Türkiye-Rusya ilişkilerini hedef aldığı konusunda hemfikir. Her iki taraf da suikast sonrası ilişkilerini daha da derinleşme kararı aldılar. Dolayısıyla saldırı ile hedeflenen başarılamamıştır. Hatta tam aksi bir durum hâsıl olacak beklentisi oluşmuştur. Saldırı sonrası “Türkiye-Rusya daha da yakınlaşacak” diyen İngiliz The Guardian Gazetesi de aynı görüşte. Tarihi değiştirecek denen suikast bakalım tarihi hangi yönde değiştirecek?


Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.