Mesajöristler
Şu zor günlerde sağlam durmaya bir yerden başlamamız gerekiyor. Peygamberimizin (s.a.v.) El-Emin sıfatını ne kadar hayranlıkla anlatıyoruz. Hangi El-Emin kendisine gelen mesajları sırf içerisinde birinin adı geçiyor, bir dua geçiyor diye iletir, düşünmeden, tartmadan.
En son ne zaman hadis okudunuz? Hadis metinleriyle ilk tanışanların dikkatini çeken bir şey vardır. Siz Peygamberimiz (s.a.v.) ne söylemiş diye heyecanla satırları takip ederken, bir sürü detayı aşmanız gerektiğini görürsünüz. Peygamberimiz (s.a.v.) bu sözü söylemiş ama ondan kim aktarmış, ondan kim, ondan kim... İki üç satır ravi adı okursunuz önce.
Ya gelenekten süzülen kitaplarımız? Bazen dipnotlardaki açıklamalar sayfanın yarısını kaplar. Bir kitaptan alıntı mı yapılmış, adı, yazarı, kitabın baskı yılı, nüshası, sayfa numarası vs. en net şekilde verilir. Bunların hepsi “bu bilgi size ulaşırken takip ettiğimiz yol bilinir, sağlam adımlar attık” demenin dolayısı ile güvenilir olmanın bir işaretidir.
Eskiler bilginin de, yemeğin de, soyun da, suyun da nereden geldiğini, kaynağını iyi araştırmışlardır. Her şey kaynakta başlar, kaynakla başlar çünkü kaynağı güvenilir, sağlam olmayan bilgi ile amel edilmez. Kaynak temiz değilse o su içilmez. Kaynağı helal değilse o yemek yenmez, yense de şifa bulunmaz.
Bilgi sağlam temellere dayandırıldığı vakit üzerine inşa edilecek cümleleri, amelleri taşıyabilir. Boşuna dememişler “kılavuzu karga olanın.” diye. Bilgi kaynağı işte bir tür kılavuzdur ki, sizi ya Hakk’a (doğruya) ya batıla (yanlışa) iletir. Şimdilerde üzerimize akın eden bilgiler ansızın esiveren bir rüzgar gibi, her şeyi dağıtır nitelikte. Ansızın gelir, birdenbire kesilir ve etrafı dağıtmaktan, tozu dumana katmaktan başka bir işe yaramaz.
Müslüman insan, temiz yer, temiz giyer, temiz konuşur. Konuşmanın bir şekli de aktarmak. Aktarmak bu ara en çok akıllı telefon uygulamaları ile yapılıyor. Herkes birbirine hatta “gruplar” sayesinde bir kişi yüzlerce kişiye iletiyor. Affınıza sığınarak bırakın iletmeyi, kusuyor diyeceğim.
Başkanlara iletiyorum diye başlayan bir ses kaydı. Üç dört defa listenizdeki herkese gönderin diyor, dakikalarca konuşuyor. Kimmiş bu adam, bu başkanlar neymiş diyorum, “Cumhurbaşkanının yandaşları imiş bu mesajı gönderen,” diyorlar. Hiç de böyle bir yandaşları olduğunu duymadık şimdiye kadar, madem öyle niye isim vermiyor ses kaydının sahibi?
Bilmem şu hocaefendi anlattı… diye başlayan, mesaj listenizdekilere gönderin diye biten uzun uzun dualar. Bahsi geçen hocaefendi muteber bir şahıs ya, araştırmaya gerek yok diye gönderiyor mesajı. Artık bir o gruptan, bir şu gruptan aynı mesaj telefona akıyor. Bu insanı az çok tanıyorsam böyle bir mesaj gönderttirmez diyorum. Ertesi gün soruluyor kendisine ve benim değil diyor. Aynı günlerde başka bir hocaefendinin rüyasından yola çıkılarak azarlayıcı bir üslupla başka bir mesaj akıyor her gruptan. Defalarca bu tür mesajlar yayınlamadığını dile getiren, açıklamalar yapan kibar bir insan. Bir de artık uyanık davranarak “birinci ağızdan duyduk” ibaresini eklemiş mesajöristler. (mesajla terör estiren kişiler?) Ertesi gün onu soruyoruz birinci ağızdan! Yine tahmin ettiğimiz durum, yok öyle bir şey. Bu mesajı kim gönderdi size diye sorduğumuzda “bilmem ki kimden ama şu gruptan biri gönderdi”, “onlardan geldiyse doğrudur” diyor insanlar. Hayır yahu, ona da başka bir gruptan geldi muhtemelen. Sen bu mesajı iletiyorsan sen sorumlusun, kaynağını araştırdın mı, bilgi doğru mu? Ben ileteceksem de bu soruları cevaplayabilmeyi göze almalıyım.
Müslüman ne zamandır her önüne geleni yiyen, her duyduğuna inanan, bir de üstelik onu dinlemeden, araştırmadan başkalarına aktaran kişi oldu? Bu da bir dedikodu değil mi sizce?
Şu zor günlerde sağlam durmaya bir yerden başlamamız gerekiyor. Peygamberimizin (s.a.v.) El-Emin sıfatını ne kadar hayranlıkla anlatıyoruz. Hangi El-Emin kendisine gelen mesajları sırf içerisinde birinin adı geçiyor, bir dua geçiyor diye iletir, düşünmeden, tartmadan. Biz yanlış sözlerin kara deliği olsak, yanlış mesajlar, sahte rivayetler bizden öteye gidemese. Mesaj listemiz bilse ki, bize bir haber iletecekleri vakit biz muhakkak kaynağını sorarız. Bize söyleyecekleri sözleri bir daha tartsalar, onlar da sorsa kaynağın kim?
Sadece akıllı telefon uygulamalarında mesaj trafiği azalır. İnşallah imanımız artar, şuurumuz artar, eminliğimiz artar.
Rabia Gülcan Kardaş'ın Yazısı.