Talihinin Genç Kalmasını İstersen...
Mevlana Hazretleri sevdiği gönül dostlarıyla beraber sohbet ederken içeri bir genç girer ve orada bulunan bir ihtiyarın oturduğu mekandan daha yüksek bir yere oturur. Bir müddet sonra Mevlana Hazretleri:
“Geçmiş zamanda Allah’ın emri şöyleydi: İhtiyarların bulunduğu mecliste baş köşeye oturan her genç, derhal yerin dibine geçerdi. O milletin kısası öyleydi. Şimdi bu devirde yeni yetişen gençler, korkmazsızın ve çekinmeksizin yolda bulunan ihtiyarları tekmeliyor ve akıbetlerinin kötüleşeceğini, içlerinin şekilden şekile gireceğini de düşünmüyorlar.” dedi ve ilave etti:
“Allah’ın yenilmez aslanı Ali bin Ebu Talib sabah namazını kılmak üzere, Peygamberin mescidine gidiyordu. Yolun ortasında ihtiyar bir Yahudi’nin kendisinin önünde gittiğini gördü. Mümilerin Emiri, civanmertliği, insaniyeti ve ahlakının güzelliği dolayısıyla o ihtiyara saygı gösterdi. İleri geçmeyip yavaş yavaş onun arkasından yürüdü.
Peygamberin mescidine ulaştığı vakit, Hz. Peygamber birinci rekatın rukuna varmıştı. Derhal Yüce Allah’ın emri ile Cebrail geldi ve Hz. Ali`nin, sabah namazının birinci rekatını kılma sevabından mahrum olmaması için, elini Peygamberin mübarek sırtına koydu. Çünkü ilk rekat namaz yüz senelik ibadetten daha makbuldür. Zira Peygamber Efendimiz:
“İlk rekat namaz dünya ve dünya içinde bulunan her şeyden daha iyidir.” buyurmuştur.
Hz. Peygamber namazı, virdleri ve duayı bitirdikten sonra, Cebrail-i Emin’den: “Bugün vaki olan bu halin sırrı neydi?” diye sordu. Cebrail de:
“Ali mescide gelirken ihtiyar bir Yahudi’ye rastladı. Ona hürmet ederek, ondan ileri adım atmadı. Her türlü eksik ve noksan sıfattan beri olan yüce Allah, Hz. Ali’nin sabah namazının sevabından mahrum kalmasını uygun görmedi de böyle bir inayette bulundu.” dedi.
Şimdi Hz. Ali gibi bir mümin, kafir bir ihtiyara saygı gösterdiğinden ötürü bunun karşılığında Allah’dan böyle bir lütuf ve inayete mahzar olursa, Hakk yolunda ihtiyarlamış, İslam dininde sakalını ağartmış, mana sultanlarının sohbetine ulaşıp Allah`ın makbul kulları arasına geçmiş olan aşık ve sadık bir ihtiyara saygı gösteren, onu ağırlayan bir kimseye Allah’ın ne lütuflarda bulunacağını var sen kıyas et. Hakikatte Kur’an’da buyrulduğu gibi:
“... Asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberlerin, ve müminlerindir.” (el-Münafikun, 8)
Eğer sen daima talihinin genç kalmasını istersen ruhani bir ihtiyarın eteğine yapış. Çünkü böyle istikamet ehli bir ihtiyarın yardımı olmadan hiçbir genç ihtiyarlamadı ve ruhani ihtiyarların yardımlarına ulaşmadı.” buyurdu.
Alican Tatlı'ın Yazısı.