Cimrilik ve Cömertlik
Mustafa Öztürk
Cömertlik cennete, cimrilikte cehenneme girmeye sebeptir. Cimrilik şeytandan, cömertlikte Rahman’dandır. Bir kimse cömertlik edip elindekilerden muhtaç olan Müslüman fakirlere vermek istese şeytan gelir der ki:
Elinde olan dünyalığı sıkı tut, sakın dağıtma. Yoksa çok geçmez bir gün fakir düşersin. İnsanlar arasında senin izzet ve şerefin malın ve mülkün iledir. Dünya malı elinden giderse sana kimse iltifat etmez. Fakir diye kimse yüzüne bakmaz. Hasta, pir, fâni ve kötürüm olduğun zaman veya başına türlü türlü haller geldiği zaman malın mülkün olmazsa çok darlık ve sıkıntılar içinde kalırsın. Çok muhtaç durumlara düşebilirsin. Onun için elindekileri sakın dağıtıp saçma. Sonra senin halin nice olur?
İşte şeytan böyle der. Halktan gönlünden geçip cömertlikte bulunmak isteyenlere böyle şeyler söyler. İğvalarda bulunur. Şeytanın isteği seni cimri etmek ve seni cehennemde kendisine yoldaş olarak bırakmaktır. Sen de kendisiyle birlikte yanasın ister.
Şu Hadis-i Şerifi hiçbir zaman unutmamak gerekir. İşte Efendimiz (s.a.v.)’ in buyruğu: “Cimri, âbid ve zâhid de olsa cennete giremez.”
İnsana lazım olan şeytanın sözüne uymamak, fakirlikten korkmamaktır. Bahadırlık edip şeytanı kahretmek gerektir. Hak yolunda durmadan vermelidir. Fakirlerin gönlüne girmeli. İnsan kendi harçlığından kesip kısmalı, fakirlere vermelidir. Hak Teâlâ sana verdiği malı mülkü sakla demedi. Ölüm arka yolunu almadan ver, dedi.
Efendimiz (A.S.) buyururlar ki: “Cennet, cömertlerin yurdudur.”
Hak Teâlâ buyurmuştur bir hadis-i kudside: Ya kulum! O malını fakirlere ver. Ben sizin malınıza bereket bırakırım. Bire on veririm. (El-En’am, 160) Kur’an-ı Kerîm’de buyurulur ki: “İyiliklere on misli ile mukabele edilir.” (El-En’am, 160) Başka bir yerde de: “De ki, gerçekten Rabbim kullarından dilediği kimseye rızkı genişletir ve daraltır. Her neyi hayra harcarsanız Allah, onun arkasından karşılığı verir.” (Sebe’, 39)
Siz Hakkın emirlerine muhalefet etmeyiniz. Elinizdeki bulunanlardan bir kısmını veriniz. Eğer yerde bitenden verirseniz onda bir verin. Bu malınızı eve getirmeden borçlu gelirse borcunu derhal öde. Düşmüşlerden ve çaresizlerden gelen olursa elinden tut ve kaldır. Ta ki yarın Hak Teâlâ da senin elinden tutsun ve kaldırsın. Fukaraya verdiğin mallar için katiyen minnet etme. Hatta o, sana minnet ederse revadır. Bu şekilde hareket eden, ahiret için olan azığını hazırlamış olur. Fukaraya verdiğin zaman minnet etmesini istersen o takdirde verdiklerinin tamamı batıl ve yok olur. Yani bu durumda ahirette sana verilecek olan şey verilmez.
Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Sakın sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın…” (El-Bakara, 264)
İnsan verdiğini unutmalı ve Allah’a ısmarlamalı. Zira insan, yaptığı en küçük günahlar için bir gün gelecek ah edip gözyaşı dökecektir. Fukaraya vermek, Allah’a vermek demektir. Bu gibi insanlar sebebiyle Allah-u Teâlâ insanı lütfu keremiyle affeder (inşallah). Fukaranın eli, Allah’ın kudret elidir. Minnet hatadır. Fukaraya Allah’ın rızası için verileni Allah’a havale edip unutmak gerektir. Bu verilenlerin sevabı mutlaka ahirette görülecektir. Cimri olmak katiyen caiz değildir. Mal elde iken mala malik olmak gerektir. Yoksa insan ölürken malı bırakıp gider. Mala malik olmak demek o malı Hak yoluna vermek, Hakk’ın rızasına uygun olarak sarf etmek demektir. İnsan, Hak yolunda elini bağlamamalıdır. Kötüye, günaha sarf olunan mallar ahirette yılan olur insanın boynuna dolanır. İnsanı ta tepesinden sokar. Soktuğunun acısı geçmeden ikinci defa tekrar sokar. Azap melekleri ona der ki: “Sana bu eziyeti yapan senin çok sevdiğin dostundur. Cimrilik edip fakirlere bir şey göstermezdin. Seni kovalaya tutup sokan, ağlatıp inciten, senin mallarındır.”
O zaman ağlayıp zarilik edersin. Hiç kimse sana imdat yardım elini uzatmaz. Buradaki senin dost ve ahbapların orada seni tanımazlıktan gelirler. Sen dünyada iken fakir fukaraya yardım elini uzatıp tasaddukta bulunsaydın bugün o verdiklerin burak olup senin elinden tutardı. Dünyada fakirlerin feryadına yetişenlerin ahirette feryadına kulak verilir ve imdadına yetişilir.
Ey Azizim! Gördün ki mal-mülk fanidir, ömür fanidir. Dünyalığın çokluğu ve dünyalıklar hep fanidir. Rahatlıklar gelip geçicidir. İnanmazsan kendinden evvelkileri göz önüne getir. Bakiyi fani olana tercih etmek lazım ve hayırlıdır. Diğer dünyayı bu dünyaya tercih edip ver. Bu günler ticaret günleridir. Bu kadar söylenenler aklını başına getirmek için kafidir. Eğer ahirete sadakatle imanın var ise, fukara azıcık bir şey dilerse hemen hacetini ver. İnsanlardan yaptığını başa kakanlar vardır. Bunların bu yaptıklarını kendilerine güzel gösteren şeytandır. Cimriliği de o melun yaptırır. Cimri kimseler Allah-u Teâlâ’dan ve insanların sevgi – sempatilerinden uzak olur.
Efendimiz (s.a.v) buyururlar ki: “Cimri olan Allah-u Teâlâdan, insanlardan uzaktır. Cehennem ateşine yakındır. Cömert olan Allah-u Teâlâya, insanlara yakındır. Cehennem ateşine uzaktır.”
Fakat cimrilik iki türlüdür: 1. Malını fakirlere vermeye kıyamaz.
2. Hak yoluna vermek için mal biriktirmez. Eline geçeni saçar savurur. Bu cimrilik, birincisinden daha tehlikelidir.
Zira Hak Teâlâ buyurdu: “Hayırdan alıkoyanı, aşırı zalimi, çok günahkarı…” (El-Kalem, 12)
Cömertlik iyi ve cimrilik de yaramaz bir huy olduğu için Allah (c.c) kullarını cimrilikten men etmektedir. Cömertliğe teşvik eder. Kur’an-ı Kerim’de buyururlar ki: “Şeytan sizi fakir olacaksınız diye korkutur. Size cimri olmayı ve sadaka vermemeyi söyler. Allah ise lütfundan bir mağfiret ve fazla bir vaad ediyor. Allah’ın kudreti geniştir. Her şey’i kemaliyle bilendir.” (El-Bakara-268) Peygamberimiz (S.A.V) buyurmuşlar ki: “Malınızı zekât ile temizleyiniz, sadaka ile hastalarınızı tedavi ediniz, belaları dua ile karşılayıp savuşturunuz.”
Hak Teâlâ bir ayet-i kerimesinde buyurur: “Sevdiğiniz kıymetli şeylerinizi infak edip vermedikçe asla iyiliğe erişemezsiniz.” (Al-i İmran, 92) Efendimiz (S.A.V) buyurur ki: “Namaz dinin direğidir. Cihâd, amellerin hörgücüdür. Sadaka enteresan bir şeydir, sadaka enteresan bir şeydir, sadaka enteresan bir şeydir. (Yani her sahada söker ve söz geçirir.)” Hz. Aişe (r.a) validemizin rivayet ettiği diğer bir hadiste aynen şöyle deniliyor: “Cömertlik, cennette bir ağaçtır. O ağacın dalları dünyaya sarkmıştır. Kim o dallara yapışırsa o dallar, o kimseyi cennete çeker götürür. Cimrilik de cehennemde bir ağaçtır. Onun dalları da dünyaya sarkmıştır. Kim ki o dallara yapışırsa o dallar o kimseyi cehenneme sürükler.”
Cimrilik yapıp malını fakirlerden esirgeme. Muhtacına ver. Yukarıda geçen ayetler ve hadisler gereğince cimrilik yaptığın takdirde senin yerin cehennemdir. Senden sonrakilerin işine yarayacak mal için sen ne diye kendini cehenneme atarsın. Eğer cömert olup malını fakirlerden esirgemezsen yerin cennettir. Mal insana ödünç verilmiştir. Yarın senden alınır başkasına verilir. Nitekim senden önce başka birinin idi. Senden sonra da başkasının olacak. Mirasçılara kalacak. Mirasçılar mala konar, sana sorgu suali, hesabı ve azabı kalır. Sen niçin ibret alıp kendine gelmezsin?
GENÇ'ın Yazısı.