Serkan Akdeniz

Almanların, dillerinden düşürmedikleri bir selamlaşması var: “Grüsgot!”… Yani “Tanrının selamı, iyiliği seninle olsun” manasına geliyor. Bunu Almanya’da veya Almanca konuşan ülkelerde mutlaka duyarsınız. Yaşlısı, genci sizin kim olduğunuza bakmaksızın “Grüsgot!” diye karşılar sizi. Yanınızdan da bunu diyerek geçerler. Bunu bir âdet, bir kültür haline getirmişler. Avusturya’ya bir aylık seyahat eden bir arkadaşımdan dinlemiştim; aynı apartmanda bulunan yaşlı Alman bir çift her sabah onlara “Grüsgot” diyormuş. Hatta bir seferinde “Selamun Aleyküm” bile demişler. Bu da ayrı bir nezaket tabii ki.

Biliyoruz ki selam vermenin, almanın ve selamı yaymanın biz Müslümanlar için ayrı bir yeri var. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Sevgili Peygamberimiz bunun önemini vurgulamaktadır. Nisâ Sûresi’nde Rabbimiz; “Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.” (Nisâ Sûresi 86) buyurmaktadır.

Yüce kitabımız bizlere “Selam” hükümleriyle muhteşem bir toplumsal iletişim fırsatı sunmaktadır. Selam; gerek günlük uğraşlarımız arasında, gerek evlerimize ve iş yerlerimize girip çıkarken karşımızdakine esenlik, barış, muhabbet, hoşnutluk beslediğimizi anlatan yüce bir tebliğdir. Kur’an ve Sünnet anlayışımızın bizlere tavsiyede bulunduğu hayat ölçülerimizde Selam vermenin, almanın ve yaymanın önemini şu Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerle daha iyi anlıyoruz.

Size sataşan ve rahatsız eden birileri olduğu zaman takınmanız gereken tavır:

“Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.” (Furkan Sûresi 63)

“Boş sözü işittikleri vakit ondan yüz çevirirler ve, “Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. Selâm olsun size (bizden size zarar gelmez). Biz cahilleri istemeyiz” derler.” (Kasas Sûresi 55)

Hz. Peygamber Efendimize Salât-u Selam göndermenin önemi:

“Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.” (Ahzâb Sûresi 56)

Kendimizin, akrabalarımızın ve dostlarımızın evine girdiğimizde:

Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selâm verin. İşte Allah, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar. (Nur Sûresi 61)

“Yavrucuğum! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun” (Tirmizî, İsti’zân 10)

Kendi evimizden başka bir eve girdiğimizde:

“Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.” (Nur Sûresi 27)

İslam’ın hayırlı bir özelliği:

Bir adam, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: “İslâm’ın hangi özelliği daha hayırlıdır, diye sordu? Resûl-i Ekrem: “Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir” buyurdu. (Buhârî, Îmân 20; İsti‘zân 9, 19; Müslim, Îmân 63.)

Birbirimizi sevmek için güzel bir vesile:

“Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız. ” (Müslim, Îmân 93)

İnsanların en makbulü:

“İnsanların Allah katında en makbulü ve O’na en yakın olanı, önce selâm verendir. ” (Ebû Dâvûd, Edeb 133)

Selam’ın adabına dair:

“İnsanların Allah katında en makbul olanları, selâma ilk başlayanlardır. ” (Ebû Dâvûd, Edeb 133)

“Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olan çok olana selâm verir. ” (Buhârî, İsti’zân 5, 6; Müslim, Selâm 1; Âdâb 46. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 134; Tirmizî, İsti’zân 14)

Herhangi bir meclise veya ortama girdiğimizde:

“Sizden biriniz bir meclise vardığında selâm versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm, sonraki selâmından daha üstün değildir. ” (Ebû Dâvûd, Edeb 139; Tirmizî, İsti’zân 15)

İşte Ayetler ve Hadisler ışığında Selam’ın anlam ve önemini tahlil ettik. İnşallah bu şuurla Selam’ı hakkıyla alanlardan, verenlerden ve yayanlardan oluruz.

es-Selâmü Aleyküm…


GENÇ'ın Yazısı.