- Güzin abi, adım Merve. 19 yaşındayım ve kendimi sevmiyorum, sevemiyorum bir türlü. Çok zor bir durum, yardım et lütfen. 

- Zor bir durum gerçekten. Ama her zaman dediğimiz gibi, zorlukla beraber mutlaka birçok kolaylık vardır. İyice tahlil etmek lazım. İnsanın kendini sevmemesinin birçok sebepleri bulunabilir. Önce şunu sorayım: Kendini hiç mi sevmiyorsun yoksa biraz olsun anlaşabiliyor musun kendinle?

- Aslında hiç sevmiyorum da denebilir. Ama biraz olsun idare edebiliyorum. 

- Aynaya baktığında ne görüyorsun? 

- Çirkin bir kız, solmuş bir çiçek.

- Maşallah edebiyatın da kuvvetli. :) Latife bir yana, öncelikle şunu bil Merve, güzellik ve çirkinlik izafidir, kişinin bakış açısına göre değişebilir. Çirkinim diye kendine küsmen doğru değil. Ama maalesef birçok insan bunu yapıyor. Kendini daha güzel insanlarla kıyasladığın için böyle bir duyguya kapılıyorsundur büyük bir ihtimalle. Halbuki insanda ne büyük nimetler var. Bir gözümüze dünyaları değişmeyeceğimiz halde, bu tür karamsar duygular içinde kendimize yazık ediyoruz bence. Sen kendini çirkin bulduğun için karamsar oluyorsun, halbuki dünyada yüzü yanmış, yaralar bereler içinde yüzlerce kız var. Mesela onlar gibi olmak istemezdin değil mi? Aslında insan, her haline şükretmeli de, bakma sen, biz bunu hakkıyla idrak edemiyoruz. Küçücük su birikintilerinde boğuluyoruz, hayatı kendimize dar ediyoruz. Halbuki kişi olaylara bakış açısını değiştirdiğinde muazzam bir ferahlığa kavuşabilir. Ama bizler kolay olanı seçiyoruz ve hemen her şeye olumsuz yönüyle bakıyoruz. Neyse söz uzadı, sıkmadım inşallah seni?

- Sıkmadın ama yine de rahatlayamadım. 

- Öyledir. Akıl hacası falan değilim Merve. Aslında neler söylerdim de bakma sen, ciddi başladık öyle gidiyor. Kendinle barışacaksın, başka yolu yok. Barışmazsan işin zor. Her yolu deneyeceksin gerekirse. İnsanın kendine ettiğini kimse etmez bunu unutma sakın.

- Söylemesi kolay, ben olmadığın için bilmiyorsun neler yaşadığımı.

- Yahu “beni kimse anlamaz” triplerine girme. Sen ne kadar alıcıysan ben o kadar vericiyim. Yaşamadığım şeyleri söylemiyorum ki sana! İnsan için her şey. Elbette bu tür sıkıntılarımız da olacak. Senin yaşadıkların elbette büyük sıkıntılar olabilir kendi içinde. Ama her ne olursa olsun, iyi yanından bakalım diyorum. İmtihan dünyası, türli imtihanlar geçireceğiz. İmtihanları da ancak sabredenler kazanacak ve karşılıklarını tastamam alacaklar. Aklıma gelmişken sorayım: Kendini sevmiyorum diyorsun, peki başkalarını da mı sevmiyorsun? 

- Karamsar olduğum için başkalarının mutluluğunu ve güzelliğini de kıskanıyorum açıkçası. 

- En büyük hata. Ah Merve ah. Nice güzel insan var huyu kötü, iç alemi korkunç. Güzellik gerçekten çok önemli değil. Hatta ne demiş şair: Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa. :) Sahi öyle. Başkalarını kıskanmak, haşa Allah`ın takdirinde hata yaptığını söylemek bir bakıma. Allah herkesi dilediği gibi yaratmıştır. Bizi şekillendiren O`dur. Sen başkasını kıskandığın zaman, söz ile olmasa da, içinden şunu demiş oluyorsun: Allah`ım onu niye böyle yarattın, beni niye böyle yarattın? İnsan, kendisine verilenlerle mutlu olmasını bilmeli Merve. Aza şükretmeyen çoğu hiç bulamaz ki. Kaldı ki bizi yoktan var etti Allah, meccanen hayat bulduk. Yani hiçbir bedel ödemeden kavuştuk bunca nimete. Kaldı ki çirkinlik diye de bir şey yokken, neden kendi kendini üzüyorsun ki?

- Bilmiyorum, moralim bozuk. 

- Allah insanlara zulmetmez, bunu hiç unutma inşallah. Merdiven basamak basamak Merve. Acele etme. “İnsanın Anlam Arayışı” isimli bir kitap var. Kitabın yazarı Victor E. Frankl. Mutlaka bul, oku. Kendini kıyaslarsın. O kitaptan öğrenebileceğin çok şey var. Kitabı okuduktan sonra bak bakalım dert ettiğin şeyler gerçekten de dert edilmesi gereken şeyler mi? Kitabın yazarının yaşadığı acılara bak ve oradan hisseler almaya çalış. 

- Tamam Güzin abi, alacağım kitabı. Sağol, bir nebze ferahladım. 

- Eyvallah. Selam ve mâna ile kalasın.


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.