Gökbilimin Medyamızla İmtihanı!
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, işi ehline verme hususunun önemine binaen “İş, ehil olmayana verildi mi kıyâmeti bekle!” buyuruyor.
Türkiye toplumu olarak ne yazık ki gökbilime yeterince ilgili ve saygılı değiliz. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in ifadesiyle yitik malımız olan ilmin birçok dalını içinde bulunduran ve Allah’ın üzerine düşünmemizi emrettiği semâ hakkında araştırmalar yapan gökbilimin, biz Müslümanlar’ın dünyasında önemli bir yeri olması gerekir. Ancak ne yazık ki gökbilim bizim gibi Müslüman bir toplumun gündeminde daha çok magazinsel olarak yer alıyor. Çoğu haber sitesinde bilim için bir kategori dahi bulunmuyor, bilimle ilgili haberler teknoloji kategorisinde yayınlanıyor. Bunu da geçtim, yayınlanan birçok gökbilim haberi gökbilimle alâkası olmayan insanlar tarafından hazırlanıyor. Bu sebeple de içeriği sıkıntılı gökbilim haberleriyle çok sık karşılaşıyoruz. Mesela geçtiğimiz günlerde meşhur bir haber sitesinde Mars’la ilgili bir haberde tutulma sırasında kızıllaşmış bir Ay fotoğrafı kullanılmış. Her ne kadar kendilerini uyardıktan sonra bu yanlışlık düzetilmiş olsa da bunun gibi bizim gördüğümüz veya göremediğimiz birçok yanlışlık yapılmaya devam ediliyor. Hâlbuki iş ehline verilse, bu tip yanlışlıklara düşülmeyeceği gibi daha kaliteli işler ortaya çıkacaktır. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, işi ehline verme hususunun önemine binaen “İş, ehil olmayana verildi mi kıyâmeti bekle!” buyuruyor.
Uzaydaki Top Nasıl Patlamıyor?
Ancak tabii zaman zaman işin ehli olduğu sanılan kişiler de gerçekten ehil olamayabiliyor. Nasıl olduğunu bir örnekle anlatayım. Gökbilim alanında çalışan iki profesör ve bir doçentin konuk olarak katıldığı bir televizyon programında, sunucu bir olayın doğruluğunu soruyor. Olay şöyle: “1986 yılında fırlatıldıktan kısa bir süre sonra içindeki astronotlarla birlikte infilak eden Challenger Uzay Mekiği’nde bulunan bir futbol topu uzaya fırlamış. Olaydan 31 yıl sonra uzaya kaçan bu top hiç patlamamış bir şekilde Uluslararası Uzay İstasyonu’nun camına çarpmış. Tabii camda bir hasar yok.” Haber sitelerinde de bu şekilde verilen olay kısa zamanda sosyal medyada da yayıldı. Ancak akademisyenlerin bu olaydan haberdar bile olmadıkları hallerinden ve verdikleri tepkilerden belliydi. Hocalardan kimi top müzelik dedi, kimi ise daha önce duymamıştım ama ilginç gibi yorumlar yaparak olayı hemen kabullendi. Sunucunun “Bu top nasıl patlamıyor?” sorusuna ise hocalar bilimsel bir açıklama yapmakta zorlandı.
Burada yine biz devreye girerek Takiyüddin Astronomi Topluluğu’nun Twitter hesabı üzerinden programdaki yanlışlığın düzeltilmesini istedik. Olayın aslında öyle olmadığını, benzer bir topun daha sonra Challenger faciasında hayatını kaybedenlerin anısına Uluslararası Uzay İstasyonu’na götürüldüğünü belirttik ve NASA’nın sitesindeki asıl haberin bağlantısını gönderdik. Mesajımızı gören program sunucusu “Hocam bu arada bir bilgi geldi, o top palavraymış!” diyerek konuklarına acı gerçeği açıkladı. Hocaların tepkisi ise “Yapma ya, baya inandırıcıydı” oldu.
Hocaların bu olaydan bihaber olması kendilerini güncelleyemediklerinin açık bir göstergesidir. Hadi bunu anladık, ancak hocaların; basınçsız bir ortamda topun patlamadan duramayacağını, bir kuvvet uygulamadan 31 yıl boyunca yörüngede kalamayacağını ve saatte 27.500 km hızla hareket eden Uluslararası Uzay İstasyonu’na bir topun çarpması durumunda camın paramparça olacağını akıl yürüterek bulamamaları kahredici bir durum.
TAKAT’e Desteklerinizi Bekliyoruz
Bu olaylara şahit olduğumuz toplumumuzda bir de “Dünya düzdür!” diyen taş devrinden kalma kendini bilmez “ahmaklar” olduğunu görünce insan umutsuzlağa düşmüyor değil. Ancak biz her şeye rağmen çalışmaya devam edeceğiz ve İslâm Medeniyeti’ni eskiden olduğu gibi tekrar bilim kültürüyle yoğrulmuş bir toplum hâline getireceğiz inşallah. Bu amaç doğrultusunda kurduğumuz Takiyüddin Astronomi Topluluğu’na desteklerinizi bekliyoruz. Daha fazla bilgi için takiyuddin.org sitesini ziyaret edebilirsiniz. Astronomi İçin TAKAT’imiz Var!..
Muaz Erdem'ın Yazısı.