Muhammet Kalkan

İlim Adamı Gelenek İle Barışık Olmalıdır.

İlim, birikim üzerine gelişen ve değişen bir yapıya sahiptir. İlimde her nesil kendinden önceki dönemlerden etkilenir ve kendinden sonraki dönemleri etkiler. İlimlerin bu yapıda olması yapılan çalışmaların daha sağlam temellere dayanmasına yarar sağlarken aynı zamanda gelişmenin de önünü açar.

Herhangi bir ilim dalı tavsif edilirken bazen önüne ``yeni`` veya ``modern`` kelimeleri iliştirilir. Ancak bu yeni ve modern kelimeleri o ilmin geçmişten kopuk, irtibatsız ve türedi bir şey olduğu anlamına gelmez. Nitekim yeni eskiye nispetledir; eski olmadan yeni, yeni olmadan eski düşünülemez.

Bir ilim adamının yaşadığı çağ ile ünsiyet kurabilmesi için öncelikle geleneği tanıması, kavraması ve yorumlayabilmesi gerekmektedir. Çünkü ancak geleneğin yanlışlarından dersler çıkaran, doğrularını ise rehber edinen bir ilim adamı toplumuna faydalı olabilir. Bu açıdan bakıldığında, reklam sloganlarını aratmayan bir biçimde insanları, geçmişe sünger çekmeye davet eden ilim adamlarının çalışmaları kısır kalacaktır.

İlim Adamı Bugün İle Beraber Olmalıdır.

İlim adamının ikinci vazifesi bugünü ile beraber olmayı başarmak olmalıdır. Geleneği iyi bilmenin yanında bugünün sorunlarından uzak, bugünün insanı ile diyalog kuramayan bir ilim adamının çalışmaları hobi olarak icra edilen bir meslekten farksız olacaktır. İlim adamı aynı zamanda insanları, `` Eskiler her şeyi tamamladı, günümüze bir şey bırakmadı`` yanılgısından kurtarmalı, buna benzer anlayışlarla atalete düşenleri, çalışma ve araştırma yoluna sevk etmelidir.

İlim Adamı Geleceğe Örnek Olmalıdır

İlim adamı mesleğinin değerini bilerek bu değere halel getirecek davranışların uzağında yer almalıdır. Enaniyet içerisindeki cedelleşmelerden, çıkar-rant ilişkilerinden ve kibirden ictinâb ederek ahlaki olgunluğu yakalayarak kendinden sonraki nesillere örnek olmalıdır. Öngörüleri üzere kendi yaşamı ile sınırlı kalmayacak eserler bırakmanın gayreti içinde bulunmalıdır. 


GENÇ'ın Yazısı.