Camiler Ümmeti Üreten Fabrikadır
1975 yılında Üsküdar’da doğmuştur. Üsküdar İmam Hatip Lisesi’nden sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Yüksek Lisans eğitimini yine Marmara üniversitesinde tamamlamıştır. Halen Doktora öğrencisi olan Uçkan, çeşitli vakıf derneklerde yöneticilik, eğitim danışmanlığı, kısa bir süre milli eğitimde öğretmenlik görevlerinden sonra Kadıköy sınırları içinde Hasanpaşa Camii’nde imam hatiplik görevini ifa ediyor. Evli ve 3 çocuk babası.
Camide ibadet etmekle birlikte kardeşlik, mahalle kültürünü geliştirme ve sokak çocuklarına sahip çıkma gibi farklı projeler yapılıyor. Yaptığı faaliyetler ile adından söz ettiren cami cemaatiyle birlikte çok sayıda projeye imza atan Hasan Paşa camisi İmam Hatibi Levent Uçkan ile “sosyal cami” anlayışını konuştuk.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in yakın zamanda gündeme getirdiği camilerin 24 saat açık kalması mevzusunu siz çok önceden gerçekleştirdiniz. Camiler neden 24 saat açık kalmalı bize biraz bu husustan bahsedebilir misiniz?
2015’in Ocak ayından bu yana 24 saat üzerinden camii işletmeye çalışıyoruz. İşletme kavramını kullanayım çünkü mabet olmanın ötesinde camilerin ciddi işletim problemleri olduğunu düşünüyoruz. 24 saat açık tutulmasını halkımız gece namazı kılıyor, gecenin ikisinde de camiler doluyor taşıyor, böyle bir ihtiyaç var diye yapmıyoruz. Caminin sadece namaz merkezli kullanımı ve yapılandırılmasını temel bir problem olarak algılıyoruz. Özellikle kış aylarında barınma problemleri var malumunuz. Bu yüzden biz de camimizin namaz vakitleri dışında gece bu kardeşlerimiz barınak olarak kullanıp sabah çorbalarını içtikleri, temizliklerini yapıp sokağa çıktıkları bir alan olmasını istedik. Sokak çocukları ve bağımlılarla alakalı bir mücadelede aktif rol almak için gayret sarf ettik.
Sizleri camide ve cemaatle yaptığınız sosyal faaliyetlerle tanıdık. Bize sosyal projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz, ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Kızılay kan kampanyalarında etkili olmaya çalıştık. Kadıköy’de imam arkadaşların katkılarıyla bu sene kendi ilçemizde toplanan toplam kanın yüzde 30’unu topladık. Toplum ”ben burs istiyorum” dedi bu minvalde 25 öğrenci evi ve 2 yurt açtık Kadıköy’de. Şimdi de 4 milyon öğrenciye 100 bin yatak ihtiyacını karşılama iddiamız var. Bu büyük bir iddia ama bunu karşılayabilecek durumdayız, rabbim toplumun her ihtiyacında daha ciddi bir rol almaya nasip etsin. Ayrıca öğrenci kardeşlerimiz ile sadece barınma ve erzak yardımı değil dini ve milli değerleri okuyoruz, ona göre okuma listeleri hazırlıyoruz. Aile okulları çalışması da aile devamını ve huzurunu İslami çerçevelere bağlı yaşamaları için yaptığımız bir çalışmadır. Ayrıca aşevi faaliyetimiz var, Aşhane adı verilen proje kapsamında tamamen imece usulü buradaki 300’yakın hayırseverin katkısı ile her gün çorbamız çıkıyor. Yıl boyu mukabelenin devam ettiği 100’e yakın cami var ama yıl boyu 2 mukabelenin devam ettiği tek camiyiz. Mahalle kültürünü devam ettirme yönünde mahalle sakinleri ile el ele çalışmalar yapıyoruz.
Yaptığınız projeler ile neyi hedeflediniz, geri dönüşler ve gençlerin bakışı nasıl?
”Benim bir sorunum var” diyen topluma, çözüm arıyoruz. İslami hayatlarında destek olup sorularına cevap buluyoruz. Zihni ve entelektüel her türlü sorununa katkı sağlıyorsak varız demektir. Haydi gençler camiye gibi sloganlarla değil gençlerin elinden tutarak ve ihtiyaçlarını anlayarak yardımcı oluyoruz.
Bir cami imamı olarak en çok hayalini kurduğunuz şey nedir?
Biraz iddialı cümle olacak ama İslam dünyasında yaklaşık 1 milyon civarında mekan var ben bunlardan ne yazık ki bir tanesinin bile camii olmadığını iddia edenlerdenim. Cami ürettiğimiz gün mutlu olacağız, cami ümmeti üreten fabrikanın adıdır. Camiyi tekrar ihya ettiğimizde, mutlaka ümmet kumaşını üretilecek ve o camiler bizi hayata bağlayacaktır. En büyük hayalim gerçek camidir.
GENÇ'ın Yazısı.