Alçakgönüllülük ve Hayret Dolu Bir Yolculuk: Günlükler
M. Nedim Tan
Miguel de Unamuno, Günlükler (Çev. A. Burak Zeybek), Sel Yayınları, 2008
Hz. Nuh’un iki kapılı bir hana benzettiği bu dünyada hepimiz birer yolcuyuz. Bu gerçeğe “İki ka-pılı bir handa / Gidiyorum gündüz gece” diyerek tanıklık eden Aşık Veysel’i burada selamlamak gerek. Yolculuk kelimesi, insan hayatıyla ilgili en anlamlı ifadelerden. Hem iç dünyamızda bir yolculuk içindeyiz, hem dış dünyamızda. Yaptıklarımız ve yapamadıklarımız, düşündüklerimiz ve düşünemediklerimiz, ha-yallerimiz ve hayal kırıklıklarımız bu yolculukta bize eşlik ediyor. Bazen bu yolculuğun mahrem ve esrarlı taraflarını açığa vurma fırsatı doğuyor, biz de sarılıyoruz kalemlerimize. Unamuno, bu sırlı yolculuğu kendince bizimle paylaşanlardan. Derinlikli bir filozof, aynı zamanda bir roman, tiyatro ve piyes yazarı olan Miguel de Unamuno (1864-1936), okurluk dünyasıyla tanışıklığı bulunanlar için bir yabancı değil. Şimdiye dek Türkçe’de yayınlanmış sekiz kitabı mevcut. Bunların sonuncusu olan Günlükler, metnin hak-kını verdiği her halinden belli kıymetli bir tercüme ile yayınlandı.
Bu dünya yolculuğunda uğradığı durakları bizimle paylaşan Unamuno, ölümünden otuz yıl kadar sonra yayınlanan bu günlüklerinde, iç dünyamızın cevap bekleyen sorularıyla bizleri yüzleştiriyor. Bununla da kalmıyor, kendini bilme ve bulma yolunda nasıl soru sorulması, nasıl bir iç hesaplaşma yaşanması gerektiğinin de bir örneğini gösteriyor. Akıl ile imanın, zihin ile gönlün gel-gitleri arasında Unamuno, alçakgönüllü ve ince ruhlu bir üslup tutturmuş. Kaleminde maneviyât ile zerâfet birbirini beslemiş. Gün-lükler, Hıristiyanlığın batınî tarafına bolca atfı olsa ve yer yer sanki bir inanç krizi niteliğini taşısa da, naza-ra verdiği ve temas ettiği konular, tercümanı olduğu doğrular için okunduğunda hissettireceği bir şeyler illa ki var. Hatta manevî kültürümüze ait kavramlarla Unamuno’nun yazılarında karşılaşmak ilk anda şa-şırtıcı bile gelebilir. Sohbet, tevazu, huşû, tevbe, af ve mağfiret gibi manevî kültürümüze ait kavramları Unamuno’daki yansımalarıyla bir kez daha düşünmek ufuk açıcı olabilir. Kitaptan altı çizili birkaç satır:
“Tevazu sayesinde sade insanların bilgeliğine erişilir. Bu, kendisiyle ve dünyayla barış içinde yaşamayı bilmektir, Tanrı’nın huzuru içinde, mantıktan değil, hakikatten destek alarak...” (s. 7)
“Her şeyden önce sadelik ve saflık: Yükselmemiz için gereken iki kanat.” (s. 37)
“Yaşamdaki tevazuun, hareket ve duygulardaki tevazuun kökü iç tevazudur, ruhun ve aklın tevazuu, aklın boyun eğmesi, iman. Kim ki mantığını aşağılar, gerçekte tek mütevazı odur.” (s. 46)
“Asla tartışma: İsa asla tartışmadı. Vaaz veriyor ve her tür tartışmayı reddediyordu. Başkasının düşünce-lerini asla reddetme çünkü bu yakınından daha güçlü görünmeyi ve ona hakim olmayı istemek demektir. Duygunu içtenlikle ve basitlikle ifade et ve bırak hakikat kendiliğinden, kardeşinin zihnine işlesin. Hakikat onu fethetsin ama sen onu boyunduruğun altına alma. Çığıracağın hakikat sana ait değil; senin üstünde-dir ve kendi kendine yetmektedir.” (s. 21) “Din vatan görevi görür ve ruhun vatanıdır.” (s. 10)
GENÇ'ın Yazısı.