Zafer Kazanmadan Ölme!
Ömür ne zaman bitecek bilmiyoruz. Çok kısa bir zamanımız da kalmış olabilir, görece biraz daha uzun zamanımız da. Ancak her halükarda ömür bitmeden utançla ölmemek için insanlık adına bir zafer kazanmamız gerekiyor. Bir zafer kazanamasak hacca giden karınca misali yolunda olmamız gerekiyor. Hemen, şimdi…
Ömür ne kadar göreceli bir kavram değil mi? Bir kaplumbağa 200 yıla kadar yaşayabilirken, mayıs sinekleri sadece bir gün yaşarlar. 200 yıl yaşayanın da bir gün yaşayanın da bu dünyada var olmasının bir amacı vardır ve o amacı yerine getirdikten sonra bu dünyadan ayrılır. Peki insan ne için yaşar? İnsanın bu dünyadaki amacı nedir? İnsanı yaşatan sebep nedir? Bazıları için çok kolay ancak bazıları için çok çetin bir sorudur bu. Bazıları bir ömür boyunca bir defa olsun sormazken ne için yaşadığını kendine, bazılarının geceleri zindan olur bu sorunun peşinde. Her halükarda yaşamak bir görev üzerimizde, kabul edip başımıza koyarak hakkıyla da yaşayabiliriz, reddedip öylesine yaşayıp yazık da edebiliriz. Yaşayacağız, kısa ya da uzun bir ömür geçireceğiz. Nerede ve nereye doğacağımız, nasıl bir anne-baba ve çevreye sahip olacağımız, yaşarken nelerle karşılaşacağımız bizim elimizde olmayacak ancak bütün bunları nasıl karşılayacağımız ve ne şekilde anlamlandıracağımız bizim insiyatifimizde kalacak. Bütün mesele nerede, nasıl, hangi şartlarla, ne şekilde bir yaşam bize sunulursa sunulsun o yaşama bir anlam katarak, o yaşamı kendimiz ve başka insanlar için önemli kılarak yaşamak olacak.
Emerson başarılı ve bence anlamlı bir hayatı şöyle tanımlıyor: “Gülmek, sık sık ve çokça/Kazanmak saygısını akıllı insanların/Ve çocukların sevgisini/Beğenisini dürüst eleştirmenlerin/Takdir etmek güzelliği/En iyiyi başkalarında bulmak/Bu dünyaya küçücük de olsa/Katkıda bulunmak/Ya sağlıklı bir çocuk/Ya küçük bir bahçe ile/Bilmek bir tek yaşamın bile olsa/Daha rahat nefes aldığını/Sen yaşadığın için/İşte bu başarmış olmaktır.”
Sormamız lazım kendimize kaç yıldır dünyada olursak olalım, bu dünyada ben yaşadığım için kaç yaşam daha rahat nefes alıyor veya kaç yaşamın daha rahat nefes alması için yaşadığım yıllar boyunca bir şey yaptım/yapıyorum? Öbür türlü herkes yaşıyor yaşayacak. Bir böcek de yaşayacak, bir yaprak da yaşayacak, bir insan da yaşayacak. Ancak şuuru, aklı, kalbi olan bir insanın bu dünyada yaşarken bir böcekten, bir yapraktan farklı bir hayat sürmemesi, insanlara ve insanlığa katkısının böcekten ve yapraktan öte olmaması insanlığın ziyan edilmesidir.
Amerikalı meşhur eğitim reformcusu Antioch Koleji kurup başına geçtiği 1859 yılında ders yılını şu sözlerle başlatmış: “İnsanlık için bir zafer kazanmadan ölmekten utan” ve o gün bugündür bu mesaj kolejin mottosu olarak her yıl mezun öğrenciler tarafından tekrarlanıyor. Bizim hayattaki mottomuz ne?
Ömür ne zaman bitecek bilmiyoruz. Çok kısa bir zamanımız da kalmış olabilir, görece biraz daha uzun zamanımız da. Ancak her halükarda ömür bitmeden utançla ölmemek için insanlık adına bir zafer kazanmamız gerekiyor. Bir zafer kazanamasak hacca giden karınca misali yolunda olmamız gerekiyor. Hemen, şimdi…
Mehmet Dinç'ın Yazısı.