Ben hep tersini savundum. Türkiye’de kitap okunuyor. Elbette daha fazla olması arzulanır, ama yakınıldığı kadar vahim bir durumda değiliz. Öyle olmasaydı işin kurdu tüccarlar yayıncılığa yatırım yapmazdı. Art arda onlarca yeni yayınevi kurulmaz, her yıl kitap basım oranları artmaz, devasa bir çeviri kitap havuzu oluşmazdı. Türkiye Yayıncılar Birliği’nin raporu bu tezi onaylıyor. Rapora göre 2016’da toplam 667 milyon kitap üretildi. MEB’in okullarda ücretsiz dağıttıklarını çıkarsak geriye 404 milyon kitap kalıyor. Güncel nüfus verileriyle orantıladığımızda kişi başına 8.4 kitap düşüyor. Bir önceki yıla göre yüzde 7.4 artış söz konusu. Ve tezimizi doğrulayan en sağlam veri geliyor: Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) verilerine göre Türkiye, dünya kitap piyasasında 11. sırada. Yeni kitap çeşidi sıralamasında da yine 11. sırada. Bu çok iyi bir rakam. Tabii bu veriler, “İyi güzel de, peki nitelikli kitapların sayısı artıyor mu?” gibi yaraya tuz basan bir soruya cevap vermiyor. Bu sorunun cevabını yeni bir araştırma verebilir mi, bu da ayrı bir soru.


Yusuf Temizcan'ın Yazısı.