Şahsi kitaplığımdaki okumadığım kitaplardan biri de Muhammed Esed’in kendi hatıralarından hareketle kaleme aldığı “Mekke’ye Giden Yol” isimli harika çalışması. Aslında okumadığım demek kendime haksızlık olur. Kitabı ilk aldığımda, hakkında duyduğum övgülerin verdiği gazla, hemen başlayıp çeyreğini bitirmiştim. Bir süre ara verdikten sonra yeniden kendimi motive edip tekrar başlamış, yarısını da geçmiştim. Geçiş o geçiş. Orada kaldım. Aylar yıllar birbirini kovaladı ve ben maalesef tekrar kitaba dönemedim. Şimdi bu yazıyı bitirdikten sonra yeni bir heyecanla tekrar baştan başlamayı umuyorum.

Muhammed Esed (bkz: GENÇ Dergi 65. Sayı - Portre sayfası) 1900 yılında Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğar, Ortadoğu’ya muhabir olarak gelir ve sonradan İslam’ı seçer. Mısır’dan Mekke’ye uzanan seyahatlerini, önemli devlet adamları ve çöl insanları ile görüşmelerini, sorgulamalarını, heyecanını anlatır bize. Pakistan, Yemen, Afganistan, Rusya, Avrupa derken neredeyse 30 yılını alan seyahatleri boyunca heybesinde biriktirdiklerini, titiz bir işçilik ve edebi lezzetiyle bize aktarır. Yolların sonu hep Mekke’ye çıkacaktır. Ayrıca Kur’an Mesajı isimli açıklamalı meal çalışması hayli ses getirmiştir. Her iki kitabın çevirisini de şair Cahit Koytak’ın yapması ayrı bir güzelliktir. Kitap, şimdilerde -maşallah- 23. baskısını yapmış ve kapağı yenilenmiş.


Yusuf Temizcan'ın Yazısı.