Emine Şimşek

Bizi bölemediniz bayım! Çiçekler bizden yana. Nehirler, mevsimler, dualar bizimle. Doğu masalları ile büyütüyoruz çocuklarımızı. Kıtlama çay içeceğiz Yüksek ovada. Tekbir getireceğiz Dicle kenarında. Ve siz bayım, siz azap olan yaşantınıza yetim ‘âh’ı bulaştırdınız. Vebal sizin! Vebal sizin üstünüze! 

Sizin verdiğiniz bir kalıba dökemem hayatımı bayım! Emir kipleriniz benim rüyalarımda işlemez. Her gün gazetelere manşet olabilirsiniz, elinizde silahla poz vermekten memnun görünüyorsunuz. Hayatımızı ‘başka’laştıracağınızı sanın siz. Bizi öldüreceğinizi sanın. Unuttuğunuz bir şey var bayım, cennet içimizde bizim! Siz bize ne yapabilirsiniz!

"Düşmanlarım bana ne yapabilir ki? Ben cennetimi yüreğimde yaşıyorum,nereye gitsem o benimle gelir. Hapsedilmem halvet, sürülmem hicret, öldürülmem şahadettir. Değil mi ki göğsümde Allah’ın kitabı ve Resulü‘nün sünneti vardır." (ibn teymiyye r.a)

Açtığı yaralardan bildi bombaların adını çocuklarımız: Bu GBU-28, bu papatya öldüren. Bu...! Sizdiniz bayım, çikolata paketine kan sıçratan. Sizdiniz bayram günlerini karaya bulayan. Bizi doğudan korkutan. Sizdiniz ‘Kürt’ denilince ürkmemize sebep olan. Kıs kıs gülüyorsunuz şimdi. Adınızı anmadan kalkmıyoruz sofradan. Evimize de girdiniz bayım. Korkuttunuz mu bizi! Siz geldikten sonra eksile eksile direnç gülleri yetiştirmeyi bildik biz.

"Oğlum feda olsun vatana."

Bizi korkutamayacaksınız bayım! Aktütün deyince aklımıza siz gelmeyeceksiniz. Kara gözlü çocuklar büyüyünce doktor olacak. Şarkılar söyleyecek, Kürtçe şarkılar söyleyecek, sınır köyü çocukları. Birlikte ağlayacağız. Aynı göğe bakıp büyüdük biz, siz de kimsiniz bayım! Belki sabah olunca yok olacaksınız, belki üstümüzden bir yağmur duası geçecek. Siz olmayacaksınız. Siz bizim için hiç olmayacaksınız bayım!

Munzur Şelalesi’nde oturup şükredeceğiz, ne güzel bir yer Allah’ım! Munzur’u çiçek bahçesiyle bileceğiz. Ters lalenin öyküsünü şivesiyle anlatacak esmer bir çocuk bize. Gelin Pınar Efsanesi’ni, Munzur Baba Efsanesi’ni sizden daha iyi biliriz. Gabar Dağı eteklerine gözyaşımız düştü, ondan çok güçlüyüz bayım. Bizim haritamızı çizmek haddiniz mi sizin! Şarjöre ölü hayatlar doldururken siz, kalbimize dokunup dualar edeceğiz. Kalbimiz bizi terk etmedi!

Vedduha…

"Andolsun kuşluk vaktine! Sükûna vardığında geceye, Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı."

Sınır köylerinden çekin ölü bedenlerinizi. Pılınızı pırtınızı toplayıp gidin, kaybettiniz!

Bizi bölemediniz bayım!

Çiçekler bizden yana. Nehirler, mevsimler, dualar bizimle.

Doğu masalları ile büyütüyoruz çocuklarımızı. Kıtlama çay içeceğiz Yüksek ovada.

Tekbir getireceğiz Dicle kenarında.

Ve siz bayım, siz azap olan yaşantınıza yetim ‘âh’ı bulaştırdınız.

Vebal sizin! Vebal sizin üstünüze! 


GENÇ'ın Yazısı.