Abdurrahman Çetinkaya Kimdir?

1986 Isparta doğumlu. 16 yıl Van’da yaşadı. Lisans eğitimi boyunca 4 yıl Hatay/Antakya’da kaldı. Muhtelif zamanlarda eğitim ve staj için Polonya ve Suriye’de bulundu. Peyzaj mimarı. Şimdilerde Konya Selçuk Üniversitesinde yüksek lisans yapıyor. GENÇ istişare toplantılarını ve şölenlerini başından beri takip ediyor. Mayıs 2008’de yayına giren Genç Gönüllüleri Platformu web sitesinin kurucuları arasında. Aynı zamanda sitenin yöneticiliğini ve görsel danışmanlığını yapıyor. Bugünlerde “kimsiniz?” sorusuna “Genç Gönüllüyüz Biz” cevabını veriyor. Ve sizi siteye bekliyor. (www.gencgonulluyuz.biz) 

En büyük derdiniz?

Öyle küresel ölçekte bir derdim yok. Onca kariyer çabasının, rızık endişesinin içinde gerçekten Allah’ın istediği -kaliteli insan-olabilecek miyim? İşte asıl derdim bu. Neden dert çünkü başka hiçbir şey ebedi/hiç bitmeyen haz vermiyor. Ne para, ne makam ne de kariyerin her türlüsü. 

İç dünyanızı resmedecek olsaydınız, nasıl bir resim ortaya çıkardı?

Gençliğin verdiği muvazenesizlik mi bilmiyorum; bazen sütliman dalgasız bir deniz, bazen de tsunamiler kaynıyor içimde. Bazen çağlayanlar gibi akmak istiyorum bazen de fişi çekilen televizyonun kapandığı gibi, birisi fişimi çekse de her şey bir anda dursa içimde diyorum. Resmetmek zor yani, olursa da soyut bir resim olur herhalde. 

Mezar taşınızda ne yazsın isterdiniz?

Kamil olamasa da kendi

Genç Gönüllülerindendi 

En çok neyin özlemini duyuyorsunuz?

Sonsuz mutluluğa ereceğim günün özlemi var içimde. “Bu hayat beni kesmiyor“ yani. Ebediyetin özlemi. Çünkü orada kesintisiz bağlantı/network var, veliler, sadıklar, nebiler var. Müminin niyeti amelinden üstündür düsturunca ümitle, umutla özlüyorum o günleri. 

Öyle bir cümle kurun ki siz hariç kimse anlamasın.

Kıymetli şair ve akademisyen Nurullah Genç hocanın şiirlerinden birinin ilk iki satırıyla cevaplamak istiyorum: “O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı, sahile vurdu kalbim su yandı kum da yandı.” 

Bir cininiz olsa kimi çarpmasını isterdiniz?

Arada bir kendimi :) Kendime gelmem için. 

Hiç tahammül edemeyeceğiniz şey nedir?

Benim de içinde bulunduğum bir mevzuda diğerlerinin ciddiyetsizliği. 

Bir film çekecek olsaydınız ismi ne olurdu?

“Sen Gelmez Oldun” olurdu. Özlenen bir neslin hasretini çeken bir önceki nesli hikâye ederdim. Önceki nesil adeta tohumun çatlayıp bitkiye durduğu gibi Dert’ten Çile’den çatlayacak ve istenen nesil gelecek. Ve huzurlu son. 

Bugüne kadar yaptığınız en büyük hatanın ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Üniversite yıllarımda yeterince kitap okumamış olmam, en çok buna esefleniyorum. 

Hiç unutamadığınız bir şarkı?

Güftesi Celal Ertan’a ait hicaz bir şarkı: Yâr-i Hakikî’ye ithafen “Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı; İçinde salınan Yâr olmayınca..” 

En çok neye hamd ediyorsunuz?

Önce Müslüman olduğuma, sonra seçilmişler arasında olduğuma. 

Herkes görse iyi olur dediğiniz bir yer?

Şam-Emevi Camiini herkes görsün derim. Bir futbol sahası büyüklüğündeki mermer avlusunda müezzinlerin hep bir ağızdan okudukları ezanı dinlemek, Hz. Yahya, Hz. Hüseyin ve Selahhadin Eyyubi’nin ruhlarıyla çevrelenmiş bir ortamda bulunmak… Herkese tavsiye ederim. 

Dergimizin editörü olsaydınız yapacağınız ilk değişiklik nedir?

İşte zor soru. Dergimizin radikal bir değişikliğe ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Fakat ilk aklıma gelen hakkında bilgi düzeyimizin az olduğu, bilmediğimiz için bu ülkenin gerçek sahibi olamadığımız yakın tarih konusunda yazı yazması için Mustafa Armağan’a teklif götürürdüm. 

Sizce kediler mi daha nankör insanlar mı?

Kedileri severim. İnsanlar nankörlüğü kedilere isnad edip sıyrılıyorlar. Hâlbuki kedinin nankörlüğünden ne zarar gelir yarım kilo ciğerden başka. Rabbim insanlığa şükür idraki versin. Cevap ikincisi :) 

Çok saçma bulduğunuz şey?

“İnsan 7’sinde neyse 70’inde de odur” lafı. 

Aslında ben ………….…………… değilim.

Çabuk parladığıma bakmayın, Aslında ben asabi değilim.

Yazacağınız romanın ilk cümlesi ne olurdu?

“Roman okumayan biri olarak başladım bu yolculuğa, hayatın gerçekleri daha çok giriyordu ilgi alanıma” cümlesi olurdu ve yine gerçeklerden bahsederdim.

Genç`de hangi yazarın yerinde olmak istemezdiniz? Niçin?

Yarım Derviş-Sinan Özgenç dervişlik zor iş yarımı bile.:) 

Zamanda yolculuk yapılabilse hangi zamana giderdiniz?

2100 yılına gitmek isterdim. O yıllarda Türkiye’nin dünyadaki halini, neslimizin durumunu bir hayli merak ediyorum doğrusu. İlerisinin iyi olması için gerçekten çabalamış mıyız sorusunun cevabı orada olacak çünkü. 

Dünya nereye gidiyor?

Sahibi nereye isterse oraya. 


GENÇ'ın Yazısı.