Onu aşkın şölen, yüzlerce konferans ve etkinlik… GENÇ çıktığı günden bu yana okuyucuları ve kamuoyu ile çok farklı ortam ve vesilelerle buluştu. Hemen her faaliyetimizin sonunda bize yöneltilen soru  aşağı yukarı şöyle olmuştur: “Katılım nasıldı?” Doğrusu 3 bin kişilik salonlar da gördük, sadece 3 kişiyle buluştuğumuz zamanlar da oldu. Katılım çok zaman değişkenlik gösterdi yani. Ama hemen her  faaliyetimizin sonunda çok yakından gözlemlediğimiz bir gerçek vardı ki hiç değişmedi. Bize en çok ilgiyi hanım kardeşlerimiz gösterdi/gösteriyor. Bu sadece GENÇ ile alakalı bir durum mu? Değil tabii  ki. Hemen her kültür, sanat, eğitim etkinliği, faaliyeti ve teşebbüsüne her zaman hanımlar daha fazla ilgi gösteriyorlar. Her yerde onlar öne çıkıyor, her yerde onlar boy gösteriyorlar. “Kim var” denildiğinde  önüne arkasına bakmadan öne atılanlar da onlar… Bu neden böyle oluyor? Her zaman kullandığımız ifademizle hanımlar daha mı dertliler yoksa? Erkekler silik mi tembel mi? Belki de bu  işlere çok iltifat edilmemesi gerektiğini mi düşünüyorlar? Eğer öyleyse bu ne anlama geliyor? GENÇ bu sayısında herkesin gözlemlediği ve fakat cevabı noktasında farklılaştığı bu konuyu “Kızların İktidarı” başlığıyla gündeme taşıyor. Biz dosya konularımızda bazen bir konuyu sadece gündeme getirmenin bile büyük bir iş olduğunu düşünüyoruz. Her konuda reçete verecek derecede ne bilgili ne  de iddialıyız. Zaten değişimin ana motor olduğu şu zamanda her konuya hazır reçete sunmak çok zaman mümkün olmuyor. Kaldı ki bazı soruların cevaplanmasının zamanı da gelmemiş olabilir. Her  şeyin bir vakt-i merhunu var şüphesiz. Önemli olan gördüğümüz, şahit olduğumuz ve maruz kaldığımızı samimi şekilde paylaşmaktır. “Kızların iktidarı” gördüğümüzün ifadesidir. Biz bu resmi çekip, gerisini size ve zamana bırakıyoruz.

***

Geçen ay Adana GENÇ Şöleni’ndeydik. Adana artık şölenlerini gelenekselleştirdi. Halit Yasir kardeşimiz öncülüğündeki Adanalı GENÇ Gönüllüler her sene bir hanım bir de erkek şöleni yapma konusunda çıtayı gayet güzel bir yere koydular. Artık bundan sonra da düşürmezler herhalde… Sağolsunlar… Darısı diğer bölgelerdeki kardeşlerimize…

***

Yine geçtiğimiz ay deprem sarsıntıları yüzünden evlerini terk etmek zorunda kalan Simavlıların acısını paylaşmak için yollardaydık. GENÇ Gönüllüler olarak Simav’a bir empati seferi düzenledik. Acılarının acımız olduğunu göstermeye çalıştık. Çadırlarda kalan Simavlılarla görüştük, tebessüm ve dualarımızla vazifemizi yerine getirmeye çalıştık. Gönüllü olmanın, gönülle olmanın en ideal kıvamı yeryüzünde  ortaya çıkan her acının yüreğimizde yankılanması ile ortaya çıkacak, çünkü yeryüzünün her acısı gökyüzünde bir yerleri titretiyor. Göklerden beslenenler, göklerin titreyişlerini yüreklerinde hisseder ve sonrasında yerin acıları ile göklerin şifası arasında köprü olurlar.

***

GENÇ’te her yaz yeni heyecanlar anlamına gelir. Aramıza yeni arkadaşlar katılır, medya üzerine seminer, konferans ve eğitim programlarımız olur, yeni proje ve ürünler çıkar. Bu sene de İstanbul Gelişim Akademisi (İGA) işbirliği ile hem erkekler hem de hanımlar için Medya Akademisi düzenliyoruz. Umarız hayırlara vesile olur. Yeni sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.