Furkan Özkul

89. Oscar Ödül Töreninde En İyi Kısa Belgesel ödülünü “The White Helmets” (Beyaz Baretliler) aldı. Yanı başımız Suriye’de 5 yılı aşkın bir zamandır süren ve her geçen gün vicdanımızı daha da sızlatan zulmü tüm yalınlığıyla gösteren bir belgesel bu. Mutlaka izleyin. Suriye iç savaşında çok sayıda kişinin hayatını kurtaran, gönüllük esasıyla çalışan, Türkiye’de AFAD tarafından eğitilip lojistik destek sağlanan Suriye Sivil Savunma, ya da bilinen adıyla “Beyaz Baretliler”in hikayesini anlatıyor. Filmin Suriyeli Kameramanı Halid Hatip, vizesi iptal edildiği için ödül törenine katılamadı. Halep’te doğup büyüyen, savaşla birlikte videolar ve fotoğraflar çeken Hatip, kurulduğundan bu yana Beyaz Baretliler’de kurtama çalışmalarına katılıyor. Dünyadan tek beklentisinin bu belgeseli izleyip, bombardımanların durması için uluslararası arenada baskı yapılması, sivil ölümlerin önüne geçilmesi için çaba sarf edilmesi olduğunu söylüyor. Türkiye’nin Suriye meselesinde en çok gayret gösteren ülke olduğunun altını çiziyor. Hatip ile belgeseli ve kendi hikayesini konuştuk.

Suriye’de bombaların altında fotoğraf ve video çekiyorsunuz, vazgeçip başka bir iş yapmayı düşünmediniz mi?

Dört sene önce, Halep Basın Merkezi ve Sivil Savunma’ya katıldıktan sonra fotoğrafçılık tecrübem başladı. O zamandan beri tüm gücümle Suriye’de yaşananları belgelendirmeye çalışıyorum. İnsani görevlerini yapan fotoğrafçı ve gönüllü arkadaşlarımı kaybetmek gibi çok zor zamanlardan tutun da, hayatımı kaybetmeye sebep olabilecek bombardımanlara maruz kalmak gibi çok tehlikeli zamanlara kadar birçok sıkıntıyla karşılaştım. Fakat bir gün bile teslim olmayı ve bu işi bırakmayı düşünmedim! Çünkü bunun, hayatımın bir parçası olduğunu hissediyorum.

Beyaz Baretlilere nasıl katıldınız?

2013 yılının başında, o zamanki hava saldırısı sonucu meydana gelen olayları belgelendirme ve fotoğraflama çalışmasına yardım etmek amacıyla Halep Basın Merkezi’ne katıldım. Sivil savunma fikrini öğrendiğimde Halep şehrinde yer alan Hananu Merkezi’ndeki gönüllülerle karşılaştım. Bu işe yürekten inandıktan sonra gönüllülerin çalışmalarını belgelendirerek ve fotoğraflayarak onları dünyaya tanıtmak için onlara katıldım. 

Beyaz Baretliler tam olarak ne yapıyor? 

Biz insanları kurtarmak ve Suriye’deki sivil toplum kuruluşları arasındaki bağı güçlendirmek için çalışan yaklaşık 3000 kişilik bir grubuz. Patlama olduğu zaman en kısa sürede en fazla insanı kurtarmak için harekete geçiyoruz. Böylece insanların daha fazla vurulmamasını ve malların daha çok zarar görmemesini sağlıyoruz. Biz tarafsız ve ön yargısız bir kuruluşuz. Biz hiçbir gruba ve hiçbir siyasi oluşuma bağlı değiliz. Tüm Suriye halkına hizmet ediyoruz. Çünkü biz halkın içinden çıktık ve halk için çalışıyoruz. 

Kendi hikayenizin filmini yaptınız, hem de çok zor şartlar altında. Peki bu filmle neyi hedeflediniz?

Film çalışması yaklaşık bir yıl, fotoğraflama çalışması ise iki buçuk ay sürdü. Biz dört film fotoğrafçısı idik. Franklin Dao, Adana’da fotoğraf çekiyor; ben, Fâdî el-Halebî ve Hasan el-Kattân ise Halep şehrinden portreler çekiyoruz.

Bu filmin yapımındaki ana hedef Suriye’de yaşananların iç yüzünü ortaya çıkarmak ve sivillerin hava bombardımanı sebebiyle her gün yaşadığı acının boyutlarına ve temel yaşam gereksinimlerinden mahrum olmalarına ışık tutmaktır. Bunun yanında dünyaya Suriye Sivil Savunması’nı da tanıtmak ve sivilleri kurtarmaya çalışırken gönüllülerin karşılaştıkları tehlikeleri ortaya koymaktır. Bu filmin, dünyayı, sivillere yönelik gerçekleştirilen gelişigüzel bombardımanı durdurmak için harekete geçirmesini ve herkesin bu savaşı durdurmak için baskı yapmasını umuyoruz. 

Oscar alacağınızı bekliyor muydunuz? 

Açıkçası beklemiyorduk. Umduğumuzdan çok daha fazla bir etkiye neden oldu. Film Oscar Ödülü’ne aday gösterildikten sonra Los Angeles’ta yapılacak ödül törenine davet edildim. Fakat törene katılamadım. Töreni evimden izlemekle yetindim. 


GENÇ'ın Yazısı.