Hootsuite ve We Are Social ajanslarının ortak çalışması sonucu ortaya çıkan tabloya göre dünyada internet erişimine sahip olup da sosyal medyayı kullanan 2.8 milyar insan bulunuyor. Ülkemizde ise 80 milyonluk nüfusun 48 milyonu sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor. Dolayısıyla insanlara ulaşmanın en kolay yöntemi sosyal medya oluyor. Bu cazip potansiyeli göz ardı etmeyen firmalar ise gerek küresel pazarda, gerekse Türkiye pazarında sosyal medya üzerinden reklamlarını yapıyorlar.

Firmalar açısından pazar payını artırmak ve daha fazla satış yapmak elbette ki nihayetinde ülke ekonomisinin canlı kalmasını sağlıyor. Fakat madalyonun diğer yüzünde herkesten çok kazanan bir grup var ki, sosyal ağ platformları! Yıllardır kullanıcılarından ücret almadan, sanal profillerini oluşturmasına imkan sağlayan sosyal medya siteleri/uygulamaları yatırımlarının karşılığını hiç şüphesiz reklamlardan elde ediyorlar. Kullanıcıların kişisel verilerine dayanarak reklam verenlere en doğru hedef kitleyi sunabilen sosyal medya platformlarının potansiyeli başka hiçbir mecrada bulunmuyor.

Ancak bir sorunumuz var, ülkemizde sosyal medya kullanıcıları arasında yaygınlaşmış “yerel” diyebileceğimiz bir sosyal medya platformu bulunmuyor. En çok kullanıcısı bulunan platformlar Amerika’da kurulmuş şirketler. Dolayısıyla ülkemizdeki firmalar/kuruluşlar daha fazla kişiye ulaşmak adına sosyal medyada reklam verdiklerine para doğrudan ABD’ye gidiyor.

Konuyla ilgili geçtiğimiz ay konuşan Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan, “Markalı firmalar ve sivil toplum kuruluşları reklamlar için ciddi kaynak ayırıyor. Türk halkına dönük reklamlar için yurt dışı kaynaklı mecralara yüksek miktarlarda ödeme yapılıyor. Sosyal medyada reklam pazarı on milyarlarca dolara ulaştı. Türkiye’nin dış kaynaklı sosyal medya ağlarına verdiği reklam ücretleri, milli serveti yurt dışına taşıyor” sözleriyle çok güzel bir noktaya temas ederek, sosyal ağlara harcadığımız paralara dikkat çekti.

Elbette yerli bir sosyal ağımız olsaydı ve yabancı menşeili sosyal ağlardan ziyade yerli olanını kullansaydık sonuçlar çok daha farklı olurdu. Sosyal ağların başta reklam piyasası olmak üzere birçok hususta ciddi potansiyellerinin olması ülkeleri rahatsız ediyor. Rusya ve Çin başta olmak üzere bazı ülkeler kendi platformlarını kullanarak yerli kaynaklarının ülke içerisinde kalmasını sağlıyorlar.

Bizim ise şimdilik yapabildiğimiz en fazla engellemekten ibaret. Belirli dönemlerde sosyal ağların yasaklandığına şahit olduk ülkemizde, hatta en sonra Vikipedi’ye erişim engellendi. Her defasında erişimi engellediğimiz platformlardan “Türkiye’de ofis açın, vergi ödeyin” talebinde bulunuyoruz fakat bir türlü istediğimizi sağlayamıyoruz. Yapabileceğimiz en güzel şey milli ve yerli projelerin önünü açmak, desteklemek ve yaygınlaşmasını sağlamaktır. Milli servetimizi ancak milli çözümlerle saklayabiliriz!

Digital in 2017 Raporunu şu adresten inceleyebilirsiniz: genc.in/digit17 


Muhammed Murat Tutar'ın Yazısı.