Mehmet Sadık

CHP İstanbul Milletvekili ve Eski Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin operasyon belgelerini basına sızdırmakla suçlanmış ve göz altına alınmıştı. Akabinde malum olayı bardağı taşıran son damla gören CHP ”adalet” sloganıyla sokağa dökülmüş ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde Ankara’dan İstanbul’a uzanan bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe binler katıldı, basından da destek gördü, demokrasi deneyimi açısından da muhalefete herhangi bir engel olmaması; insanların rahatlıkla kendilerini ifade etmeleri yürüyüşteki ”adalet” vurgusunu güçlendirdi. Ancak; 15 Temmuz’da sokakta görmediğimiz -darbeye yeltenen ve halka ateş açmak için sokağa inen FETÖ’cüler hariç (!)- herkes o yürüyüşteydi. Misal, Cuma günü gerçekleşen 15 Temmuz’dan iki gün sonra darbe bastırılmışken su almak için markete gittiğimizde şimdi ”adalet” diyenler yüzünden su bulamamıştık. Ama onların ellerinde su, dillerinde şarkılar, etraflarında basın orduları vardı. Bu yürüyüşün adalet sloganından yüksek bir anlam taşıdığı yürüyüşe katılan FETÖ’cü kadının ”Gençler Sokağa Dökülsün” sözleriyle taçlandırılmak istendi ancak unutulan şuydu: 15 Temmuz’da sizler ATM’lere, bakkallara koşarken, bu gençler şehit düştü, vatan dedi, bayrak dedi. Şimdi çıkmış -muhtemelen- kendiniz bile inanmadığınız bir kavramla, adına ”adalet yürüyüşü” diyorsunuz.


GENÇ'ın Yazısı.