Ol Dedi Oldu Ama Nasıl Oldu?
Ömer Faruk Özbil
1952 yılında Konya’nın Beyşehir ilçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Paris, Kualalumpur ve Roma’da akademik çalışmalar yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliği yaptı. 9 dil bilen Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar, halen Yeditepe Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak çalışmakta.
Burada ideolojik saplantılar iyi değil. Ne bilim için, ne düşünce için. Olabilirliğinden farz edip düşünerek meselelere bakmak lazım. Olabilirliği kesin yoktur veya vardır şeklinde ispat mümkün değildir. Koca evren sonuçta. Ancak makul düşündüğümüz zaman ulaşırız. Bunu çıplak göz ile de görebiliriz. Dolayısıyla çıplak gözle evrim teorisinin birtakım söylemlerini gözlemleyebiliyoruz. Buna dayanarak makul görülebilir evrim teorisi. İspatlanamaz ya da reddedilemez.
Evrim kelimesi Darwin’in “maymundan geldik” sözü (iddiası) çevresinde şekillenip uzun tartışmalar meydana getirdi. Ama Darwin’den çok önceleri evrim konusunda çalışmalar yapmış, fikir beyan etmiş isimler var. Bizlere evrim teorisinin tarihsel seyrinden ve bu çalışma yapan isimlerin evrimi nasıl tanımladıklarından bahsedebilir misiniz?
Darwin meşhur olduktan sonra evrimin daha önceki kültür ve medeniyetlerde, düşüncelerde var olduğu tezleri de ortaya çıkmıştır. Bunlardan en çok üzerinde durulan eski Yunan presokratik bazı düşünürlerde evrim düşüncesinin var olduğudur. Aristo bile buna örnek gösterilir. Evrim fikri esasen Batı dünyasında ortaya çıkmıştır. Darwin’den önce evrim fikrinin olduğunu kabul etmiyorum. Darwin canlı türlerinin evrim ile oluştuğunu öne sürer. Galapogos adalarına yaptığı ziyaretlerde o adada yaşayanlar ile başka bölgelerde yaşayan aynı canlıların; farklı bölgelerde, farklı fiziksel özelliklere sahip olduğunu söylüyor. Ve bu gözlemlerinden hareketle evrim teorisini ortaya atıyor. Ona göre tüm türler bir tek ana türden çoğalarak gelişerek bugüne kadar gelmiştir. Tabii türler arası geçiş var mı yok mu Darwin o zaman bunu tartışmıyor. Bu ara türler sorunu sonradan ortaya çıkıyor. Darwin’in demek istediği şimdiki canlı türlerinin ortak bir atadan değişim ve gelişim sonucunda ortaya çıktığıdır. Çevre, iklim ve dahili faktörler sonucu değişim yaşanıyor ve böylece canlılar türemiş oluyor. Darwin’den önce batı dünyasında birtakım evrimci kabul edilen düşünürler var. Her ne kadar Darwin bu seyahatlerinde adalara müşahede için gitmiş olsa da kendinden önceki bilginlerin etkisi de vardır. Yani Darwin kendinden önceki fikirlerden hareketle yeni bir teori oluşturuyor.
“İslam’da Evrimci Yaratılış Teorisi” kitabınızda birçok İslam aliminin evrim konusunda çalışmalar yaptığını belirtmişsiniz. Bu isimlerin görüşlerinden ve evrimin İslam aleminde nasıl karşılık bulduğundan biraz bahsedebilir misiniz?
İlk düşünürler mutezile kelamcılar dediğimiz Nazzam ve öğrencisi El Cahız’dır. Nazzam’ın kitapları günümüze ulaşmamış olsa da ondan nakil yapan bilginlerden bize ulaşmış bilgiler vardır. Nazzam diyor ki: Bir çekirdek varlık yani bir ana tür yaratılıyor. Zamanla ondan diğer varlık türleri ortaya çıkıyor. Nazzam’ın fikri biraz daha felsefi tabi. Ama asıl en detaylı ve açık fikir sunan Cahız’dır. El Hayavan denen meşhur bir kitabı vardır. Hayvanlar ansiklopedisi diyebileceğimiz 4 ciltlik kapsamlı bir eser. Cahız burada varlıkların, canlıların evrim yoluyla oluştuklarını söylüyor. Allah varlıkları doğası gereği evrimleşici bir yapıda yaratıyor ve ara türlerden bahsediyor.
Darwin’de ara türler bahsi yok ama Cahız’da vardır. Ara tür, hayvandan insana geçiş ya da bitkiden hayvana geçiş gibi bunlar sayesinde varlıklar oluşuyor şeklinde bahsediyor. Darwin’in kitabında maymunlar açık şekilde zikredilmez ama Cahız insanların maymundan türediğini söyler. Bugün soruyorlar maymunlar var ama maymunlar insana neden dönüşmüyor. Bu konuya dikkat etmek lazım. Burada ilk yaratılıştan, oluştan bahsediliyor. Yani oluşum zamanından. Türler bir kere oluştuktan sonra kendi içlerinde evrimleşip gelişiyor. Ondan sonra maymunun insan olması mümkün değil. Hatta Cahız insanın maymuna dönüşebileceğinden bahsediliyor. Kur’an’a dayanarak bunu öne sürüyor. Bir ayette Yahudi kavmini Allah’ın maymuna çevirdiğini söylüyor. Dolayısıyla Cahız bunun fiziksel olarak olduğunu kabul ediyor. Diğer bilginler bunun manevi olarak, ruhsal ve karekter bağlamında değişimden söz ediyorlar. Mesela Mevlana’nın bazı şiirlerine dayanarak Mevlana’yı dahil edenler var. Nazzam, Biruni, İbn Tufeyl, İbn Miskeveyh gibi bazı düşünürlerin Evrim teorisine yakın düşüncüleri vardır.
İslam dünyası Evrim fikirlerini öne sürerken Kur’an’dan hareketle yola çıkıyor. İbn Tuyfeyl’in Hay bin Yakzan isimli bilimsel romanı var. Orada klasik yaratılışı anlatıyor. Diyor ki madem insan topraktan sudan yaratıldı, canlıların yeryüzünde oluştuğunu ve insanın yeryüzünde yaratıldığı sonucuna varırız. Fırıncının ekmeği mayaladığı gibi yağmurla gelen sular toprak ile buluşuyor. Bir mağaranın ağzında birikiyor ve o çamur güneş ısısının ışığının etkisiyle ıssız bir adada mayalanıyor. Kimyasal değişim geçiriyor ve oradan insan doğuyor. “Hayy” yaşayan demek, o ortaya çıkıyor. Ama dini kültürlerde Adem ile Havva’yı Allah gökyüzünde yaratıyor sonra günah işleyince onları kovuyor yeryüzüne gönderiyor şeklinde inanışlar var. Bunlar Hristiyan ve Yahudi geleneğinden etkilenmiş Müslümanların savunduğudur. Allah, Bakara suresinde ben yer yüzünde bir ardıl yani bir halife yaratacağım diyor. Bu halife daha sonraları siyasal halife olarak algılanıyor ama orada ardıl anlamı var. İnsan en son yaratılan varlık türüdür. İnsanın yaşayabilmesi için daha önce canlıların yaratılması gerekiyor. Böylece son varlık olarak insan yeryüzünde yaratılıyor. Ve bu ilk insanın Adem olduğunu ayette açıklıyor Allah.
Birçok görüşten, araştırmadan ve evrim tarihinden bahsettik. Peki hocam size göre evrim nedir? Siz evrim konusunda neler söylemek istersiniz, evrimi nasıl tanımlıyorsunuz?
Daha önceki Müslüman evrimcilerin söylediği gibi evrimin bir kısmını kabul ediyorum. Bir kısım alimler; varlıklar kendiliğinden, tanrı iradesi olmadan oluşmuş diyorlar. Materyalist teoriler bunu savunuyor. Ben Evrimi kabul ediyorum ama Evrimi yaratılış olarak Allah’ın yaratış biçimi olarak ortaya koyduğunu söylüyorum. Dolayısıyla varlıklar bugünkü karmaşık kompleks yapıya geliyor ve bunu Allah oluşturuyor. Burada Allah’ın iradesi söz konusudur. Ve bu Kuran’a uygundur. Yaratılışı ifade eden ayetlerde geçen fiillerin anlamları düşünüldüğü zaman Kuran ile çelişmediği görülüyor. Bu illa Darwin’in ya da Darwincilerin modern görüşü olmayabilir ama neticede evrim fikri var. Bunu dönüşüm, gelişim olarak algılıyoruz. Türlerin birinin diğerinden ortaya çıkışını anlatıyor. Bu tür bir evrimi kabul ediyorum.
Allah, Kur’an’ı Kerim’de Hz. Adem’i yoktan var ettiğini, yarattığını söylüyor. Esas tartışmalar bunun bir anda olduğu ya da bir süreç sonucu olduğu üzerinde şekilleniyor. Hz. Adem’in yaratılışını anlatan ayetleri nasıl okumalıyız?
Yoktan var etme yanlış anlaşılıyor. Adem’i yoktan var etmiyor. İnsan yokken ilk insan olarak Adem’i var ediyor. Zaten en büyük tartışmamız burada başlıyor. Hristiyan teologlar yoktan yaratma teorisini geliştiriyorlar sonra bize de geçiyor. Hatta bu daha sonra sorun çıkarttığı için Gazali bunun üstünde duruyor, tartışıyor. Neticede yok iken yaratmadır. Yoktan yaratma biz Müslümanların zihinlerini bozan bir kavram. Adem’i topraktan, sudan ve balçıktan yaratıyor. Kuran’ı Kerim’de cennet 48 ayette yeryüzü içinde kullanılıyor. Zaten cennet güzel bahçe, yeşillik yer demektir. Ve çoğunlukla gelecek hayat anlatılıyor ama yeryüzüne cennet diyor Allah. Dolayısıyla ayette cennet geçince Müslümanlar bunu yukarıda cennet var diye tartışıyorlar. Yoktan var etmeyi iyi düşünmek lazım, alışılageldiği şekli ile kabul etmemek lazım. İlk varlık başlangıçsızdır, onları Allah yok iken yaratıyor. Nedir bu çeşitli manevi yorumlar var ama Allah biz yeri göğü Duhan’dan yarattık diyor. Duhan ise duman anlamına gelir o dönemde. Bir çeşit canlıların oluşumunu sağlayan gaz bulutundan oluşuyor. Gaz bulutu yok iken Allah onu yoktan yaratıyor. Ondan sonra yerler gökler oluşuyor. Allah diyor ki yer ve gök birbirinden ayrılsın diyor ve ayrılıyor. Ve bu sayede dünya gibi gezegenler oluşuyor. Biruni bunu da düşünüyor. Başka gezegende canlı var mı diye. Hatta İbn Sina ile tartışıyor, ona mektup yazıyor. Başka dünyada canlı olabilir mi diye soruyor. İbn Sina sadece bizim dünyamızda canlı var diyor. Biruni eleştiriyor İbn Sina’yı sen Aristo’dan etkilenerek söylüyorsun, başka dünyalarda canlılar olabilir diyor.
GENÇ'ın Yazısı.