Her şey kesintisiz bir akış içinde. Zaman hızla geçiyor, zemin şekilden şekle giriyor, tecellilerin ardı arkası kesilmiyor. Eskilerin o muhteşem ifadesiyle, devran dönüyor. İşleyen demir ışıldıyor; duran su kokuyor, bulanıyor. Atalete düşen ümitsizliğe gebe; bir işi bitirip diğerine koyulan, Hakk’ın rızasını kazanma uğrunda azimle yol alan her daim bereket kapısını tıklıyor. Hayatımızın eşsiz güzelliği olan dinimiz İslam da iki temel direk üzerinde duruyor: İman ve salih amel. Birinden biri eksik olsa, ilahî murad hasıl olmuyor.

GENÇ bu ay gönül açan, kalp ferahlatan, harekete teşvik eden, küresel çapta salih amel ufku sunan bir dosya ile kar- şınızda. Gönülleriyle yaşayan ve bu uğurda kıtalar aşan, sekiz farklı ülkede birbirinden çeşitli faaliyetlerde bulunan gençleri dinliyoruz, söz onlarda. “Dünya Bizi Bekliyor” isimli projelerini anlattılar, farklı ülkelerde yaşadıklarını paylaştılar, gördüklerinden çıkardıkları dersleri derlediler bizler için.

On bir senelik GENÇ mazisinde gönüllü seferlerin ayrı bir yeri vardır, bilenler bilir. Vardır çünkü salih amele çok muhtacız, elimizden gelen tüm imkanlarla bizleri ötelere taşıyacak vesileler aramak zorundayız, dünyaya ilham olacağını düşündüğümüz faaliyetleri duyurmak önemli sorumluluklarımızdan biridir. Yüreğini alıp yollara düşen, bu uğurda samimi gayretler içinde olan ve gönül coğrafyamızda yüzlerce insanı tebessüm ettiren, dünyayı güzelleştiren insanlardan ne kadar bahsetsek, yine de az geleceğini düşünüyoruz. Hele hele, kısır tartışmaların, sûni gündemlerin, pespaye konuların haddinden fazla konuşulur olduğu şu tatsız ve zevksiz zamanlarda, böyle aktif çalışmalar içinde olan, başkaları için somut adımlar atan, hiçbir karşılık beklemeden iyiliği çoğaltan, dünyanın neresinde olursa olsun salih amel için hazırım diyebilen gençleri anmak, en büyük bahtiyarlık sebeplerimizden biridir. Onlar merhametle, kardeşlikle, anlayışla, sevgiyle, fedakarlıkla, cesaretle, iyilikle, inançla, vefayla ve samimiyetle yola çıktılar, tüm dünyanın tam da bu güzel hasletleri beklediğine yakından şahitlik ettiler.

Dileriz bu sayıdan sonra yerinizde duramama heyecanınız büyür, okuduklarınız karşısında “muhakkak ben de kıtalar aşmalıyım” niyeti düşer gönlünüze. Ve dileriz, dünyanın sizi de filen ve bizzat gerçekten beklediğine dair tohumlar flizlenir yüreğinizde, çok geçmeden kendinizi salih amel peşinde, iyi niyet ve gayretle yollarda bulursunuz.

Kurban Bayramınızı tebrik eder, Allah’a yakınlığa, bâki kalacak salih amellere vesile olmasını dileriz.

Ekim ayında görüşmek üzere.

Muhabbetle kalınız...

Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.