Tahran-Riyad-Doha İlişkisindeki Tuhaflık
Çok değil Mayıs 2017 tarihlerinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Tahran yönetimi ile gerilen ilişkiler nedeniyle artık savaşı İran’ın içerisine taşıyacakları vaadinde bulunmuştu. Bugün ise Suudi Arabistan’ın Irak yönetiminden İran ile ilişkilerinin düzeltilmesi için arabulucu olmasını talep ettiği konuşuluyor.
Ortadoğu’da son dönemde artan mezhepsel gerilimde Sünni bloğun öncüsü konumunda gösterilen Suudi Arabistan’ın, Iraklı Şii liderlerle ilişkilerini düzeltmeye yönelik hamlelerin ardından ezeli düşmanı İran ile de uzlaşacak mı? Bilinmez ama uzlaşırsa da şaşırmamak gerekiyor.
Peki bu radikal değişimin sebebi ne? Arap medyasına yansıdığı gibi Riyad’ın, Tahran ile giriştiği güç mücadelesinde mağlubiyeti kabul etmesi mi? Yoksa Riyad yönetimi açısından tehdit algısının değişmesi mi? Hanedanlık içerisindeki huzursuzluk, Suudi hükümetini eleştiren açıklamalar yapan prenslerin ortadan kaybolduğu yönündeki haberlerden hareketle Riyad yönetimi açısından tehdit önceliğinin dışarıdan içeriye döndüğünü söylemek mümkün. Ortadoğu’nun selameti açısından bu uzlaşı önemli hatta teşvik edilmeli. Ancak ironi bu ya komik olan Tahran ile uzlaşı yolları arayan Riyad yönetiminin, Körfez’deki kardeşleriyle birlikte, “İran’la yakınlaşıyor” gerekçesiyle Doha yönetimi ile ilişkilerini koparmış olması.
Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.