Uluslararası Genç Derneği’nde (UGED) has bir ekiple haftalık gerçekleşen GENÇ Buluşmalar adını verdiğimiz özel buluşmalarımızdan aldığımız notları paylaşmaya devam ediyoruz. Şair-eğitimci Bestami Yazgan Hocamızı ağırladığımız notları paylaşıyorum bu vesileyle.

Bestami Yazgan

Bestami Yazgan 1957 Osmaniye doğumlu. Emekli edebiyat öğretmeni, onu daha çok şiirleriyle tanıdık. Hatta geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Gülü incitme gönül” şiirini okumasıyla da tüm Türkiye’nin gündemine gelen bir şair oldu. Öyle ki “Gülü incitme gönül” şiirinin şairini bilmeyen birçok isim radyolardan, televizyonlardan şiiri paylaşırken, şiiri Yunus Emre’ye ait olarak aktardı. Bestami Hoca bu duruma da kendi üslubuyla “Benzetilmek bile güzel...” diyor. Bestami Hocamız dört çocuk babası, iki kızı doktor biri de yeni stajyer doktor oldu. Bir oğlu da Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğünde müdür yardımcısı. Şu ana kadar yayımlanmış 85 kitabı var, yenileri de yolda...

* Ben şiiri ancak gönül ehline okurum, bir okulda öğretmenlik yaparken okul müdürü “Hocam bir şiir patlat da dinleyelim.” dedi, bu söz üzerine, “Ben şiir patlatmam” dedim sert bir şekilde...

* Normal zekada bir insanım, eğer bugün bir yerlere geldiysem bunların vesilesiyledir: 1. Haram yemedim. 2. Ana-baba duası aldım. 3. Tasavvufi bir damara sahip olmam.

* Anne ve babamın üst üste kız çocukları olmasında büyük hayırlar var tabii. Babam bir kavga sonucu birini öldürmek üzere niyet ediyor artık; o sıra anneme, ablamlara bakıyor ve diyor ki, “Ben şimdi elimi kana bulasam bu kızlara, bu kadına kim sahip çıkacak, bensiz ne yaparlar?” diye düşünüyor... O zamanlar eğer ben olmuş olsaydım belki de babam bir insanı öldürmüş olacaktı. Yani şer sanılandan hayır çıkıyor.

* Benden önce babam ve annemin 5 kızı oluyor. Her defasında kalplerinden bir erkek çocuk geçiyor ama nasip işte... Annem ve babam Anadolu insanlarıydı, çalışkan, fedakar ve saf niyetli. Ancak ibadet noktası da namaz kılmakla sınırlı olurdu, köy yerinde eğitim de olmayınca... Neyse, annem bir erkek çocuğu olmasını çok istiyor, bir gün Hatay Kırıkhan’daki Beyazıd Bestami Hazretlerinin türbesinde dua ediyor. Orada uykuya dalınca rüyasında Beyazıd Bestami Hazretlerini görüyor. Mübarek, “Allah’tan iste benden değil” diyor... Sonra ben dünyaya geliyorum ve adım da Bestami oluyor. 

* Nişanlımı görmeye ailecek giderdik. Ben bilerek namaz vakitlerini seçerdim ki kayınpeder evde olmasın, namaza gitmiş olsun, ben de nişanlımı rahat rahat göreyim. Ancak kayınpeder uyanık adam, eve bacanağımı bırakırdı, o bizi ağırlar, kontrol ederdi.

* Gençliğinizi Allah için harcarsanız hayrınız bâki kalır...

* Osmaniye’de 1985 yılında Güneysu Dergisi’ni çıkardık. Şimdiki gibi bir teknoloji olmadığı için her şeyini kendimiz yapardık, yazılar, ciltleme, baskı, dağıtma... Dergiyi 2000 yılına kadar sürdürdük. Şimdilerde tekrar harekete geçti dergi; bizim ekibimizde olan bir arkadaş tekrar çıkarmaya başladı.

* Öğretmenlik yıllarımda gece gündüz hareket halindeydim. Hamdolsun ben ümmetin çocuklarıyla ilgilendim Allah da benim çocuklarımla...

* Biz dergiciliği bilmiyorduk yapmadan önce. Dergi bizi, biz de dergiyi yetiştirmiş olduk.

* 15 yaşımdayken nişanlandım, 17 buçuk yaşımdayken evlendim. Nişanlıydık ama bayramdan bayrama görüşürdük... Kayınpederim Hafız Mahmut Sekni şuurlu bir Müslümandı, bu konularda dikkatli ve ciddi davranırdı.

* Yeniden Milli Mücadele’de yaşadığım kırılmalar sonucunda 1980’lerin sonunda “Bağımsız bağımlılık” diye bir yöntem geliştirdim kendimde.

* Gençlik benim için çok önemli. Gençlere yatırım yapmalı, onlar için düşünmeliyim... Geleceğimiz sizlersiniz. Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nda geçen “Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır!” sözüne “Sen sahip olursan gençlik batmayacaktır” diyorum.

* 28 Şubat’ta ailecek büyük sıkıntılar yaşadık. Kızlarım o dönem üniversitedeydi. Başörtülü olmalarından dolayı eziyetler, olaylar yaşadık. Büyük olan kızım parti liderleriyle görüşme yapan 5 kişilik ekipteydi. Küçük olan kızım da bir profesörün öğrenciye ettiği hakarete şahitlik etti. O dönem için zordu böyle şahitlikler... Bir de başı kapalı diye “Saçını aç” diyen 28 Şubat’ın meşhur ismi İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’na protesto olarak saçını kazıtarak sınıfa girmiş bir gün... Alemdaroğlu’na, “Buyurun saç görmek istiyordunuz!” deyip karşısına oturmuş. Kızlarımı o dönem okuldan attılar. Ama hamdolsun ikisi de doktor oldu şu an...

* Yerimizden kalkıp, rahatımızı bozup bir şeyler yapmak zorundayız. “Dünya kötüye gidiyor!” demekle hiçbir şey çözülmeyecek. Gençleri ve çocukları suçlamakla, sürekli onlara ayar vermekle bir yere varılmaz. Hayatım boyunca gençlere ve çocuklara suç atmadım, atmam da.

* Yapmış olduğum bütün işlerden, yazmış olduğum bütün kitaplardan tek hedefim 1 kişiydi. 1 kişiye ulaşmaya çalışınca herkese ulaşıyorsun zaten. 1 kişi seni anlar ve seninle varsa, büyüyorsun...

* Mimarlar taşlardan saray yaparlar, şairler de kelimelerden.

* Kendimde üç tip görürüm: Yunus, Karacaoğlan ve Köroğlu...

* 60 yaşındayım ve bunca yıllık hayatıma bakarak sizlere şunu söyleyebilirim: Ne isterseniz Allah’tan isteyin: O çok güzel veriyor.

* Dergiler Anadolu için yanan ocaklar, akan pınarlardı. Yetişmek için buralar büyük imkanlardı. 


Salih Yüzgenç'ın Yazısı.