Yeni teknolojiler hayatımızı sürekli kolaylaştırıyor. Eskiden zahmet çekerek gerçekleştirdiğimiz tüm eylemler en basit olabilecek şekilde yeniden düzenlenip önümüze sunuluyor. Bu avantajlar elbette yadsınamaz, fakat mahremiyetimizden verdiğimiz tavizlerin sayısı da teknolojinin gelişmesiyle beraber artmaya devam ediyor. Yakın zamanda duyurulan iki yeni teknoloji ise “aklımızı alacak” türden.

Eylül ayında teknoloji devi Apple, iPhone’un piyasaya sürülüşünün 10. yılına özel olarak yeni geliştirdiği telefona iPhone X (on diye okunur) adını verdi. Fiyatıyla dudak uçuklatan bu yeni model özellikleriyle de göz kamaştırdı. Her şeyi bir yana, yüzünüzdeki 30 bin noktayı analiz eden ve güvenli bir şekilde telefonu kullanmanıza imkan veren FaceID teknolojisi gerçekten de heyecan verici.

Apple’dan daha çok telefon satışına sahip Çinli üretici Huawei ise yapay zekaya sahip yeni işlemcisini ve bu işlemcinin bulunduğu akıllı telefonu tanıttı. Aslında üretici bu cihaza “akıllı telefon” demiyor. Kirin 970 işlemcisine sahip bu cihaz NPU adı verilen yapay zeka ünitesine sahip. Bu sayede cihaz, kullanıcısının alışkanlıklarını öğreniyor, analiz ediyor ve kullanıcının üst düzey bir cihaz deneyimi sağlamasını mümkün kılıyor. Aslına bakarsanız tam olarak bu cihaz bizi en az bizim kadar iyi tanıyacak.

Parmak izi okuyucuyla artık yaygın kullanılan biyometrik teknolojiler, iris tarama, ses tanıma, yüz tanıma vb. sürekli gelişmeye devam edecek. Bunların hepsinin bir arada bulunduğu, bir de yapay zekaya sahip “zeki cihazları” önümüzdeki yıllarda daha çok görecek ve kullanacağız.

Fakat ilginçtir ki bu türden ileri teknolojiler kişisel verilerin analiz edilebilmesi için olmazsa olmaz değiller. Zira bugün cebinizde sıradan bir akıllı telefon olsa bile, bulunduğunuz ortamdaki mevcut seslerden nasıl bir yerde olduğunuz analiz edilip size en uygun reklamlar gösteriliyor. Sık ziyaret ettiğiniz konumlardan favori mekanlarınız çıkarılıp ne tür sosyal etkinliklerden hoşlandığınız anlaşılabiliyor. Telefonunuz cebinizde iken yürüyüş hızınızdan, adım attığınız sırada vücudunuzda oluşan titreşimlerden yaş grubunuz hatta cinsiyetiniz belirlenebiliyor.

Yakın gelecekte teknoloji üreticileri sadece ziyaret ettiğimiz web sitelerine veya sık kullandığımız uygulamalara bakarak bizi tanımlamak yerine, bu türden basit gördüğümüz temel verilerle tüm biyometrik verilerimizi harmanlayıp harıl harıl işleyecekler. Bundan kaçış pek mümkün görünmemekle birlikte, mahrem bilgilerimizi asgari düzeyde paylaşmak ve gizlilik yollarını araştırıp uygulamak bizim elimizde.

Tavsiyemiz odur ki, başta akıllı telefonlarınız olmak üzere kullandığınız web sitelerine varana kadar hepsinin gizlilik ayarlarını kontrol ederek hangi verilerinize eriştiklerinizi belirleyin ve gereksiz erişimleri kapatın. Özellikle akıllı telefonlarda bulunan en son işletim sistemleri bu kısıtlamaları mümkün kılıyor.

Bir şarkıda geçtiği gibi: “Kişisel neyim kaldı ki, bir iletim olsun? Tıklana tıklana her şeyim ortada.”


Muhammed Murat Tutar'ın Yazısı.