Tırmanan terör ve dış politikada ısınan sular bugüne kadar oynanan oyunun aynı merkezden yönetildiğine dair kanaatleri  güçlendirdi. İç ve dış mihraklar diye eskiden beri dilimize pelesenk olmuş bir ifadeyi tashih etmek gerekiyor artık: Mihrak tek. Yine  “bize bizden başka dost yoktur” diye tekrarladığımız klişeyi de şöyle düzeltmenin zamanı gelmedi mi: “Bize düşmanlık yapacak yer  tektir…” Son dönemde ortaya çıkan gelişmeler kimin kim olduğunu ortaya çıkarttı çünkü. Bu belki daha önce de biliniyor ve yer yer  telaffuz ediliyordu ama son  gelişmeler kamuoyundaki kanaatleri de bir noktaya taşıdı. O nokta A, B, C planlarına yönelik beklentileri artırıyor ve hatta savaş  telaffuzunun bile normal algılanmasına neden oluyor. Ama yine bu nokta itidalin elden bırakılmaması gereken noktadır.

Düşmanın bütün gıdası gerilimin tırmanması, kan ve şiddettedir. Sükûnet, kararlılık ve teenni onu iyice çıldırtacak ve  yalnızlaştıracaktır. Karşımızdaki cepheyi genişletmek ancak düşmanın işine yarayacak. Son dönemdeki karşı propaganda da bunu  temin etmeye çalışıyor. Savaş ne kendi doğruluğumuzun ne de onların yanlışlığının ispatına ilişkindir; savaş kamuoyunun ikna  edilmesi ve saflara dâhil edilmesi savaşıdır ve bu anlamda da psikolojiktir.


Mehmet Köprülü'ın Yazısı.