Toplumsal Değişimi Dini Tezahürden Görmek
Değerlendiren: Mehmet Cebeci
Ejder Okumuş, Toplumsal Değişme ve Din, İstanbul: İnsan Yayınları, 2003, 238 s.
Sosyoloji toplumları ilgilendiren ve topluma dair her şeyi açıklama gereği duyan bir bilim dalıdır. Toplumsal değişme ise bilhassa sosyolojinin temel noktasından çıkışla birlikte sosyolojinin özü olarak adlandırabiliriz. Çünkü tarihe baktığımızda özellikle sosyolojinin bilim olarak adlandırıldığı ilk zamanlara toplumsal değişim söz konusu olduğunu açıkça görebilmekteyiz. Özellikle modernleşme bağlamında sosyoloji geçmişten gelen birçok şeyi incelemekte ve bir şekilde toplumu anlamaya yönelik bir çaba gösterme gayretindedir. Sosyoloji; din, ekonomi, siyasi, ailevi vb. gibi daha birçok alanda toplumu ve toplumun değişim alanlarını ister istemez kapsayarak açıklama gayreti içerisindedir. Toplumsal değişim ise sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel vb. gibi birçok değişkeni nasıl ve ne için özelinde inceleme alanına alan sosyolojik bir tezahürdür. Günümüz dünyasında, küreselleşmenin mahiyeti söz konusu olduğunda siyasal başarı veya başarısızlık, demokratikleşme, laik anlayış, sosyal, kültürel ve siyasal olmak üzere toplumsal değişmeyi anlamak ve bu alanda incelemeler yapmak oldukça önemli bir hale gelmiştir. Bu sebepten ötürü toplumsal değişmeyi açıklayan sosyoloji birçok kavramı da beraberinde açıklama disiplini içerisinde toplumsal değişmenin diğer kavramlardan soyutlanmaması gerekliliğini bizlere fazlasıyla hatırlatmaktadır. Öyle ki toplumsal değişim tarihimizden bu yana gerçekliğini korumakta ve birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de toplumsal değişme sosyolojinin sayesinde kontrol altındadır. Özellikle ülkemizde Karadeniz Ereğli çalışması ile toplumsal değişme bir nebze olsun gözlemlenebilmiş ve birçok faktör ile toplumsal değişme açıklanmaya çalışılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kurulduğu yıllardan beri ister dini anlamda ister siyasi anlamda olsun bir toplumsal değişme her zaman sosyolojinin içinde yer almış ve ister istemez kontrol altında tutulmuştur.
Geçmişten günümüze gerçekleşen değişimlerle birlikte toplumsal ilişkiler her geçen gün artmış ve insanlar birbirleri ile din konusunda ya ortak noktada toplanmış ya da ayrışmışlardır. Toplumsal değişmenin en önemli konulardan bir tanesi de din olgusudur. Geçmişten günümüze din toplumsal bir rol oynamakla birlikte toplumların üzerinde etkisini sürdürmektedir. Halen güç olarak grupları, cemaatleri ve tabi milletleri bir arada tutan bir fenomen olarak yer almaktadır. Geçmiş zamanlardan günümüze din uğruna büyük savaşlar dahi gerçekleşmiş, bu yönde anlaşmazlıklar, tartışmalar da üst düzeye çıkmıştır. Böylesi bir durumda toplumsal değişme ve din ilişkisi göz ardı edilememekte ve aynı zamanda da birbirini sürükleyen bu durum insanların inançlarında da hiçbir şey kaybettirmemektedir. Din, toplumsal değişme ile sosyolojinin konusu olmakla birlikte sosyologların inceleme alanında yer alarak bir şekilde din sosyolojisi kavramını da ortaya çıkarmaktadır.
Geçmişten günümüze birçok alanda hızlı ve etkili toplumsal değişim gerçekleşmiştir. Özellikle modernleşme bağlamında toplumsal değişim oldukça fazla görülmüş ve görülmeye de devam etmektedir. Özellikle toplumsal değişme ve din arasındaki ilişki sekülerleşme kavramının etrafında toplanmış hem dini hem de siyasi anlamda her zaman tartışma konusu olmuştur. Geleneksel bir yapıdan modernleşme gerçekleşirken din fenomenin toplumsal değişim ile ilişkisi çatışmacı, arada kalan bir sonuç olarak ortaya çıkarmıştır. Burada elbette din ve dinin toplumsal değişimle ilgili bir toplumsal şekillenme üzerine ilişkileri toplumlar için oldukça önemli bir yer tutmaktadır.
Ejder Okumuş’un kaleme aldığı İnsan Yayınlarından yayınlanan Toplumsal Değişme ve Din adlı kitap çalışması asıl manada konu olarak din ve toplumsal değişim konusuna odaklanan bir çalışmadır. Kitap, din ve sosyal değişim ilişkilerinin özünde toplumsal değişimin dine olan etkisi ve dinin toplumsal değişime etkisini ele almaktadır. Toplumsal değişme ana temasından yola çıkarak din eşliğinde alt başlıklara indirgeyerek inceleme gerçekleştiren yazar dili oldukça yalın kullanmıştır. Kitap, üç ana bölümden oluşmakta ve zengin bir içerik ile geçmişten günümüze toplumsal değişme ve din özelinde birçok konuya yer vermektedir.
Kitabın ilk bölümündeki içeriğinin toplumsal değişmenin birçok alt başlığını ele alarak toplumsal değişimin anlamı, faktörleri ve kuramlarına açıklık getirmesi ise okuyucular için önemli bir etken olmuştur. Özellikle sosyoloji ve toplumsal değişim alanında önemli bilgilendirmelere yer vermektedir. Yazar kitabın ilk bölümünde yer alan toplumsal değişim faktörlerini ve kuramlarını açıklamaya özen gösterirken zengin kaynakçası ile birçok kavramı da açıklamaktadır. Daha sonrasında ise yazar, ilk bölümde yer alan ve toplumlar açısından önemli bir yer tutan din kavramını ele alırken dinin sosyolojik boyutuna değinmektedir. Dinin sosyolojik boyutunda ise sosyologların din tanımını nasıl gerçekleştirdiklerini ele almıştır. Yazar din sosyolojisinin kaçınılmaz olduğunu kitabın başında belirtirken din ve sosyolojinin kaçınılmaz bir ikilem oluşturduğunu ve toplumsal değişmenin nasıl sosyoloji olmadan düşünülemeyeceğinden bahsederken din ve sosyoloji bağlamında din sosyolojisinden de aynı şekilde bahsetmektedir. Kitapta yazar aynı zamanda dinin toplumsal işlevlerine de yer vermektedir. Din ve toplumsal değişimin daha etkili anlaşılması adına toplumsal işlevlerinin ele alınması okuma açısından daha etkili olmuştur. Burada dinin sosyal işlevlerinin bilinmesi her iki taraftan yani hem din bağlamında hem de toplumsal değişim bağlamında daha anlaşılır katkı sağlamıştır. Dinlerin ortaya çıkışından ve geçmişten günümüze dinin toplumlar üzerindeki etkisi oldukça güçlü olmuştur. Dinin toplumsal işlevleri göz önünde bulundurulduğunda din, bir zihniyet kazandırma, bütünleştirme, çatıştırma ve parçalama, organizasyon, sosyalleştirme ve sosyal kontrol, yapılandırma ve düzenleme, kimlik kazandırma ve kültür koruma gibi birçok etkiyi yaratmıştır. Dini sosyolojik manada ele alırken ister klasik sosyologlar olsun ister modern sosyologlar olsun dini salt bir şekilde toplumsala veyahut sosyolojiye indirgemeci bir şekilde davranmışlardır. Dinin işlevsel açıdan kendi yaşadıkları sosyokültürel, ekonomi ve siyasi alanda etkisini göre tanımlamaya çalıştıkları görülmektedir.
Yazar kitabın başında toplumsal değişime ve aynı zamanda din faktörlerini tek tek açıkladıktan sonra ikinci bölümde ise din ve toplumsal değişim ilişkilerini ele almıştır. Din toplum ilişkileri elbette geçmişten günümüze sürekliliğini korumaktadır. Sosyolojik manada toplumsal hayatın içerisinde din toplumla karşılıklı ilişki içerisindedir ve bu durum özelde de toplumsal değişimle aynıdır. Kitabın ana konusunun işlendiği bu bölümde din ile toplumsal değişimin karşılıklı ilişkileri bağlamında engelleyici bir faktör olarak din, takviye edici olarak din, temel faktör olarak din toplumsal değişim karşısında ele alınmaktadır. Sonraki bölümlerde ise din karşısında dini olumlu ve olumsuz bir şekilde toplumsal değişimi ele almaktadır. Burada elbette merkeze dini ve toplumsal değişimi koysak bile sonuç çıkarmak olanaksız olacaktır çünkü toplumsal değişimi etkileyen birçok faktör yer alırken bu faktörler dini de etkisi altına almaktadır. Din ve toplumsal değişim ister istemez çok yönlü ve değişken olarak belirmektedir. Bu ikili ilişki de değindiğim gibi farklı etkenler de rol oynarken yazar da burada bunu desteklemektedir. Din ister istemez; sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal faktörlerden etkilenmektedir. Bu bağlamda din-toplumsal değişim ilişkilerine yakından bakıldığında, dinin, birinci bölümde toplumsal değişim faktörleri olarak zikredilen coğrafi çevre, mekân, zaman, sosyal, farklılaşma, nüfus, savaş, barış, bütünleşme, ayrılık, eğitim, siyaset, kültür, ideoloji, hukuk, teknoloji, sanayi, keşif, icat gibi maddelerin hemen hepsiyle tek tek veya çoklu bir biçimde karşılıklı ilişki halinde olduğu görülür.(s.177) Bakıldığı takdirde burada toplumsal değişim ve din kavramları arasındaki ilişki din toplumsal değişimi olumlu da etkileyebilir veyahut olumsuz bir şekilde de etkileyebilir. Yine aynı şekilde toplumsal değişimi de din bağlamında aynısını söyleyebiliriz. Yazar bu konuda insanın merkezi bir konumda yer aldığının ve toplumun bu hususta ilişkilerin yönünü belirlediğini belirtmektedir.
Kitabın son bölümünde ise Kur’anda toplumsal değişim konusu ele alınmıştır. Yazar burada Kur’an ayetlerinden yola çıkarak değişme olgusunda birçok kavramı açıklamaya çalışmıştır. Sosyolojik anlamda değişmeyi ifade eden tebdil, tahvil, inkılap, tağyir, müdavele daire ve irtidad kavramlarını toplumsal değişme boyutunda konu edinmiştir. Buralardan çıkardığı sonuç ise, sosyal değişimin insan iradesiyle birlikte gerçekleştiği ve toplumsal değişimin her ne olursa olsun bir şekilde insanın topluma bağlı olduğu dile getirilmiştir.
Sonuç olarak, kitap kavramsal olarak din sosyolojisi bağlamında toplumsal değişim ve din kavramlarını hem din tarafından hem de toplumsal değişme tarafından incelemiştir. Günümüz şartlarında din kavramı oldukça hassas bir şekilde ele alınmaktadır. Özellikle günümüz şartlarında toplumların dini duygularının artması veyahut karşıt manada sekülerleşme gibi durumları tartışıla dursun toplumsal değişme çok faktörlü olarak din kavramını etkileyecektir. Geçmişten günümüze sosyal ve tarihsel bir fenomen olan din kavramı toplum ve toplumsal değişim ile diyalektik bir ilişki içinde var olmaya devam edecektir. Kitaptan yola çıkarak dinin toplumsal değişimi etkilediği ve toplumları yönlendirdiği de çıkmaktadır. Geçmişte yaşanılan savaşların kutsal topraklar, din liderliğini ele geçirmek veya özgürlüğü elde etmek bu duruma örnek olabilir. Ayrıca son olarak İslam tarihi açısından değişimi ele almak üzere Kur’an’ın toplumsal değişime nasıl yaklaştığı da göz önüne alınarak açıklanmaya çalışılmıştır.
GENÇ'ın Yazısı.