Colombo`da Abdulhamid Han Caddesi
Kırmızı Mescid’de namazlarımızı kılıp tekrar otobüse binerek bu sefer de Abdulhamid Han Caddesi’ne geçtik. Sri Lanka’nın başkenti Colombo’da Abdulhamid Han’a ait bir ize rastlamak bambaşka bir duyguydu. Yağan şiddetli yağmura rağmen uzunca bir süre caddede vakit geçirdim.
Cuma namazını Sri Lankalı Müslümanlarla kılıp Halil’in isminin verileceği yetimhaneyi açmak için Watadeniya-Velamboda bölgesine doğru gidiyorduk. Sri Lanka’nın her tarafı gibi bu bölge de yemyeşil ve dağlıktı. Watadeniya-Velamboda’ya yaklaşınca otobüsten inip yola devam edebilmek için hep birlikte ciplere bindik. Artık Sri Lankalı yetimler de İstanbul’da şehit düşen Halil ağabeylerini tanıyarak büyüyeceklerdi. Halil kim bilir hangi Sri Lankalı yetimin düşlerini süsleyecek, hangi Sri Lankalı yetim Halil’i kendine örnek olarak görecekti? Bunlar aklımdan geçerken İstanbul’dan gelen misafirlerini bekleyen Halil Kantarcı Yetimhanesi bizi karşıladı. Yetimhane adeta bir masal gibiydi ve hayal ettiğimden çok daha güzel olmuştu. 15 Temmuz gecesi Çengelköy’de darbecilere karşı mücadele ederken şehit düşen Halil Kantarcı artık sadece Türkiye’nin değil; tüm ümmetin şehidi olacaktı.
Arslan be Halil Kantarcı!
Etraftaki dağ köylerinde yaşayan Sri Lankalı Müslümanlar açılış programının yapılacağı alanı çoktan doldurmuşlardı. Sri Lanka Büyükelçimiz Tunca Özçuhadar, Ak Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan ve Sadakataşı Derneği Başkanı Kemal Özdal kardeşlik temalı birbirinden güzel konuşmalar yaptılar. Sıra bana gelince ben de dilim döndüğü ölçüde bir şeyler söylemeye gayret ettim. Bizim için açılış programının en güzel ve anlamlı yanı Arif Nazım’ın “Arslan be Halil Kantarcı” türküsünün söylenmesiydi. Watadeniya-Velamboda’nın dağları bu türküyle inliyor, açılış için Türkiye’den gelen ekibin tamamına yakını gözyaşlarını saklamaya çalışıyordu. Hepimiz yaşadığımız bambaşka duyguların etkisi altındaydık. Programın sonunda yetimhanede kalacak yetimler sahneye çıkıp ilahiler söylemeye başlayınca yaşadığımız duygular çoktan zirveye ulaşmıştı.
Yaşasın İslam Kardeşliği
40’ı yatılı 54 yetim kız öğrencinin barınacağı Halil Kantarcı Yetimhanesi’ni hizmete açıp yetimhaneyi bir güzel gezdikten sonra artık dönüş için yola çıkma vakti gelmişti. Geceyi Budistlerin kutsal şehir olarak kabul ettikleri Sri Lanka’nın eski başkenti Kandy’de geçirecektik. Kandy şehrine bu denli bir önem atfedilmesinin nedeni ise Sri Dalada Maligawa isimli tapınakta Buda’ya ait olduğu iddia edilen kutsal dişin bulunmasıydı. Tekrar otobüse binip Kandy şehrine doğru yol alırken yolda birkaç kez mola verip Sri Lankalı Müslümanların davet ve ikramlarına icap ettik. Dünyanın öbür ucundaki insanlar sırf Müslüman olduğumuz için neleri varsa bizimle paylaşmak, bizi en güzel şekilde misafir etmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Sırf bu kardeşlik için bile Müslüman olduğuma Rabbime günlerce şükredebilirdim.
Bir Rüya Şehir Kandy
Geceyi Kandy’de geçirdikten sonra sabahleyin erkenden şehri seyredebileceğimiz yüksekçe bir yere çıktık. Buradan şehre tamamen hâkim olan yeşilin her tonunu görebiliyorduk. Ayrıca birbirinden güzel kuşlar şehrin tam ortasındaki gölün üzerinde uçarken kıyıda da bembeyaz atlar koşuyordu. Kandy gerçeklik algımı bir süreliğine de olsa değiştirerek kendi kendime “acaba bir rüyada mıyım?” diye soracağım bir şehir olarak içimde yer ediyordu.
Kutsal Diş Tapınağı
Buraya kadar gelmişken ülkenin en önemli tapınağı olan Sri Dalada Maligawa, yani Kutsal Diş Tapınağı’nı görmeden olmazdı. Şehrin dört tarafından insanlar Kutsal Diş Tapınağı’na akarken biz de birbirinden renkli kıyafetler içindeki Budist grupların arasına karışarak tapınağın merkezine doğru yürümeye başladık. Malwatte ve Asgiriya adlı iki bölümden oluşan Kutsal Diş Tapınağı oldukça geniş bir alana yayılmıştı. Tapınağın merkezi sayılan Buda’nın dişinin olduğu bölüme yaklaşıldıkça kalabalık iyice artıyordu. Biz de yaklaşabildiğimiz kadar bu bölmeye yaklaşmaya çalıştık. Fakat yüzlerce Budistin kutsal dişi görmek için sırada beklediğini görünce, bir diş için saatlerce beklenmez diyerek Kandy’den başkent Colombo’ya doğru yol almaya başladık.
Kırmızı Mescid ve Abdulhamid Caddesi
Başkent Colombo’yu gezmek için sadece bir günümüz kalmıştı. Bu bir günü iyi değerlendirip gezebildiğimiz kadar şehri gezecektik. Sabah Colombo’yu dolaşmak için otelden ayrılırken özellikle Kırmızı Mescid ve Abdulhamid Han Caddesi’ni görmek istiyordum. İlk olarak Kırmızı Mescid’e gittik. Colombo Limanı yakınlarında olan Kırmızı Mescid mimarisiyle şimdiye kadar gördüğüm en ilginç camilerden biriydi. Hindistan’ın güneyinden Sri Lanka’ya gelen Müslüman tüccarlar tarafından inşa edilen Kırmızı Mescid’deki ince işçilikten etkilenmemek elde değildi. Kırmızı Mescid’de namazlarımızı kılıp tekrar otobüse binerek bu sefer de Abdulhamid Han Caddesi’ne geçtik. Sri Lanka’nın başkenti Colombo’da Abdulhamid Han’a ait bir ize rastlamak bambaşka bir duyguydu. Yağan şiddetli yağmura rağmen uzunca bir süre caddede vakit geçirdim. Üç tekerlekli tuk tuklarla dolu olan Abdulhamid Han Caddesi uzunluk olarak küçük bir cadde olsa da mana olarak bizim için çok büyüktü. Hatta Sri Lanka’dan Türkiye’ye kadar uzanacak büyüklükte… Colombo’dan ayrılmadan önce her ne kadar şehrin ünlü yerlerinden sayılan Özgürlük Meydanı’nı, Bayra Gölü’nü, yerel alışverişin merkezi Pettah Bölgesi’ni gezsek de Colombo zihnimde, Kırmızı Mescid ve Abdulhamid Han Caddesi olarak kaldı. Fi Emanillah Colombo, tekrar görüşene kadar Allah’a emanetsin…
Adem Özköse'ın Yazısı.