İslam Düşüncesi "İslam Düşünce Atlası" İle Somutlaşacak
İlmî Etüdler Derneği (İLEM) yaptığı tarihi, kültürel, akademik araştırma ve çalışmalarla adından sıkça söz ettiriyor son günlerde. Hazırlanan önemli projelere İslam düşüncesinin temellerini, dinamiklerini göstermeyi amaçlayan “İslam Düşünce Atlası” eklendi şimdi de. Projeyi İbrahim Halil Üçer yürütüyor. Kendisiyle Atlas’ın muhtevasını, neler yaptıklarını ve süreci konuştuk. Tabii söyleşinin temelinde İslam düşüncesi olduğu için çok daha derinlemesine yerlere de temas etmiş olduk.
İslam Düşünce Atlası Projesi nedir, biraz bahsedebilir misiniz?
İslam Düşünce Atlası İlmî Etüdler Derneği’nde (İLEM) Konya Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle yürüttüğümüz bir düşünce tarihi yazımı projesidir.
Bu projeyi, biraz sembolik bir biçimde, içinde yaşadığımız fakat birbirinden koparılmış birçok maddî ve manevî öğeye dair giderek yabancılaşmaya varan şaşkın bakışlarımızdan kurtulma çabasının bir ürünü olarak tanımlayabilirim.
Atlas’ı hazırladığımız üç yıl boyunca, İslam dünyasının farklı birçok bölgesine çeşitli vesilelerle seyahatler gerçekleştirdim. Fez’den Yeni Delhi’ye, Kahire’den Kudüs’e ya da Amasya’dan Harput’a kadar birçok şehirde üstesinden gelmeye çalıştığım şey bu bakıştan ibaretti. Atlas aracılığıyla dikkat çekmeyi umduğumuz şey, gündelik yaşamımızın olağan estetik ve kültürel parçalarına ya da hafızamızın kurucu öğelerine karşı bu perdeli bakışın üstesinden gelmenin bir yolunun, aralarındaki ilişkileri kaybettiğimiz bu parçalara dair bütüncül bir bakıştan geçtiğidir.
Neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuldu peki?
İslam düşünce geleneğinin doğal sürekliliğini yitirmeye yüz tuttuğu bir zaman diliminde, hafızamızın kurucu öğeleri arasındaki ilişkilere dair idrakimiz de giderek zayıflamaya başlamıştır. Bu durum maddî iskeletlerini tevarüs ettiğimiz söz konusu öğelerin gerçek anlamlarına dair doğru bir anlayıştan bizi uzaklaştırmakla kalmamış, aynı zamanda bir düşünce geleneğini inşa eden anlamlı bir çerçevenin neye benzeyebileceğiyle ilgili bir idrak yoksunluğuna neden olmuştur. Belki de daha endişe verici bir durum, düşünce tarihini taşıyan coğrafyanın gerçek bir temsilini veren şehirlerin giderek sadece bir addan ibaret hale gelmiş olmasıdır. Bugün bizim için Belh’in, Herat’ın, Hive’nin, Taşkent’in, Şahcihânâbâd ya da Ekberâbâd’ın, Tebriz’in, Konya’nın, Ahlat’ın, Sivas ya da Kayseri’nin düşünce tarihinde üstlendikleri kurucu roller ve sağladıkları mecraların sadece aktüelliğini yitirdiğini değil, aynı zamanda tarih içerisindeki anlamlarını da kaybedecek bir duruma geldiğini söyleyebiliriz.
İslam Düşünce Atlası’nın zamansal ve mekânsal içe çöküşlerden kaçınmamızı mümkün kılacak bir biçimde, İslam düşünce tarihine dair bütüncül bir okuma önerisi olarak öne çıktığını söyleyebiliriz. Bu amaçla bir yandan kapsamlı değişkenler üzerinden, diğer yandan Atlas’ın göstermeyi amaçladığı ilişkilerin dinamik yapısının keşfine imkân veren web tabanlı programlar üzerinden (www.islamdusunceatlasi.org) İslam düşünce tarihini bütüncül bir bakışla yeniden ele alır. Kitabı bu amacı gerçekleştirmek üzere sekiz temel bileşen üzerine inşa ettik: Dönemler, alan yazıları, bilgin maddeleri, kitap haritaları ve onları takiben kurum, mimari eser ve şehir maddeleri. Buradaki bileşenlerin, kendisi üzerinde hayatiyet kazandığı tarihî ve kültürel coğrafyayı gösterecek bir biçimde mekân bilincini somutlaştırmayı amaçlayan farklı türden haritalar ise Atlas’ı oluşturan nihai unsura tekabül ediyor.
Özellikle İLEM’in İslamcılıkla alakalı ciddi çalışmaları var son yıllarda. Bu projeyi de içine katarsak, genel anlamda nasıl bir amaca sahipsiniz?
Modern dönemde karşı karşıya kaldığımız entelektüel, siyasi ve kültürel meydan okumalar karşısında İslam düşünce geleneğinden yola çıkarak anlamlı ve tutarlı cevaplar üretme çabası, İLEM’in temel amaçları arasında yer alıyor. Bu bağlamda İLEM yakın zamanda genel olarak İslam düşüncesiyle ilgili oldukça önemli çalışmalara ev sahipliği yaptı. Ömer Türker’in koordinatörlüğünde yürütülen İslam Ahlak Düşüncesi projesi, İhsan Fazlıoğlu ile birlikte yürüttüğümüz Taşköprülüzade külliyatı neşir projesi, Lütfi Sunar’ın koordinatörlüğünde ilerleyen İslamcı Dergiler Projesi ve nihayet Süleyman Güder’in koordinatörlüğünü üstlendiği İslam Siyaset Düşüncesi projesi bunların en önemlileri.
Amacımız tevarüs ettiğimiz birikimi kapsamlı bir muhasebeye tabi tutmak suretiyle, kimliğimizin aslî parçasını teşkil eden “teklif”imizi güçlü bir biçimde “tarif” ederek onun paylaşılabilir bir “temsil”ine yol bulmak. Ancak bu sayede hayat görüşümüzün imkanlarını tüm insanlık için anlamlı bir şekilde vaz edebiliriz. Aksi takdirde “ümmet”e mensubiyetimizin en temel şartlarından biri olarak “insanlığa şahitlik” vasfının uzağına düşme tehlikesiyle baş başa kalırız. Dolayısıyla bu çabaların tümünü “insanlığa şahitlik” gayretinin uzantıları olarak görebilirsiniz.
Projede ne gibi materyaller kullanıyorsunuz, ekibiniz kaç kişiden oluşuyor?
İslam Düşünce Atlası iki yüzü aşkın araştırmacıya, tasarım uzmanları, yazılımcılar ve harita mühendislerinin eşlik etmesiyle oluşan oldukça geniş bir kadroya sahip. İhsan Fazlıoğlu, Lütfi Sunar, Ömer Türker, M. Cüneyt Kaya, Eşref Altaş, Ekrem Demirli, Tahsin Görgün, Berat Açıl gibi çok kıymetli akademisyenler çalışmaya katkıda bulundular. Mühendis arkadaşlarımızdan Ümit Güneş projenin web sitesinin teknik koordinasyonunu üstlendi. Hafızamıza yeniden bitişerek kendi hikayemizi yazmaya başlamamız gerektiği yönündeki güçlü inanç, yazarlarımız, teknik ekip ve projeyi destekleyen kurumları yekvücut hale getirdi. Ortaya çıkan netice hem bu inancımıza hem de birlikte çalışmanın bereketine ilişkin düşüncelerimize güç kazandırdı.
İslam Düşünce Atlası kitabı, kaleme alınan kapsamlı dönem ve bilimsel disiplinlerin o dönemler içerisindeki gelişimini tartışan alan yazılarının yanı sıra, farklı değişkenlere göre hazırlanmış ansiklopedik maddeler, haritalar, infografikler, dönemlerin grafiksel hülasaları, ve okuyucuyu bilginlerle ilgili video kayıtlarına yönlendiren barkodlar içeriyor. Kitabın görsel açıdan zenginleştiren unsurlar, her dönemi yansıtacak şekilde titizlikle seçildi. Okuyucu kitabı eline aldığında başlangıcından bugüne değin İslam kültürünü taşıyan maddî-manevî unsurların da görsel açıdan somutlaştırıldığı zengin bir anlatıya şahitlik edecektir.
Süreç ne durumda? Son halini ne zaman göreceğiz?
Web sitesi ve kitap 16 Kasım’da ilgililerle buluşacak. Şimdilik proje başlangıç hedeflerimiz doğrultusunda tamamlandı sayılır. Okuyucular web sitesinde ve üç cilt olarak hazırlanan kitapta bu uzun hikayenin hasılasını takip edebilirler. Kitap okuyucuların eline ulaştığında, biz de çalışmayla ilgili daha ileri adımları atmaya hazırlanıyor olacağız. Çünkü proje statik değil. Özellike web sitesi geliştirmelere açık ve yazarlarımız sürekli bir biçimde güncellemeler ve yeni katkılara devam edecekler. Bu güncellemelerden daha önemlisi, İslam düşünce tarihi birikimini muhasebe etmemize imkan tanıyan bu çalışmanın “teklifimizi” yeniden “tarif” etmek için çıkacağımız bir yolculuğa hazırlamış olmasıdır. Atlas’ın kemali bu yolculuğun muhassalasında saklı olacak.
Salih Yüzgenç'ın Yazısı.