Muhammed Süleyman Gurung tıpkı yüzlerce Nepalli gibi sonradan Müslüman olan bir mühtedi. Önce Nepal’in başkenti Katmandu’daki mütevazi bir evde bir araya geldiğimiz, daha sonra da saatlerce birlikte olduğumuz Muhammed Süleyman’ın hayatının dönemeç noktası yakalandığı amansız bir hastalık olmuş. Müslüman olduktan sonra hızlı bir şekilde iyileşmeye başlayan Muhammed Süleyman’ın en çok rahatsız olduğu durum ise eşinin ve annesinin Budizme inanmaya devam etmeleri. Muhammed Bey özellikle eşinin Müslüman olmasını o kadar çok istiyor ki bir ara eşini oturduğumuz odaya davet edip bizden eşine İslam’ı anlatmamızı istedi. Biz de dilimiz döndüğünce davet görevimizi yerine getirmeye çalıştık. İnşallah hidayetine vesile olur… 

Nepal’de yaygın olan Hinduizm ve Budizm hakkında sizden genel bir bilgi alabilir miyiz?

Ari halkının dini Veda’dan ilham alarak oluşan Hinduizm bir dinden çok felsefi bir düşünce sistemidir. Hinduizm inancına göre insanlar kast sistemi vasıtasıyla sınıflara ayrılıyor. Çok tanrılı bir inanç sistemi olan Hinduizm’de çile çekme, dünyadan uzaklaşmaya övgüyle bakılıyor. Budizme göre ise yaşam acıdır. Acıların kaynağı ise doyumsuz istek ve arzulardır. Tutkulara bağımlılıktan kurtulan kişi ölümsüzlüğe ulaşır. Kurtuluşa götüren yol ise doğru düşünmek ve doğru yaşamaktır.

Hinduizm ile Budizm’in ortak yönleri de var.

Budizm’de de insan dünyada gerçek mutluluğa ulaşamaz. İnsanın gerçek mutluluğa ulaşması için Nirvana’ya, yani hiçliğe ulaşması gerekir. Budizm insana öldürmemesini, verilmeyeni almamasını, yalan söylememesini, içki içmemesini ve zina yapmamasını tavsiye eder. Başlangıçta Allah tarafından gönderilen bir peygamber olduğuna inanılan Buda, daha sonra Budistler tarafından tanrı olarak görülmeye başlandı.

Siz tam olarak neye inanıyordunuz? Kimlere secde ediyordunuz?

Biz putlara, küçük tanrıçalara, din adamlarına secde ediyorduk. Budizm’e göre insan tam anlamıyla dünyada mutluluğa ulaşamaz. Budizm insandan dünyaya yüz çevirmesini, dünya nimetlerinden uzaklaşmasını ister. Beni asıl rahatsız eden şey ise birden fazla tanrıya inanmaktı. İslam’dan haberim yoktu; fakat kendi kendime muhasebe yaptığımda çok tanrı inanışının saçma olduğuna düşünüyordum.

Müslüman olmaya nasıl karar verdiniz?

Ben uzun zaman uzak doğu sporlarıyla uğraştım. Birçok spor dalında şampiyonluklarım var. Bu özelliğimden dolayı Dubai’ye davet edildim ve Dubai melikinin korumalığını yapmaya başladım. Korumaların geneli Müslüman’dı ve Müslüman korumalarla aramızda zamanla güzel bir arkadaşlık oluştu. Müslümanların tek olan bir Allah’a ibadet etmeleri de beni etkiliyordu. Fakat Müslüman olmanın, din değiştirmenin benim için çok zor olacağını düşünüyordum.

Niçin?

Çünkü ailemle, Nepal’deki çevremle büyük bir sorun yaşayacak, Müslüman olduğumda yakınlarım tarafından kafir olarak görülecektim. Bizim ailemiz geleneklerine bağlı, tanınan bir aileydi. Müslüman olduğum takdirde bütün aile beni dışlayacaktı. İslam’ı her araştırmaya başladığımda bunu düşünüyor ve bundan dolayı İslam’ı araştırmaktan vazgeçiyordum. İnsanın yeni bir dine girmesi, eski inandıklarını tamamen terk etmesi kolay değil. Sonraki aylar büyük bir hastalığa yakalandım. Doktorlar benim öleceğimi, bu hastalıktan asla kurtulamayacağımı düşünüyorlardı. 

Daha sonra ne oldu?

Dubai’den Nepal’e geldim ve Nepal ’deki bir hastanede kalmaya başladım. Kısa zamanda hızlı bir şekilde zayıfladım. Sabah akşam aşırı derecede ağrılar çekiyor, ağrılarım nedeniyle günlerce uyuyamıyordum. Ailem de artık öleceğimi düşünüyordu. Herkes benden ümidini kesmişti. Artık çıkış yolum da kalmamıştı. Sürekli olarak ölümü düşünmeye başladım. Çünkü her geçen gün ölüme biraz daha yaklaştığımı hissediyordum. Kimse bana yardım edemiyordu, aciz ve güçsüz kalmıştım. Sadece tek olan Allah’a sığınabilirdim. 

Bu amansız hastalıktan nasıl kurtuldunuz? 

Bir gün Allah’a dua ettim ve Rabbime “Eğer beni bu hastalıktan kurtarırsan iyi bir Müslüman olacağım ve bundan sonraki hayatımı sana kullukla geçireceğim” diye söz verdim. Allah duamı kabul etti ve bir gün sonra hızlı bir şekilde iyileşmeye başladım. Allah bana mucizesini göstermişti. Çünkü herkes bana ölecek gözüyle bakıyordu. Doktorlar iyileşmeme çok şaşırdılar. Onlar da benim iyileşmemin bir mucize olduğunu söylediler. Artık Müslüman olma, tek olan Allah’a iman etme vaktim gelmişti. Hastanede yatarken Dubai’deki Müslüman arkadaşlarımdan öğrendiğim gibi Kelime-i Şehadet getirdim. Dubai’ye döndükten sonra da insanların önünde bir kez daha Kelime-i Şehadet getirdim ve Allah’a şükürler olsun ki Müslüman oldum. 

Müslüman olduktan sonra nasıl bir değişim yaşadınız? 

Müslüman olmadan önce çok sert birisiydim. Müslüman olduktan sonra ise Allah kalbime merhamet verdi. Ben İslam’a girdikten sonra cenneti buldum. İslam şirk ve küfürle dolu olan hayatımı bir cennete çevirdi. Şirk insanın kalbini karartır, bunaltır. İman ise aydınlatır, rahatlatır. Ben Müslüman olduktan sonra bunu bizzat yaşadım. İslam’a girmeden önce tek gayem daha fazla para kazanmaktı. Kendimi tamamen dünya işlerine vermiştim. Müslüman olduktan sonra ise kendime gaye olarak Rabbime iyi bir kul olmayı seçtim. İnşallah bu gayeye ulaşırım.

Çevreniz Müslüman olmanızı nasıl karşıladı?

Müslüman olduğumu ilk olarak babamla paylaştım. Babam beni günlerce dinledi ve babama yaptığım davet sonunda babam da Müslüman olmaya karar verdi. Daha sonra anneme ve eşime İslam’ı anlatmaya başladım. İkisinden de büyük tepki aldım. Benim kâfir olduğumu düşünmeye başladılar. 12 yıldır annemin ve eşimin Müslüman olması için uğraşıyorum. Fakat hidayet Allah’tan... Annem de, eşim de bütün çabalarıma rağmen Müslüman olmak istemiyorlar. Eşim “Ben anne ve babamın, atalarımın dinini terk etmem” diyor. Bütün kardeşlerimden, Müslümanlardan annem ve eşimin hidayeti için dua istiyorum. 

İslam’ın sizi en çok etkileyen yönü nedir? 

İslam’ın tevhid anlayışından çok etkilendim. İslam insanları bir çok tanrıya değil, tek olan yaratıcıya çağırıyor. Çok tanrıcı anlayış hem akla, hem de insanın fıtratına aykırıdır. Budizm ve Hinduizm insanları tevhidden uzaklaştırıp bir çok tanrıya tapmaya teşvik ediyor. 

Türkiyeli Müslümanlara bizim aracılığımızla bir mesaj göndermek ister misiniz?

Türkiyeli Müslümanlar İslam’ın kıymetini çok iyi bilmeliler. Bizim yıllarımız şirk içinde geçti ve İslam’ı bulabilmek için bir hayli uğraş verdik. Nepal’de insanların İslam’a, Müslüman davetçilere ihtiyacı var. Biz elimizden geldiği kadar insanlara İslam’ı anlatıyoruz. Fakat yeterli olmuyor. 


Adem Özköse'ın Yazısı.