Rabia Betül Toprak

İnsan seçimidir. Seçimi kadardır. Seçimi kadar rezil, seçimi kadar rezil olmayandır. Seçimlerimizin bedelini rengarenk ya da alacalı öderiz / ödeyeceğiz.. Rengi ebruya çalan seçimler olsaydı hayatımızda, huzur veren renkler, dalgalar, dinginlikler…  Seçim, imtihan kimilerine göre hayatta; kimilerine göre ise mavi.  Maviye açılan kapılar bekledik yıllarca, maviye açıldı zannettik… Aslında haritada yoktuk. Yol oldu içimiz kıyı bucak. Çizimler zamansız, görüyorum ki mandalsız asılmışız…
 
En olmadık hüznün en durağan yarasıyız. Geleceğe ayak sürüyen seçimlerle ‘varmak’ adına savaşımız… Belki biraz diye,  diye Leyla! Ah Leyla adına marşımız. 
 
Girmeyin araya yapmayın, kadere silkelemeyin iyice. Net olan fevri yaşam, hızlı ve düşüncesiz. En büyük hayalini kurban etmenin şaşasını yaşıyor şimdi zaman.  Kedersiz son derece. Tam ortasında şimdi. Hah! Evet kesinlikle, tam öyle asın müzeye. Yaygarasız gitti dersiniz sessizce…  
 
Yine de sabah mı dersin, yine de mavi? En berrak bir karamsarlık nasıl fikirdir bu durumda… Tutunmak mı dersin rüzgarla gelen çuvala? Kah heybe asıllı, kökü Nemrud’a dayanan. Hey gidi eğreti asillik.
 
Bazı seçimler ‘fedakarlık’ üzerine kurulur. Kelimenin içinde her ne kadar ‘kar’ olsa da karsız tek taraflı bir anlaşmadır bu. Siz fedakarlık dersiniz, karşı taraf kar-zarar tablosu çizer kafasında. Siz verirsiniz, tabloma biraz small kaldı der… Derler köyünün metropol akıllısı nispetinde ayan dolaşmaktır bazen Seçim. Kabının içinde sallanır da sallanır, tıkır tıkır değil; takır takır…  
 
El ayası aşinalığı varsa gerçekten, eriyorsa potasında, Tendürek Dağı’na patent almamışsa vesselam; işte seçim gibi seçimdir dersin, dersin dee… nereden bileceksin? Bilemezsin… ‘Sanki el mi koydu çantana?’ Derler… Derleme oldu hayat, adına boncuk takacak olanlar ne kadar da şanslılar… 
 
Kalu Bela’dan yüksekçe hayat; hep Seçime bir kala şimdi. Bugün seçilen, kim bilir yarın yerilen.  ‘Kim bilir’ demişken aklıma düşen ile bitirmek istiyorum:  ‘’Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında / Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında’’ Cahit Sıtkı Tarancı

 


GENÇ'ın Yazısı.