Bülent Ata

“Hatırlıyorum” diye başlayan ya da biten cümleler kurun. Karakterinizin ağzından yazdığınız bu cümleler onun geleceğini inşa edip tasarlamakta işimize yarayacak malzemeleri bize verecektir. Böylece senaryomuzu yazmaya başlamadan önce tuttuğumuz bir defterde metnimizin tasarımı için hazırlıklara başlamış olacağız.

Yazma korkusunu nasıl yenebiliriz? Yazdığımız şeylerin kıymetli şeyler olmasını arzulamak, bir üstad gibi yazabilme kaygısı sizi bazen “yazma tutukluğuna” sürükleyebilir. İzlediğiniz filmler, okuduğunuz kitaplar olmalı. Bunlar sizi yazma konusunda cesaretlendirebilir. Ama şimdi bunların hepsini bir tarafa bırakın, terlemeye, saçmalamaya ve çok yazmaya hazır olun. Yapacağınız şey şu; kelimeler, renkler, hisler, sesler ve görüntülerden hareketle metinler yazacaksınız. Şiir yazmış arkadaşların bildiği bir alıştırma/oyundur bu. Bir dış uyaran etkisinde kalarak serbest çağrışımla metinler yazmak. Ama şu şartla, zaman tanıyarak. 1 dakika süresince, 2 dakika süresince, 5 dakika süresince kalemi kaldırmadan deli gibi yazmak.

Bu ne işe yarayacak? Umulur ki hayal gücümüz ve yazma cesaretimizi birbirine bağlayan damarların tıkanıklığı açılır. Böylece yazı akışı hızlanacak ifadelerimize canlılık gelecektir. Bu oyunu her yazı mesaimize başlamadan önce 5-10 dakika yapmakta fayda var. Hatta tıkandığınızı hissettiğiniz, sıkıldığınız zamanlarda da bu oyunu oynamak iyi olacaktır.

Bunlar nasıl ifadeler olmalı? Örneğin; mavi at, sarı kazak, telefon sesi, düşünceli adam, ilk trene binelim, komşu teyze aşure getirmiş, vb. Bu ifadelerin sizde bıraktığı duyguyu yazmak, başlanmış yarım kalmış bir cümleyi tamamlamak, bir fotoğrafın, bir müziğin öyküsünü yazmak size ortada büyük bir yazma konusu yok iken alıştırma yapma şansı verir. Tıpkı savaşa hazırlanan askerlerin atış talimleri yapmaları, fiziksel dayanıklılıklarını ve reflekslerini artırmaya çalışmaları gibi. Her gün 1-2 saat yazı çalışması yapmak ve bunu her gün yapabilmek size bir yazma disiplini edindirecektir.

Parlak fikirlerimiz olabilir, kimsenin aklına gelmemiş orjinal şeyler düşündüğümüzü hissedebiliriz. Er meydanı odur ki hayal ettiğimiz şeyleri kağıtta okuyucu için anlaşılır ve çarpıcı bir şekilde ifade edebilmeyi de başarabilmiş olalım. Dramatik yazarlığın özü, yazdığımız metine bir hamura şekil verir gibi şekil verebilmeyi içerir.

Dramatik yazarlık, bir sanat değildir. Güzel söz söyleme peşinde değildir. Ortaya çıkan metin ister tiyatro oyunu, ister film senaryosu, dizi senaryosu olsun nihayetinde endüstriyel bir tasarımın parçasıdır. Sanata en yakın bir zanaattır derler, senaryo yazımı için.

Burası önemli. Sinemanın ya da tiyatronun pek çok özel tür ve örneği, kendine özgü metni olabilir. Bizim bahsedeceğimiz drama metinleri kabaca en genel örnek toplamını, “gerçekçi metinler” yazmayı içeriyor. Yani özel bir yönetmen ve onun kendine özgü senaryo biçiminden bahsediyor değiliz. Dolayısı ile anlattıklarımız genel bir örneklemi içeriyor. Bunun dışında kalan yüzlerce yönetmen ve senarist vardır. Absürt ve sürreal metinleri buna ilk örnek verebiliriz, bu metinler şimdilik bizim bahsimizin dışındadır.

Bir senaryonun ya da tiyatro oyunu metninin en önemli unsuru, omurgası “Dramatik Önerme”dir. Bunu sırasıyla “Karakter Tasarımı” ve “Diyalog Yazımı” izler.

Nihayetinde senaryo dediğimiz şey filmi yapacak olan tüm ekibin yapacakları işleri tarif eden bir kullanım kılavuzudur. Oyuncular okudukları senaryo ile karakterlerini çıkartır, repliklerini ezberler. Yönetmen sahne bilgileri sayesinde peş peşe çekim yapacakları mekanları, zamanları kamera açılarını öngörebilir. Sanat grubu mekan hazırlığında, kostüm tercihinde elinde senaryo ile çalışır. Oyuncu seçimi yapılırken, kamera tercihi yapılırken, teknik alt yapı sağlanırken senaryo okunmadan işe başlanamaz. Senaristin mümkünse bu süreçlerin bir kısmında hazır bulunması da işin başarılı uygulanmasına fayda vereceği için istenir.

Amaç-Engel-Aksiyon

“Gerçekçi Metin” dediğimiz zaman ister bir tiyatro oyunu yazalım, ister bir film senaryosu yazalım elimizde şu sihirli formül vardır; 1. Karakterin amacı. 2. Karakterin amacına ulaşmakta önüne çıkan engel. 3. Kahramanın bu engeli aşmak için ortaya koyduğu aksiyon/eylem. Özetle; Amaç-Engel-Aksiyon.

Karakterimizin metnin başından sonuna dek bir ana amacı, bu amacın önüne çıkan engeller ve o engelleri aşmak için yaptığı eylemler/aksiyon bizim için önemlidir. Böylece kafamızda kabaca 3-4 cümleyle kahramanımızın hikayesi bir nebula olarak belirecektir. İşte tam burada karakterimizin kısa-orta-uzun vadede amaçlarını bilmek, inşa etmek önemli. Bir alıştırma çalışması olarak. Kendiniz için ya da hayali kahramanınız için, bugün-bir yıl içinde-ölmeden önce yapmak istediği/hayal ettiği şeylerin bir listesi yapın. Sonra bu amaçlar listesi karşısına muhtemel engeller listenizi yapın. En son olarak bu engellerin aşmak için neler yapılabileceğini, eylemler listenizi yapın.

Yazacağımız tiyatro oyununun, film senaryosunun “Dramatik Önerme”sini verecek olan işte bu, Amaç-Engel-Eylem üçlüsüdür. Örneğin Sheakespeare’in ünlü eseri Romeo ve Jülyet eserini hatırlayalım, (Hatırlamakla kalmayalım okuyalım) Romeo Jülyet’e aşıktır. İki genç evlenmek isterler ama ailelerinin düşmanlıkları buna engeldir. Romeo bu engeli aşmak için ölümü göze alıp bir plan yapar. Kahramanımızın amacı Jülyet ile evlenmek. Gençlerin aileleri arasındaki düşmanlık buna engel. Kahramanımız bu engeli aşmak için ne yapıyor? Ölümü bile göze alan bir plan yapıp uyguluyor. İşte bu metnin “Dramatik Önermesi” böylece belirginleşiyor. “Aşık, sevgisi için ölümü bile göze alır.” Bir başka deyişle, “Seven ne yapmaz?”

Bir dramatik önerme, bir olgu içerir. Film ya da oyun başladığında, dramatik önerme hemen algılanır, görülür bir şey değildir. Tıpkı bir insanın iskeleti gibidir. Gözle görülmez ama kahramanımızın eylemleriyle hissedilir. Dramatik önerme, adeta senaristin, kahramanının kulağına fısıldadığı bir “varoluş sırrıdır.” Final sahnesine doğru artık izleyici de dramatik önermenin mesajını hissetmeye başlar.

“Hatırlıyorum” Diye Başlayan Ya da Biten Cümleler

Kurun Bir karakterin geçmişini bilmek, bugününü bilmek, geleceğini bilmek senaryoda kullanılmasa bile senaristin elinin altında, not defterinde, aklının bir köşesinde olması gerekli bir bilgidir. Kahramanımızın geçmişte, bugün ve gelecekteki hayalleri, engelleri, eylemleri konusunda elimizde bir liste olması ne iyi olur. Bunun için şu kelimeleri işaret fişeği bilip bu başlık altında kısa ifadeler yazabiliriz. Bir süre verip 5 dakika içinde beyin hücrelerimizi harekete geçirip yazmayı deneyelim. “Hatırlıyorum” diye başlayan ya da biten cümleler kurun. Karakterinizin ağzından yazdığınız bu cümleler onun geleceğini inşa edip tasarlamakta işimize yarayacak malzemeleri bize verecektir. Böylece senaryomuzu yazmaya başlamadan önce tuttuğumuz bir defterde metnimizin tasarımı için hazırlıklara başlamış olacağız.


GENÇ'ın Yazısı.