Bu ay Hassanatul Azni ile beraberiz. Natul’un hikayesi diğer röportajlarımızdan biraz farklı; binlerce kilometre mesafeye rağmen gönülden sevdiği Türkiye’ye okumak için geldi. Bu sayfalarda bir Endonezyalı öğrencinin dilinden Türkiye’de öğrenci olmayı dinleyeceğiz.

Natul kimdir, bize biraz kendinden bahseder misin?

Benim adım Hassanatul Azni ama ailem ve arkadaşlarım bana “Natul” derler. Natul, neşeli demekmiş. 1998 yılında Endonezya’nın Sumatra bölgesinde doğdum. Ortaokul ve liseyi ülkemde okuduktan sonra 2016 yılının Ekim ayında Türkiye’ye geldim. Şimdi İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde birinci sınıf öğrencisiyim. İngilizce münazara yapıyorum. Ülkemde birçok münazara turnuvasına katıldım. Ayrıca Endonezya geleneksel dansçısıyım. Endonezya konsolosluğunda bir Endonezya tanıtım programı olunca ve özel günlerde geleneksel dans gösterisi yapıyorum.

Neden Türkiye?

Lisede okurken birçok Türk dizisi izledim. O dizilerde hep Türkiye’yi gördüm. Hem insanlar hem yemekler hem de manzaralar hakkında bilgiler edindim. Özellikle İstanbul’un manzarası gösterilince hayran kalıyordum. Türkiye’de yaşamayı düşünmeye başladım. Ondan sonra Türkiye’yi daha çok merak ettim ve hakkında araştırmalar yaptım. İnternetten Türkiye hakkında yazılanlara baktığım zaman bir web sitesi ile karşılaştım. Sitesinin ismi “Yabancı Öğrenciler İçin Türkiye’de Burs Programı”ydı. Tabii çok mutlu oldum. Çünkü nihayet Türkiye’ye gelmek için büyük bir fırsat bulduğumu düşündüm. Ondan sonra burs programına kayıt yapıp Cakarta’da Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ne gittim. Mülakat sürecinden sonra hamd olsun bursu kazandım ve 19 Ekim 2016 tarihinde Türkiye’ye geldim.

Bize ülkeni anlat biraz, nasıldır Endonezya?

Endonezya hakkında anlatılacak çok şey var. Sayfalar yetmez anlatacaklarıma... Endonezya dünyanın en büyük takım adalarının bulunduğu ülkedir. 17 bin 508 ada var. Ayrıca dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesidir. Dünyanın en çok dilinin bulunduğu ikinci ülkedir, tamı tamına 725 dil konuşuluyor. Ama bu kadar farklı dil olmasına rağmen birbirimizi birleştirmek için Endonezyaca konuşuyoruz ve bu dilde eğitim alıyoruz. Endonezya’da cennet gibi bir ada var; Bali Adası. Oraya dünyadaki bütün ülkelerden turistler gelir. Bali Adası’nda Hindu dini ağırlıktadır.

Endonezya gençleri neler yapar?

Biz her işimizde çok tutkulu ve neşeliyiz. Yabancı dil öğrenmeyi çok seviyoruz. Çünkü Endonezya’da serbest piyasa ekonomisi var. Bu yüzden ne kadar çok yabancı dil konuşabilirseniz o kadar kolay iş bulabilirsiniz. Mesela ben Endonezyalı bir genç olarak Türkiye’de okuduğum için burada yeni şeyler öğrenmek ve güzel tecrübeler ile geriye dönmek istiyorum. Böylece Endonezya’ya dönünce vatanım için bir şeyler yapabilirim.

Hiç unutamadığın Türkiye hatıran var mı?

Endonezya tropikal bir ülke olduğu için sadece 2 mevsim yaşanıyor. Ya sıcak ya da soğuk olur. Soğuk olsa bile hiç kar yağmaz. Ama Türkiye’de 4 mevsimi hissedebiliyorum. İlk geldiğim zamanlarda buna çok şaşırdım. En sevdiğim mevsim kış. Çünkü kar yağdığı zaman hemen dışarı çıkıp fotoğraf çekiyorum. Kardan adam yapmayı bile öğrendim. Bu yüzden kış mevsimini çok severim. Kışa dair yaşadığım tüm hatıralar benim için unutulmaz nitelikte.

En duygulandığın an? 

Ramazan ayında iftar yapmak için Türk bir ailenin evine davet edildim. Hep beraber iftar yaptık. Ülkemden binlerce kilometre uzakta aile sıcaklığını yaşadım. Beni çok iyi ağırladılar ve bana iyi davrandılar. Ne olursa olsun o geceyi hiç unutmuyorum. Gerçekten duygulandığım ve mutlu olduğum bir gün olmuştu.

En zorlandığın şey ne oldu? 

Üniversitede Türkçe okumak biraz zor. Çünkü sadece 8 ay dil merkezinde Türkçe öğrendim ondan sonra direkt üniversitede okumak zorundaydım. Bu yüzden benim için biraz zor oldu. İngilizce olsaydı bu kadar zorlanmazdım, çocukluktan itibaren İngilizce öğrenerek büyüdüm. Ama konuştukça, Türkçe kitaplar okudukça, daha çok alışmaya ve sevmeye başladım.

En çok neye şaşırdın? 

Kış mevsiminin bu kadar soğuk olması beni çok şaşırttı. İlk kar yağdığı zaman buzdolabında yaşıyormuş gibi hissettim. Ama şimdi soğuk havalara alıştım.

Türkiye’ye gelmeden en çok neyi merak ediyordun?

Endonezya’da kebap satılıyor ama buradaki gibi değil. Buraya gelmeden önce gerçek bir kebap nasıl olur diye düşündüm. Gördüm ki bizimkinden çok farklıymış. İskenderi çok beğendim. Türkiye’nin kebapları Endonezya’dan çok daha güzel.

İlk öğrendiğin kelime?

“Sevgi.”

Seni buraya ait hissettiren ne var?

Tabii ki İstanbul. İstanbul’u çok seviyorum, muhteşem manzaraları var. Kalabalık olmasına rağmen İstanbul’da yaşadığım için mutluyum. Türkiye’de bir yabancı gibi hissetmiyorum. Arkadaşlarım var, Türkçe konuşabiliyorum ve üniversitede okuyorum. Türk öğrenciler ile aynı haklarım var. Bir de çay var. Türkiye’nin çayı çok güzel. Rize çayını içtikten sonra Endonezya çayını içmeyi bıraktım, tatsız gelmeye başladı. Memlekete giderken yanımda çay götürüyorum.

En sevdiğin yemek?

Pide ve künefe.

Arkadaş ilişkilerin nasıl?

Çok iyi. Sınıf arkadaşlarım bana karşı çok nazik davranıyorlar. Nerede yaşarsan yaşa insanlara nazik davrandığınız sürece onlar da size nazik davranır. Yani her şey bize bağlı diye düşünüyorum.

Kuru fasulye mi nohut mu?

Kebap :)

Elinde mikrofon var, insanlığa ne söylemek istersin?

“Barış” kelimesine bayılırım. Bir Endonezya atasözü der ki: “Çeşitlilik içinde birlik vardır.” Çeşitli olmamıza, farklı oluşumuza rağmen bizler insanız. Aynı dünyada yaşıyoruz ve beraber dünyayı iyileştirmeliyiz, savaşmadan yaşamalıyız.

Hangi takımı tutuyorsun?

Galatasaray. Endonezya’da Galatasaray çok meşhurdur. Türkiye denince akla gelen ilk şeylerden biri Galatasaray’dır.

Türkiye’de olmazsa olmazın nedir?

Eski semtleri gezmek, tarihi binaların arasında dolaşmak ve en önemlisi vapur ile boğazdan geçmek benim olmazsa olmazımdır.

Hâlâ alışamadığın şey?

Ayran içmek… Şimdiye kadar hiç ayran içmedim. Bizim orada yoğurt, peynir gibi şeyler yok.

Endonezya’da Türkiye algısı nasıl?

Türkiye deyince aklımıza hemen Türk dizileri geliyor. Biz Türkiye’yi çok seviyoruz. Türkiye’nin iyi bir Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorlar. Recep Tayyip Erdoğan çok seviliyor.

Gelecek planında neler var?

En büyük hayalim büyükelçi olmak. Mesela Türkiye’ye gelip Endonezya büyükelçisi olmak isterim.

Endonezya’ya gidecekler için 5 tavsiye:

1- Bali Adası’nda gezmeyi unutmayınız.

2- Endonezya yemeklerini denemelisiniz.

3- Çeşitli kültürlerden kişiler ile konuşmalısınız.

4- Endonezya geleneksel danslarını mutlaka izlemelisiniz.

5- Muhteşem mercan resiflerine uğramayı ihmal etmeyiniz.


Ömer Faruk Özbil'ın Yazısı.