Hasret Ali Genç

Uyandı. Dışarıdan kendisini gözlemleyen bir varlık için fiziksel bağlamda uyanık biri artık o. Uykusunun derinliklerinde kaybettiği ve bünyesini hayata tutunduran bilinci esas pozisyonuna yerleşti yeniden. Birkaç kez istemsizce göz kapaklarını kırpıştırdı. Gerilen kaslarını gevşetmek ihtiyacı hissediyor şimdi ve kulaklarındaki uğultunun silinmesini bekliyor. Vücudunun bir kısmı yorganın kapsama alanı dışına çıkmış. Bu hududu aşan uzuvlarını toparlayıp içerideki ısıyla dengelemek istiyor.

Uyandı. Dışarıdan kendisini takip eden bir varlık için ölümün kardeşinden sıyrılmış bir kimse artık o. Kaç bin sefer olduğu gibi şu saniyeden itibaren bir kez daha yeni güne dalıp gidecek. Fakat önce farkındalıksız geçirdiği, bir göz açıp kapama müddetinde saatlerce ileriye sardığı zamanın esrikliğinden kurtulması gerek. Tüm gece aktivitesiz kalan zihninin ağırlığını duyuyor. Sıcak uyuşukluktan kopamıyor. Hantallığı mâni oluyor ve devinimsiz öylece kalıyor.

Aniden içinde bir yerinde yabancı kıpırtılar baş gösteriyor. Aşina olduğu ama ne olursa olsun kabullenemediği bir yabancılık bu. Aynı içeriği taşıyan yüz binlerce, milyonlarca organik mesaj, iradesinden izin almadan hücum ediyor. Sinir hücrelerinden seke seke geçerek kaslarına yayılıyor. Gözleri açık ama şuuru kapalı. Bu esnada elleri, bağımsız birer yaratık, bilim kurgu filmlerinin robot böcekleri misali hareket ediyorlar. İç güdülerini muhafaza edecek ya da düşünüp karar vermelerine olanak sağlayacak donanımdan mahrum oldukları halde hırsla bir nesneyi arıyorlar. Hisleri öyle kuvvetli ki, nesnenin hemen yanı başlarında, kenarda masanın üstünde ya da yastık altında olduğundan kuşku duymuyorlar. Dört bir yanı gözleri dönmüşçesine yokluyorlar.

Nesne soğuk. Kış mevsiminde camları taşlaştıran bir derecede soğuk ve aynı nispette sevimsiz. Mekanik yapısı, mikronluk ölçekte parçaların inşa ettiği teçhizatı her daim canlı, yaşam belirtisi kendinden neşet eden bir organizmanın dokunuşuna muhtaç. Yalnız başına kalmaktan haz almıyor. İfadesi mümkün olmayan bir bencillikle sahibine sırnaşıyor. Bir an olsun bırakma beni diye haykırıyor sanki. Soğukluğu ve surat asması bu yüzden. Uykuya tercih edilememenin intikamını almaya hevesleniyor.

İlk temasta parmakları ürperdi. Tüylerini dikleştiren bir görünmez enerji sırtından yukarı çıkarak ensesine uğradı. Ses yok. Ancak hafif, teşhis edilmesi zor bir irkilme var. Yine de etkilenmişe benzemiyor. Gözleri tamamen nesneye sabit vaziyette, arada bir çizgi haline yukardan aşağıya kayıyorlar. Son nefesini vermiş bir insana olan korkunç benzerliğiyle üst köşeye tekrar çakılıp kalıyorlar hemen. Sadece gözleri ve parmakları oynuyor.  Parmakları kontrolsüz bir güç tarafından idare ediliyor. Değil söz geçirmek ve hükmetmek, bu gücün menşeini ve mahiyetini anlamak, ne olduğunu tespit edebilmek de başaramadığı bir hadise. Acizliği de en başta bundan kaynaklanıyor.

Uyandı o. Dışarıdan kendisini müşahede eden bir varlık gayet de hayata döndüğünü iddia edebilir. Beyin fonksiyonlarının işlemeye başladığını, dilediği gibi hareket edebileceğini, isterse kalkıp doğrulabileceğini hatta inip yürüyebileceğini, beşerî ihtiyaçlarını gidermeye yönelik adımlar atabileceğini, ardından düşünmek, planlamak, gün boyunca önüne neyin çıkacağını hesap etmek gibi daha geniş derinlikli işlevlere güç yetirebileceğini iddia edebilir. Gerçekte ise bu inanç büyük bir yanılgıdan ibaret, çünkü aşması gereken bir basamak daha var bundan böyle.

Soğuk, dümdüz ekranlı, bin bir marifetli nesne ile tabî zannedilen bir süreç içinde kurduğu ünsiyet “uyurgezerlik” kavramını yatak dışı bir hastalık olmaktan çıkarttı, rahatsızlığı yatağın bizatihi içine soktu. Gözlerin çevreyi görmeye başlaması ile hakiki uyanışın arasında tanımlanamayan yeni bir proses yarattı. Parmaklar başat ve yönlendirici rolde. Seri bir şekilde kıvranıyor, ekranın üzerinde dolanıyor, nesnenin sunduğu sonsuz evrende geziniyor, uyumaya devam eden iradenin pençesinden kurtardıkları bağımsızlıklarını adeta bir şölene çeviriyorlar.

Uyanmadı o. Dışarıdan kendisini seyreden varlık nesne ısınana kadar bir miktar daha zaman tanımalı ona.
 


GENÇ'ın Yazısı.