Kadı makamını bırakıp sokaklarda ciğer satacak adam aranıyor.

Zahiri ilmin en tepesindeyken koltuğu ve kitapları havuzun dibine atacak adam aranıyor.

Okul birincisi olup ”artık bu işi yapamayız” diyerek hukuk diplomasına bir daha bakmayacak adam aranıyor.

Babasının servetini elinin tersiyle itip ”bize kendi çalıştığımız gerek” diyecek adam aranıyor.

”Asıl olan Marifetullah ilmidir” diyecek adam aranıyor.

Dostun emanetini ümmetin yoluna harcayacak adam aranıyor.

İmkânı olduğu halde; fakirler ısınmadan sobasını yakmayacak, misafir dışında lüks yemek yemeyecek adam aranıyor.

Tekkeyi holdinge değil holdingleri tekkeye çevirecek adam aranıyor.

”Bu kapıdan yılan girse kovamam, o bizimle olmasa daha kötü olabilir’ diyecek adam aranıyor.

Külliyetli yardım verdikleri “Ama biz başka tarafa müntesibiz” deyince:

”Otobüsü kimin sürdüğü değil gittiği yer önemlidir” diyen adam aranıyor.

Günaha düşmanlığı günahkâra taşımayacak adam aranıyor.

Komşusu açken tok yatamayan adam aranıyor.

İmanî noktada bütün dünyayı komşu olarak gören, iman açlığını gidermek için uyuyamayan adam aranıyor.

Paraya, makama mevkiye değil; Allah’a yakınlığı öğreten adam aranıyor.

Helallere itaat, haramlara isyan eden adam aranıyor.

Alan el değil veren el olmayı gösteren adam aranıyor.

Kırmayacak şuur, kırılmayacak gönül kıvamında adam aranıyor.

Yetiştirdikleri insanlardan hiçbir dünyevi karşılık beklemeyen; ”mahlûk bilmese de Halık bilir” diyecek adam aranıyor.

Sıratta yardım isteyenlere; ”yardım edecekler önce kendini kurtarsın” diyen adam aranıyor.

”Var mı öyle adamlar?” diyenleri duyar gibiyiz, tüm şahitliğimizle diyoruz ki;

-Var! Dün vardı, bugün de var, yarın da olacak inşallah.

Ne mutlu onları bulanlara ve uyanlara... 


Mehmet Emin Okur'ın Yazısı.