Son zamanlarda şu lafı çok duyar olduk: “Yokluk imtihanını kazandık varlık imtihanını kaybediyoruz.”

Biz biliriz ki yokluk; sabır ve gayret, varlık; şükür ve istikamet gerektirir.

Zaferler galibiyetler ve tüm varlığımız, mutlak sahibin emanetidir. Aslolan yokluktan kurtulmak varlığa ulaşmak değil, takdir edilen o anda gereğini yapmaktır.

İlk düğmenin yanlış iliklendiği son düğmede anlaşılır, yapılacak şey düğmeleri tek tek çözüp en baştan doğru iliklemektir.

Makam mevki koltuk şöhret gazete köşesi televizyon ekranı para ve pul için gelenler onları elde edemeyince de giderler.

Himmet mi buğday mı dendiğinde fedakarlığa ihtiyacımız var.

Artık almaya değil vermeye ihtiyacımız var.

Putumuz neyse onu kırma ihtiyacımız var.

Kınayanın kınamasına bizim de ona aldırmamaya ihtiyacımız var.

Kırmamaya kırılmamaya ihtiyacımız var.

Emolojisiz duyguları ifadeye ihtiyacımız var.

Varlığa ulaşıp ulaşmamaya değil herbir halde dengeyi bozmamaya ihtiyacımız var.

Dipsiz kuyularda merdiveni göstereceklere ihtiyacımız var.

Velhasıl, ötelere giden yolda bize tek lazım olacak selim bir kalbe ihtiyacımız var.

Mehmet Emin Okur'ın Yazısı.