Çağımızın en büyük yanılgılarından biri de aile içerisine sokulan “ekonomik bağımsızlık” fikridir. Bu fikir, yuvalar için büyük tehdit oluşturmaktadır. Halbuki, dinimize göre fertlerin mülkiyet hakkı saklı ve ayrı olmasına rağmen aile içerisinde senin-benim malım demek hiç de doğru görülmemektedir. Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için İslam’ın mala bakışını, malın evlilikle ilgisini bilmek lazım.

Malın evlilikle ilgisini doğru kurabilmek için de İslâm medeniyetinde var olan mala farklı bakış açılarını bilmekte fayda vardır. Sufilerin değerlendirmelerine göre İslâm dört katlı binanın ortak adıdır: “Şeriat, Tarîkat, Hakikat, Mârifet”

Şeriatta seninki senin, benimki benimdir. Tarikatta seninki senin, benimki de senin. Hakikatte ne seninki senin, ne benimki benim. Mârifette ise, ne sen varsın, ne ben, ne de mal.

Evliliğe gelince: Nişanlı iken seninki senin, benimki benim. Evlenince seninki senin, benimki de senin. Allah bir çocuk verince, ne seninki senin, ne benimki benim. Hepsi bu çocuğun diyebildiğimiz ve bunu uygulayabildiğimiz an, hânede kavga yerine huzur, sıkıntı yerine mutluluk olur.

Mevlâna Hazretleri ne güzel buyurmuş: “Mallar sizin değil, neyinizi bölüşemiyorsunuz; canlar sizin değil, ne diye dövüşüyorsunuz?”


Alican Tatlı'ın Yazısı.