Çadırdan Eve

İnsanlığın temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacını sağlayan, aile bireylerini bir arada tutan yapıya ev deniyor. Ev kelimesi etimolojik olarak “eb” kelimesinden geliyor ve ilk Türklerde çadır yerine eb ifadesi kullanılmış. Orhun yazıtlarında geçen “Özün edgü körteçi sen ebine kirteçi” sözü “Sen iyilik göreceksin evine gireceksin” olarak anlaşılmaktadır. Göçebe Türklerde eb dediğimiz şey haliyle çadırdır ve bugün hâlâ kullandığımız ebe kelimesi aslında çadırın büyüğü anlamındadır ve kadın-erkek fark etmeksizin ebe ifadesi kullanılmıştır.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Evi

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) eviyle ilgili hiçbir şey bilmeyen bir kişiye “Peygamberimizin (s.a.v.) evi sizce nasıldır?” diye sorunca saray tarifleri alıyorsunuz. Oysa ki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) , son derece küçük ve mütevazı bir evde yaşıyordu. Öyle ki bu evde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) namaz kılarken secde edeceğinde Hz. Ayşe annemizin ayaklarını toplamak zorunda kaldığı rivayet edilir.

Bugün sürekli daha büyük ve geniş ev arama telaşındaki Müslümanlar olarak, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetini tatbik edemediğimiz aşikâr. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) evi, birçoğumuzun balkonundan bile küçüktü.

Afrika’da Evler ve Japon Evleri

Afrika’da bir ailenin evi dört beş metrekare. Japonya’da bir profesörün karısıyla yaşadığı ev, yirmi beş metrekare ve kirası maaşının üçte biri. Afrika’daki ev için onlar ilkel yaşantı sürüyor diyebilirsiniz de Japonya’daki evleri nasıl izah edeceksiniz? Bugün bizlerin evlerinde sadece beyaz eşyaların kapladığı alan beş on metrekare. Ve her gün yemek yiyebileceğimizden o kadar eminiz ki sabit yemek masalarımız var, hatta bazı evlerde yemek odası var. Hâlbuki bize bu nimetleri veren Rabbimize şükür etmek hususunda o kadar aciziz ki... Rabbim bizlere şükür edebilmeyi nasip etsin ve hesap gününün çetinliğinden bizi muhafaza etsin.

Evlerin Önüne Yazılan Türküler

Türkülerimizde yârin evini kaybetmemek için tasvirler kullanılmış; ”evlerinin önü boyalı direk, evlerinin önü yoldur, evlerinin önü yonca, evlerinin önü mersin, evlerinin önü handır, evlerinin önü kavak” gibi birçok türkü yer alıyor.

Evcilik Oyununu Oynamayan Çocuklar Evlenemezler!

Çocukların aile içerisinde yetişmesini sağlayan en temel oyundur evcilik. Erkek çocuklar, ilerde baba-abi olmayı, bir işte çalışılması gerektiğini, ailenin rızkını temin etmesi gerektiğini bu oyun sayesinde öğrenir. Ve kız çocuklar, anne-abla olmayı, ev işlerini yapması gerektiğini, en güzel yemeklerin nasıl yapıldığını öğrenmesi gerektiğini bu oyun sayesinde öğrenir. Bugün çocuklarımız, bu oyunu oynamıyorsa kendimize bir ünlem işareti koymamız gerektiğini fark etmeliyiz.

Allah’ın Evlerinden Bir Ev

Ebu Hureyre ‘nin (r.a.) rivayetiyle hadisi şerifte şöyle geçmektedir. “Bir topluluk Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekinet iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allah da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar.” Bu hadisi şeriften de anlayacağımız üzere Rabbimizin kitabını okuyup müzakere ettiğimiz her yer de Allah’ın evlerinden bir evdir.

Ev Alma Komşu Al

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) komşuluk üzerine o kadar çok hadisi şerifi var ki komşunun aile kadar önemli olduğunu anlıyoruz bu hadislerden. Zaten bir hadiste Cebrail bana komşuluk hakkında öyle şeyler söyledi ki komşu komşuya varis kılınacak sandım diyor Resulullah Efendimiz. Maalesef çok katlı şehirleşmelerden ötürü, komşuluk ilişkilerinin psikolojik harp haline geldiği şu günlerde, komşular arası muhabbet yapılabilecek her türlü organizasyon desteklenmeli ve katılım sağlanmalıdır. Ve tabii hediyeleşme mutlaka olmalıdır.

Evim Güzel Evim

Dünya üzerindeki hiçbir ülke vatan gibi değildir. Ülkemizdeki hiçbir şehir de memleketimiz gibi değildir. Ve şehrimizdeki hiçbir ev de kendi evimiz gibi değildir. İnsan, kimlik kazandığı, kimliklenebildiği, has daire içerisinde mutlu olur.

Ölüler Evinden Anılar

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin en etkileyici kitaplarından biridir, Ölüler Evinden Anılar. Bu kitabın yazarı Goryançikov da olabilir. Yani yazar bize kitabı Goryançikov yazmış hissiyle okutur. Ölüler evinden kasıt bir hapishanedir. Orada kalanların çoğunun ölerek dışarı çıkabildiği bir hapishane ve bu nedenle adı ölüler evi. Dostoyevski verem hastalarının bu hapishanedeki haleti ruhiyelerini öyle derin anlatır ki bazen kendisinin de ölüp dirildiğini düşünürsünüz. Ve Goryançikov’un kitaptaki akıbeti sizi böyle bir şeye de inandıracak güçtedir.

Bizimkiler

Ortalama bir apartman dizisiydi Bizimkiler. Bizimkiler, aynı apartman içinde farklı nitelikte ailelerin ve fertlerin birbirleriyle olan ilişkilerini ve çelişkilerini anlatıyordu. Millet olarak sahiplenmiştik bu diziyi. Dizideki en küçük karakter Ali’nin gözünden anlatılıyordu her şey. Kapıcı Cafer, apartman yöneticisi Sabri Bey, Katil, Sarhoş Cemil, Dunkoff ailesi, Şükrü Beyler, Şevket Beyler ve diğerleri. Dizide bir papağan da uzun süre rol almıştı. Aslında bir anlamda apartmanlaşmayı ya da apartmanlaşamamayı anlatıyordu bu dizi. 13 yıl devam etti.

Serbest Şiir

Gökdelenlerden de Sorumlu Şehir ve şuur arasında şiirsel bir bağ var. Bu bağ şiir ve şehir arasında bambaşka bir şeye dönüşüyor. Beyitlerini yitiren bir şiirin, gökdelenlere yenik düşen bir şehirden farkını göremiyoruz bazen. Şairlerin şuur kavramıyla yargılanıyor olması kadar mimarların da bu kavramla eleştirilmesi gerekir.

Evsizler için Minimal Evler Yapabiliriz

Çok şükür ki günümüzde evsizleri düşünen vakıflarımız var. Kimisi yemek dağıtıyor kimisi duş imkanı sunuyor. Ama bunlar pansuman. Evsizler için 4-5 metrekarelik evler yapabiliriz. Şehirlerin kullanılmayan minimal noktalarında bu işi çözebiliriz. Yeter ki dert edinelim. Bürokratik engeller çıkmazsa ve suiistimaller çıkmazsa bu iş mümkün.

Beytullah Küp Değil

Allah’ın evi Kâbe. Hazreti İbrahim ve Hz. İsmail’in inşa ettiği günden beri ayakta. Ve onu Allah’ın koruduğunu Fil vakası ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) dedesi Abdülmuttalib’in Ebrehe ile olan diyaloğundan biliyoruz. Beytullah aslında küp şeklinde değildir. Hatim bölgesinin de dâhil olduğu bir cephesi oval şekildedir. Bugün küpe yakın haliyle kullanılmaktadır.


Sami Yaylalı'ın Yazısı.