“En büyük hayalim; kocaman bir atölyemin olması, o atölyede küçük engelli çocuklara ve hayvanlara protez yürüteçler yapmak, Türkiye’nin dışında bütün dünyaya yayılmak ve herkese yardım etmek” diyerek anlatıyor hayallerini. Hiç karşılık beklemeden bugüne kadar yüzlerce hayvana protez yaptı. Türkiye onu “Hayat Tamircisi” adıyla tanıdı. Geçtiğimiz günlerde Diyanet İyilik Ödülü alan Hasan Kızıl ile sizler için konuştuk. 

Hasan Kızıl Kimdir?

22 Haziran 1995’te Mardin’in Derik ilçesinde doğdu. Ortaokulu eğitimini Sınırtepe ilçesinde tamamladı. Endüstri Meslek Lisesini terk etti, çalışmalarına ışık bulamadığı için. Hayat Tamircisi adıyla tanınan Hasan, hayvanlar için yaptığı protezler vesilesiyle Diyanet İyilik Ödülü aldı.

İlk önce her şeyin başladığı yere gidelim. Hayvanlar için neden protez yapmaya başladın, bu hikaye nasıl başladı?

Lise döneminde hep bir şeyler üretmenin peşindeydim. 15 yaşlarındayken ısıtmalı bot, navigasyonlu baston yapmıştım. Kendim araştırıyor ve sürekli üretiyordum. Ben küçükken Baran adında bir ineğimiz vardı, onun sütüyle büyüdüm. Onu ikinci annem olarak görüyordum resmen. Tabi zaman geçtikçe yaşlanmaya başladı. Sonra sırf ben Baran’ın ölümünü görmeyeyim diye ailem onu başka birilerine sattı. Bu yüzden aileme çok kızmıştım. Baran gittikten sonra 6 ay boyunca samanlığa gidip ahıra bakmaya ve saman bırakmaya devam ettim. Hayvanlarla olan ilk ilişkim buydu.

Bir gün arabama sıkışan bir kediyle karşılaştım, sırt kemiği kırılmıştı. Ölmek üzere olduğu için hiçbir veteriner bakmayı kabul etmiyordu. Bu durum aşırı zoruma gitmişti. Sonra o kediye nasıl yardım edebilirdim diye araştırırken yurt dışında yapılan protezler ile karşılaştım. Neden ben yapamayayım? diye düşündüm. İlk olarak oyuncaklarımı kırarak, en sevdiğim arabamın tekerleklerini çıkardım, bir yürüteç yaptım. O yürüteci bir yavru kedi için yapmıştım. Daha sonrasında yavru kedinin yürütecini takıp ilk adımına şahit olduğum anda yaşadığım mutluluk paha biçilemezdi. Kediyi yürürken gördükten sonra arabam umurumda olmadı. Daha sonrasında bütün oyuncaklarımı, evde bulduğum her şeyi kullanmaya başladım.

O mutluluğu yaşadıktan sonra bu duygu bende bağımlılık yaptı. Sürekli bir şeyler üretiyordum, yardım etmeye çalışıyordum. Ama bir süre sonra oyuncaklar yeterli gelmemeye başladı ve ben de hurdacılara yöneldim. Bisiklet tekerleklerini yürüteçlerimde kullanmaya başladım. Böylece daha sağlam oldular. Yaptığım yürüteçleri kediler, köpekler yıllarca kullanabilecekler. Sağlam ve hafif oluyorlar.

Sonrasında farklı hayvanlara da yöneldim. Mesela bir çiftçi bana tellere takılmış kartal getirmişti. O kartal için su borusundan ve çamaşır makinesinin bir aparatından protez ayak yapmıştım. Tabi gittikçe daha da farklı hayvanlara yardım etmeye başladım; tavuk, ördek, kaplumbağa, tavşan gibi. Hatta bir keresinde doğuştan arka iki ayağı engelli bir buza için, sahibi onu engelli olduğu için istememiş, demirlerden kocaman protez bacaklar yapmıştım. Daha sonrasında sahiplenmişlerdi. Ama buzağı aylarca yürümediği için artık engeli ortadan kalkınca tutamamış ve ellerinden kaçırmışlar. Hikaye bu şekilde başladı.

İnsan, hayvan ilişkisi üzerine sizden birkaç kelam duymak isteriz?

Herkes neden hayvanlar diye soruyor bana. Ben bu konuda biraz geçmişe gidiyorum. Biz insanlardan önce bu gezende onlar yaşıyordu. Daha sonra insan var oldu ve onların yaşam alanlarına yerleşti. Bu demek oluyor ki biz onların gezegeninde yaşıyoruz. Bu gezegenin asıl sahiplerine demir hurda parçasıyla bir iki yürüteç yapmışım çok mu. Şu anda çalışmalarım dışardan büyük bir şey gibi görülüyor olabilir ama bu yaptıklarım az bile kalıyor. Hayvanları çok seviyorum onlar bu gezegenin en zararsız varlıkları ve ekolojik sistem onlara bağlı. Onlar olmasa insanlar yaşamını devam ettiremez.

Sokakta su kaplarını, onlar için koyulan kutuları ya da barınakları görünce mutlu oluyorum. İyi insanların çabalarını görüyorum ama iyi insanların yanında kötüler de var. Bunu bir dengeye bağlamalı mıyım bilmiyorum ama bağlamak istemiyorum. Keşke hepimiz iyi olsaydık.

Yaptığın protezleri para ile satmadığını biliyoruz. Ama bunların yapım aşamasında bazı giderler oluyor. Bu maliyeti nasıl karşılıyorsun?

Hep etraftan aldığım küçük yardımlar ile, yoksa şu an hayvanlarla ilgili sabit bir sponsorum yok. Çocuklar için başlattığım bir projede Turkcell bana 3D yazıcı yolladı. Bu işimi kolaylaştırdı ama hayvanlarla ilgili sıkıntım devam ediyor. Çünkü aşırı talep var ve malzemeler bazen pahalı olabiliyor. Düzmece malzeme de kullanabilirim ucuz olması için ama düzmece malzeme de bir süre sonra kullanılmayacak hale geliyor. O hayvanlar tekrar sıkıntı çekmeye başlıyor. Hayvanlar her şeyin en iyisine layık.

Malzememe bulamamak seni üzüyor mu?

İyi bir şeyler yapmaya çalışıyorsun ama yardım almıyorsun, bu insanın zoruna gidiyor. Birilerinin seni görmesini istiyorsun ama görmüyor. Sonuca ulaştığında herkes seni tebrik ediyor, seni alkışlıyorlar ama en azından bir şeye ihtiyacın var mı diye sormuyorlar. Bir şeye ihtiyacın var mı deseler ‘evet, buna ihtiyacım var.’ Diyeceğim. Bu kadar net bir şekilde, hiç düşünmeden ihtiyacım olan şeyleri dile getireceğim ama sormuyorlar. Bende söylemek istemiyorum çünkü ne yaptığım belli. Bulduğum malzemelerle çalışmalar yapıyorum.

Çevrendeki insanlar yaptığın çalışmalar hakkında ne düşünüyorlar, ne söylüyorlar?

Gençlerin ve çocukların aşırı ilgisini çekiyor ama yaşlılar hep eleştiriyor. Hep ‘’Sen niye bu kadar hayvanlarla uğraşıyorsun?’’ ya da ‘’Sigortalı bir iş bul’’ klişesini söylüyorlar. Fakat ben olumsuz konuşanları dinlemiyorum. Zaten onları dinleseydim şu an bu aşamada olmazdım.

En büyük hayalin nedir?

En büyük hayalim; kocaman bir atölyemin olması, o atölyede küçük engelli çocuklara ve hayvanlara protez yürüteçler yapmak, Türkiye’nin dışında bütün dünyaya yayılmak ve herkese yardım etmek. Diğer hayalim ise, olmayacak bir şey ama, çok eski zamanlara gitmek. İlk dönemlerde insanlar hayvanlarla birlikte yaşayabiliyorlardı, ben şu an o dönemi istiyorum. Hayvanlarla birlikte yaşamak istiyorum. Çünkü ben hayvanlarında duygu ve düşünceleri olduğuna inanıyorum.

Elimde bir mikrofon var ve bütün dünya duyacak söylediklerini. Ne söylemek isterdin?

Toprağın bu tarafındayken yapabileceklerimizi yapalım, toprağın diğer tarafında her şey için çok geç oluyor.

Senin için huzur nerde?

Hayvanların yanında.


Ömer Faruk Özbil'ın Yazısı.