Bundan birkaç ay önce, bir yandan sesli sesli Kur’ân’ın Arapçasını dinliyor, diğer yandan da içimden eş zamanlı bir şekilde mealini okuyordum. O sırada karşımda oturan anneme sevinçle şöyle dedim: “Biliyor musun anne, hamdolsun büyük ölçüde Kur’ân’daki ayetlerin Türkçe manasını anlayabiliyorum artık.”

Bu sözüm üzerine tebessüm etti annem ve rahmetli babamla ilgili şöyle bir hatıra aktardı:

“Baban da Arapça’yı öğrenmeyi çok isterdi, hayali Kur’ân okuduğunda manasını anlamaktı, ara ara buna eseflenirdi, en büyük üzüntülerinden biri buydu hayatında, bu eksiklikten dolayı kendisini kınardı zaman zaman.”

Böyle şahsî bir hatırayla başlama sebebim içimdeki Arapça muhabbetini, coşkusunu nasıl ifade edeceğimi bilmediğimden ve kendi Arapça yolculuğumun genç arkadaşlarıma da ilham verebileceğine inancımdandır. Söylemek istediklerimi maddeler hâlinde sıralamak isterim:

* Çocukluğumdan beri, kutsal kitabımı anlayamazsam “içime dert olur” diye düşünüyorum ve bu uğurda gayret içindeyim. Bunu hayatımın “olmazsa olmazı” olarak görüyorum ve son nefesime kadar bu uğurda gayret etmeye niyetliyim.

* İmam Hatip mezunu değilim, İlahiyat da okumadım. Lakin Kur’ân’ı anlama ya da Arapça’ya vâkıf olma konusunda hiçbir ümitsizlik meydana getirmedi bu durum bende. Neden? Çünkü bir Müslüman olarak bu konuyu halletmem gerektiğine hep inandım, karınca kararınca yol almayı elden hiç bırakmadım.

* Yaklaşık on beş senedir, Kur’ân’ın Arapçasını dinlerken eş zamanlı bir şekilde mealini takip ediyorum. İlahî kelamın aslını dinlemek içimi genişletiyor, mealini okumak kalbimi coşturuyor. Bu tarzda eş zamanlı “dinleme-okuma” sayesinde, büyük oranda manalara vâkıf oldum, Kur’ân’ı anlama yolunda ilk heyecanlı adımları attım.

* Camide ya da herhangi bir mecliste, okunan Kur’ân ayetlerinin ne manaya geldiğini hissettikçe aşkım çoğaldı, tarifsiz bir duygu yaşadım, bunu mutlaka ilerletmeliyim düşüncesi hâsıl oldu.

* Güzel bir baht eseri olarak, yaklaşık iki sene boyunca pratik Arapça konusunda özel dersler almak nasip oldu, bazen haftada bir, bazen iki haftada bir dört-beş kişi toplandık, sabırla derslere devam ettik. Bu zaman zarfında “dünya uzaya çıktı, geleceğin dili İngilizce, ne işine yarayacak Arapça” diyenlere hiç aldırış etmedim, niyetimi bozmadım, gayretle yürüdüm.

* Kendi tecrübemde hayati rol oynadığına inandığım bir husus var: Hürmet! İki sene boyunca, aldığımız özel derslerde hocamıza hürmeti düstur edindim, onun ağzından çıkan cümleleri büyük bir aşkla, ilgiyle takip ettim, hocamıza hizmeti şeref bildim. Çünkü en başından beri hep şöyle düşündüm: “Bu hoca vesilesiyle Allah’ın kelamını anlayacağım, inanılmaz bir şey bu, aman dikkat edeyim hâlime, aman hürmeti, sevgiyi, inceliği elden bırakmayayım.” Gerçekten de o hürmet Arapça’yı anlama konusunda büyük bereketlere vesile oldu, bunu bir şükür vesilesi olarak paylaşmak isterim.

* Kendi Arapça yolculuğum devam ediyor, çünkü “çok seviyorum” ve derinleşmeyi arzuluyorum. Suriyeli kardeş ailemiz vesilesiyle saha pratiğini sürdürüyorum, cahil cesareti de sayabileceğimiz şekilde, bu ailemizle konferanslara gidiyor ve tercümeler yapıyorum. Derslere ilk başladığım günlerde rüyamda bile Arapça konuşuyordum, o rüyalar bugünleri müjdeliyordu adeta. Evet, sevgisiz olmaz, aşksız yürünmez, öyle seveceğiz ki rüyamızda Arapça konuşacağız, başka yol yok.

***

Bu sayımız Arapça’ya nereden başlayalım, nasıl başlayalım diye düşünenler için dilerim yola düşürücü, adım attırıcı bir vesile olur. Rahmetli babam çok isterdi lakin ömrü yetmedi, muhtemelen hep ertelediği için muvaffak olamadı. Hepimizin yarını da meçhul, ertelemeyelim, dert edinelim, aşka düşelim ve adım atalım. Büyük berekete, güzelliğe ereceğiz, bundan şüpheniz olmasın.

***

Ramazan ayının içindeyiz, ne büyük lütûf, hamdolsun Allah’a. GENÇ iftarlar vesilesiyle gönlümüz şenlendi, heyecan tazelemiş olduk. Dileriz Ramazan’da hissettiğimiz güzellikler bütün senemize yayılır.

Kısmet olursa GENÇ Gönüllüler seferde olacak. Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’ye girişinin 100. Yılında, Genç Gönüllüler olarak, Kafkas İslam Ordusu’nun izini süreceğiz, önce Gürcistan’a, sonra da Azerbaycan’a gideceğiz. Şimdiden hayırlara vesile olmasını dileriz.

GENÇ Prodüksiyon ekibimiz nitelikli video içerikler sunmaya devam ediyor. Mehmet Lütfi Arslan, Taha Kılınç, Adem Özköse ve Mehmet Dinç’le yapılan güzel çekimleri kanalımızdan takip edebilirsiniz.

Şimdiden Ramazan Bayramınızı tebrik ederiz.

Temmuz sayımızda görüşmek üzere.



Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.