Suskunluğun Bedeli Çaresizliğin Diyeti: Muhammed Durra

2. İntifada’yı başlatan olaydı. Engelli babasıyla birlikte sığındığı noktaya sayısız işgalci İsrail kurşunu isabet etti. Bu görüntüleri bir Fransız kanalı çekmişti ve Muhammet’in şehadeti dünyanın gözleri önüne serildi. Fakat ne fayda... İsrail yıllardır böyle bir şey olduğunu kabul etmiyor. Birkaç samimi lider dışında hiç kimse İsrail’in yalancılığını yüzüne vurmuyor. Mustafa Cihat’ın, Muhammed’in şehadetinden esinlenerek yazıp bestelediği suskunluğun bedeli ezgisi, konuyla ilgili her şeyi çok güzel anlatmaktadır. Muhammed yaşasa bugün 29 yaşında olacaktı.

Kudüs Muhafızlarının Başı: Raid Salah

Elan Kudüs muhafızı olarak adlandırılan Raid Salah Filistin İslami Hareketinin kurucu lideridir. Doğduğu yer olan Ummul Fahm’da yıllarca belediye başkanlığı yaptı. Türkiye onu Mavi Marmara gemisine aktivist olarak katılmasıyla tanıdı. İsraillilerin gemiye saldırısında onu vurmak istedikleri diğer aktivistlerinse buna engel olmak için kendisine siper olduklarını anlattı. İngiltere’de gözaltına alındı. İsrail hapishanelerindeki içler acısı durumu her fırsatta Dünyaya duyurmaya çalışan Raid Salah hâlâ özgür değildir.

Rachel Corrie Vicdanlı Bir Genç Kızdı

Uluslararası Dayanışma Örgütü gönüllüsü bir aktivistti Rachel. ABD’nin Washington eyaletinde doğup büyüdü. Dünya barışı için üniversite arkadaşlarıyla birlikte gönüllü olarak çalışıyorlardı. 23 yaşında, bir etkinlik kapsamında Filistin’e geldiler. Filistin’de 2. İntifada’nın devam ettiği sırada Gazze şeridinde yıkım yapan İsrail buldozerlerine karşı ellerindeki megafonlarıyla karşı durmaya çalışırlarken buldozerlerden birisi sanki o yokmuşçasına altına alarak çiğnedi. Neredeyse tüm kemikleri kırılan Rachel orada hayatını kaybetti. Onun ölümü dünya kamuoyunda yer aldı fakat İsrail onun kaza sonucu öldüğünü iddia etti. Görgü tanıkları ise buldozeri süren kişinin bir İsrail askeri olduğunu ve onu bilerek ezdiğini söylediler.

Filistin’in Geçilemeyen Çizgisi: Hanzala

Naci El Ali’nin çizgi kahramanı değil sadece Hanzala, bir halkın dünyaya en medeni ve en ince sitemidir. Dünyaya sırt dönmüş bir çocuktur Hanzala, yumruğunu sıkmaktadır. Yamalı elbiseleriyle Filistin duvarlarında gece gündüz yapılan zulme karşı durmaktadır. Onu görenler dik durmayı, dünyayı değil ahireti düşünmesi gerektiğini hatırlar. Hanzala şahitlik etmektedir ve zulmü göstermeyen kameralara inat, zulmün olduğu her yerde yer alarak mazlumların sessiz çığlığı olmaktadır.

Osmanlının Son Kudüs Muhafızı: Iğdırlı Hasan Onbaşı

Tarihçi İlhan Bardakçı, 1972 yılı Mayıs ayında Mescidi Aksa’ yı gezerken bir adam dikkatini çeker. Beraberindekilere kim olduğunu sorar fakat öğrenemez. Kendisi “selamünaleyküm baba” diye seslenince “aleykümesselam oğul” cevabıyla irkilir. Muhatabının Osmanlı Kudüs’ü kaybettiğinde Kudüs’te bıraktığı son asker Iğdırlı Hasan Onbaşı olduğunu öğrenir. Asıl etkileyici olan ise Hasan Onbaşı’nın İlhan Bey’den Tokat’taki Kolağası Musa Efendiye mesajını iletmesini istemesidir. Bu mesaj İlhan Bey’in naklettiği şekliyle “Ona de ki gönül komasın, 11. Makineli Takım Komutanı Iğdırlı Onbaşı Hasan o günden bu yana bıraktığın yerde nöbetimin başındayım tekmilim tamdır kumandanım.”

Tanka Meydan Okuyan Çocuk: Faris Avde

Faris, işgalci Siyonist ordusuna karşı her gün sabah okul elbiseleriyle çıktığı evinden akranlarından ayrılıp yolunu değiştirerek tanklara ve işgalcilere taş atmaya gidiyordu. Onun bu cesareti sözde değildir çünkü fotoğraflarla belgelenmiştir. Onun cesareti bölgedeki çocukları etkilemiş ve ona eşlik etmeye başlamışlardır. 8 Kasım 2000 tarihinde bu küçücük bedene ağır kalibreli silahlar isabet etmiştir. Faris’in tanklar önünde taş atarken çekilmiş fotoğrafı Gazze direnişinin sembolü haline geldi ve bunu hazmedemeyen İsrail, şehit Faris Avde’nin evini de bombaladı ve ailesinin çoğunluğu da bu saldırıda şehit düştü.

Son Muhafız: Sensin

Düşün ki Kudüs’ün son muhafızı sensin ve ne yaparsın? Iğdırlı Hasan Onbaşı gibi nöbetine sadık kalır mısın? Muhammed gibi Faris gibi elindeki imkanlarla bireysel olarak İsrail askerlerinin tanklarının karşısına çıkabilir misin? Kudüs için bir şey yapmalıyız düşüncesi hiç aklına gelmiyor mu? Peki ya bu düşünce aklına geldiğinde elde ettiğin tek çözüm yolu ekonomik boykot mu? İyi ama çok sevdiğin bilgisayar oyununun son levelini geçmek için günlerce kafanı, gözünü, elini yormuştun Kudüs için neden yapmıyorsun? Sadece derslerini başarıyla geçip işini eşini edinip bir ev bir de araba sahibi olmak için mi hayat çilesini boynunda taşıyorsun? Haydi Kudüs için bir şeyler düşün. Onu en güzel korumanın yolunu sen bul. Rüyalarına girsin bu...

Mazlumların Dik Duruşu: Fevzi Muhammed El Cüneydi

14 yaşında bir genç, İsrail’in başkentini Kudüs’e taşıma kararını açıklamasının akabinde sokağa ilk çıkanlardan bir yiğit. El Halil’den bir delikanlı, kendisini gözaltına alan İsrail İşgalcilerinden 20 tanesi onu zor tutuyor. Yüzüne onlarca darbe almış fakat başı dik. Çünkü o Kudüs’ü yani kutsal olanı savunuyor. O Kudüs’ün bir gün özgür olacağına inanıyor ve onu böyle gören herkes inanıyor. Kudüs yakında özgür olacak. El Cüneydi, 3. İntifada’nın şimdiden simgesi oldu.

Aksa Hatibi İkrime Sabri

İslam Yüksek Konseyi Başkanı ve Mescidi Aksa’nın Hatibi olan İkrime Sabri, Ramazan ayında başlayan Mescide Aksa’ya yönelik saldırılarda gazi oldu fakat mücadeleden ödün vermeyen İkrime Sabri, şu anda da Kudüs’teki direnişe beraberindeki alimlerle birlikte iştirak ediyor. Kudüs’teki Müslümanların Kur’an ve hadislerle dava hissiyatlarını diri tutmasına vesile olan İkrime Sabri Müslüman grupların birliğinin bozulmaması için de gayret sarf ediyor. İslam Yüksek Konseyi son toplantısını bir tünelde yapmak zorunda kaldı.

Ummü Nihal’in evi Darül Erkam’ı Hatırlatıyor

Üç şehit annesi Ümmü Nihal evini Müslüman mücahidlerin barınağı haline getirdi. Ailesini kaybetmiş mücahitlere yemek yapıyor, onların evde konaklamasına imkân sağlıyor ve daha eski mücahitlerin anılarını anlatarak onları cesaretlendiriyordu. Filistin direnişinin annesi olarak görülüyordu. Ümmü Nihal’in evi defalarca bombalandı. Kendisi de defalarca yaralandı. Kendisi halen sağdır ve yine direnişe hizmet etmektedir.

Down Sendromlu Muhammed Et-Tavil Siyonistleri Korkutmuş

İsrail askerleri, Kudüs protesto gösterilerinde down sendromlu Muhammed’in kendilerini korkuttuğu gerekçesiyle önce darp ederek üzerini aradılar daha sonra onu gözaltına aldılar. Günlerdir hâlâ gözaltında olan Muhammed’i Türkiye’ye getirme çabaları şimdilik sonuçsuz kaldı. Uluslararası Down Sendromlular Fedarasyonu’nun da olayı kınadığı ve Muhammed’in serbest bırakılması için çalışmalara başladığı biliniyor.


Sami Yaylalı'ın Yazısı.