Kötülüğün Reklamına Alet Olmayalım
Toplumumuzda birçok şey ters gidiyor. Geleceğimiz adına endişeliyim. Çok büyük planlarım var. Düzeltmeye nereden başlamalıyım?
Toplumumuzda bir çok şeyin ters gittiği, insanlığın her geçen gün daha da azaldığı, dünyanın kötü bir yere gittiği gibi söylemler her fırsatta dile getiriliyor. Çok insan sorgusuz sualsiz bunun doğru olduğunu kabul ediyor, inanıyor. Halbuki büyük resme baktığımızda geçen yüzyıla göre bugün ümitli olmak için, insanlığın iyi bir yere gittiğine inanmak için çok daha fazla sebebimiz var. Dünya genelinde bir asır öncesine kıyasla fakirliğin azaldığını, açlık ve susuzluk sorunlarında ciddi ilerlemeler kaydedildiğini görüyoruz. Eğitime ulaşması imkansız insanların teknoloji aracılığıyla dünyanın en iyi eğitim kurumlarına ulaşabilir, en iyi hocaları dinleyebilir hale geldiğini görüyoruz. Dünya tarihinde haksızlık ve adaletsizliğin belki hiç olmadığı kadar görünür ve karşı çıkılır olduğunu, yine dünya tarihinde hiç olmadığı kadar az savaşın olduğunu ve savaşlara karşı insanlığın bir duruş geliştirmeye başladığını görüyoruz. Ancak dünyaya dair algımızı şekillendirmesine izin verdiğimiz habercilik sistemi bizim her şeyin her geçen gün daha kötüye gittiğine inanmamıza dair bir illüzyon sunuyor. Kötülüğü daha görünür, daha duyulur, daha konuşulur hale getiriyor. Böylelikle kötülüğün daha güçlü ve olduğundan daha büyük imiş gibi görünmesine sebep oluyor. Öte yandan kötülük haberleri ile dola dola iyiliğin ve iyilerin daha az, daha güçsüz, daha etkisiz olduğu düşüncesi de hazır paket olarak gelip insanlar ve dünya ile ilgili inanç ve kabullerimiz arasına giriyor.
Bu noktada bize düşen endişelenmek değildir. Kötülük yangınının orta yerinde kalakaldığımızı düşünüp nasıl söndürsem diye düşünmek değildir. Herkese potansiyel kötü olarak bakıp iyiliği bu kadar kötü insanın içinde nasıl yayacağım diye ümitsizliğe düşmek değildir. Bize düşen evvelemirde kendimizi kötülük haberlerinin propagandasından, kötülerin reklamlarından kurtarmak olmalıdır. İyileri ve iyilikleri araştırmak, onları görüp örnek almak, dile getirip anlatmak ve tanıtmak, mümkün olduğu kadar çok insanı da kötülerin ve kötülüklerin psikolojik etkisinden kurtarmaktır. Bunun için de iyiliği ve iyileri daha çok görmek, duymak, konuşmak yanında elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince iyilerin ve iyiliğin yanında olmaya gayret etmektir. İyilerin ve iyiliklerin gücüne, bugününe ve yarınına inanmaktır. İnsanın fıtratının temiz olduğuna, iyiliğin normal, kötülüğün anormal olduğuna inanmak ve herkese anlatmaktır. Hiçbir şekilde kötülüğün normalleşmesini kabul etmeyelim, hiçbir sözümüzle ve davranışımızla kötülüğün reklamına alet olmayalım.
Mehmet Dinç'ın Yazısı.