ABD Başkanı Donald Trump tüm dünyada kendisinden en çok nefret edilen bir lider olma yolunda hızla ilerliyor. Trump’ın, NATO Zirvesi ile başlayıp Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir araya geldiği Helsinki Zirvesi ve peşi sıra İngiltere ziyareti ile son bulan geç ayki Avrupa seferinin en önemli sonucu ABD liderinden nefret duyanların halkasının biraz daha genişlemesi olsa gerek. O derece ki Amerikalılar bile, Avrupa seferinde söylediklerinden dolayı artık kendi başkanlarını “hain”, “ahmak” ve “aptal” gibi ağır sıfatlarla anıyorlar.

Avrupa Birliği’ni düşman ilan eden Trump’a Avrupa ülkelerinden de büyük tepkiler geldi, geliyor. Trump İngiltere’de geniş çaplı protestolarla karşılaştı. Trump’ın dünya barışı için Putin’den daha tehlikeli olduğunu düşünen Almanların oranının yüzde 64’ü buluyor olması Avrupa’daki Trump imajı açısından oldukça önemli bir veri.

Dünyanın tepki gösterdiği, züccaciye dükkânına giren fil edasıyla hareket etmekle suçlanan Trump İsrail’de ise kutsal kahraman olarak görülüyor.

Trump İsraillilerin Gözünde Nasıl Kahraman Olmasın ki!

İşgal devleti, Trump yönetimi ile birlikte hukuk tanımamazlıkta adeta özgüven patlaması yaşıyor çünkü. Mesela o özgüvenle Filistinlileri ikinci sınıf vatandaş ilan eden, kendi cumhurbaşkanlarının dahi itiraz ettiği, “Yahudi ulus devlet” yasasını kabul etme cesaretini gösterebiliyor. Trump yönetiminin verdiği açık çek ile dünyanın en apartheid rejimlerine rahmet okutan adımlar atabiliyor. Irkçı ve ayrımcı politikalarını ‘yasayla’ sistematik hale getirebiliyor…

Dünyanın tepki gösterdiği ama İsrail’in sırtını dayadığı Trump’ı İsrailliler çok seviyor çünkü, “Önce Amerika” ama hemen peşi sıra da “İsrail’in güvenliği” diyor. Bütün politikalarını İsrail’in güvenliğine göre şekillendiriyor.

Körfez ülkelerine, “Sizi İran tehdidine karşı korurum ama bunun hem ekonomik hem siyasi faturası olur” diyor ve faturayı kesiyor. Fatura mı? Milyar dolarlık silah satışı ve İsrail’in hukuksuzluklarına, Filistin halkının haklarını gasp edişine, onları ikinci sınıf vatandaş ilan edişine ses çıkartılmamak… Onlar da ses çıkartmıyorlar nitekim.

Trump, Putin ile Suriye’nin paylaşılması konusunda anlaşıyor. Anlaşmanın en önemli maddesi İsrail’in güvenliğinin sağlanması. “İsrail’in güvenliği için çalışıyoruz bu konuda Putin ile mutabıkız” diyerek de bunu dünyaya ilan eden Trump’a Putin de destek oluyor.

Evet, Trump, başta pek çok Amerikalının ve dünyanın gözünde “hain”, “aptal”, “ahmak” hatta züccaciye dükkândaki fil olabilir ama bunun ırkçı İsrail yönetimi ya da koltuklarını koruyabilmek adına izzet ve şereflerini ayaklar altına almış kimi Arap rejimleri açısından hiçbir önemi yok. Çivisi çıkmış, güçlünün haklı olduğu bu dünya sisteminde ne yazık ki vakıa bu…


Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.