Sümeyra Çelebi

Telaşla doğruldu yatağından ve oh rüyaymış, dedi. Olay örgüsünü bir kez daha zihninde canlandırdıktan sonra rüyasını babasına anlatmak, bu rüya vesilesiyle onu biraz uyarmak için yan odaya geçti. Başladı heyecanla anlatmaya:

-Senin yol üzerinde bir evin varmış baba. Bu eve önce liseli bir grup geliyor, biraz kalıp dinlenip ihtiyaçlarını giderdikten sonra evi dağınık bir halde bırakıp gidiyorlar. Biraz sinirleniyorum ama onlara bir şey demiyorum. Sonra kamp yaptıklarını tahmin ettiğim, üniversite çağlarında bir grup doluşuyor etrafa. Onları içeri almak istemiyorum, kapıyı kapatıyorum derken içlerinden biri bayılma numarası yapıyor ve bir şekilde içeri girmiş bulunuyor. Önce inanıyorum sonra kızın yalan söylediğini fark edip öfkeleniyorum ve kızı dışarı çıkarıyorum. Derken ardından bir işçi, zannımca inşaat işçisi, teklifsizce içeri girecekken ben beliriyorum kapıda. ‘Neye bakmıştınız?’ diyorum sinirli bir şekilde. ‘Hiç girecektim’ deyip minnet etmez bir edayla arkasını dönüp gidiyor. Sanki yolgeçen hanı gelen geçen uğruyor diye söylenirken uyandım daha uyusam kimler gelecekti acaba?

Rüyasını anlatmayı bitirince babasının yüzüne baktı. Soluklandıktan sonra yorumuna başlayacak insanlara bu kadar taviz vermenin onları hadsiz yaptığından vesaire bahsedecekti ama babası konuştu:

“Hayrolsun. İyi, ne güzel, herkes istifade etsin bir faydamız olsun da…” dedi. 


GENÇ'ın Yazısı.