Yıkılsın Zalimin Düzeni! Yıkılsın, Yıkılsın, Yıkılsın...
Bu sayfalardan aktarması en zor haberler kuşkusuz savaş haberleri oluyor. İnsanların öldüğü, çocukların yaşam haklarının elinden alındığı bir dünyada hâlâ varlık mücadelesi veren insanların hayatlarından bahsetmek kadar onların fotoğraflarını görmek, içler acısı tablolar karşısında hâlen sağlıklı kalabilmek de zor... Dergimizin Görsel Yönetmeni Semih Taneri bir defasında, “Yahu Salih, Yemen’le alakalı yazdığın habere görsel bulmakta hayli zorlandım. Zira görsel çok da tablolar çok acı... ” diyerek mesleki anlamda yaşadığı vicdani sızıdan söz etmişti. Hakikaten de öyle: Biz bu vicdan muhasebesini vereduralım, dünya da Yemen’deki insanlık ayıbını izlemeye devam etsin! Birleşmiş Milletler (BM) geçtiğimiz günlerde ülkenin kıtlık öncesi koşullarda yaşadığını söylemişti. Bu durumun olabilmesi için de bir ülkede, -Her 5 haneden en az birinde çok ciddi gıda sıkıntısı yaşanması, -5 yaş altı çocukların en az yüzde 30’unun ciddi şekilde beslenme yetersizliği çekmesi ve -Her gün her 10 bin kişiden en az 2’sinin açlık nedeniyle hayatını kaybetmesi gerekiyor. Maalesef Yemen’de bu durumların hepsi var... Save The Children yardım kuruluşunun Yemen Direktörü Tamer Kirolos’un şu açıklaması ise durumun vahametini göstermeye yeterli de fazla bile: “Yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden çocuklar çok acı çekiyor çünkü iç organları yavaş yavaş iflas ediyor. Bağışıklık sistemleri çok zayıf ve enfeksiyonlara çok açıklar. Bazıları ağlayamayacak kadar zayıf. Aileler, çocuklarının gözlerinin önünde eriyip bittiğine şahit oluyor ve hiçbir şey yapamıyor.” Yemen’de savaşa ve insan kıyımına ortak olanları, başlatanları, adı Müslüman kendi zalim olanları iyi biliyorsunuz. Aklıma “Yıkılsın zalimin düzeni!” diye başlayan, zulme karşı tepkisini gösteren II. Abdulhamit’in sözleri geliyor... Yıkılsın, yıkılsın, yıkılsın...
Salih Yüzgenç'ın Yazısı.