Kastamonu’nun Cide ilçesine bağlı Çayyaka köyünde yaşayan ve evinin yanında bulunan küçük atölyesinde çeşitli ahşap ürünler yapıp satarak geçimini sağlayan Mustafa Alt, televizyonda gördüğü Afrinli bir çocuğun ağlamasından etkilenerek küçük atölyesinde topaç yapmaya başlamış. Özenle hazırladığı bin topacı rengarenk boyayan Alt, bunları Afrin’e gönderilmek üzere Kastamonu İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği (İHH) yetkililerine teslim ederek birkaç kelâm etmiş: “Benim şartlarım uygun. Dört duvar arasında oturuyorum, camime gidip namazımı kılıyorum, karnımı doyuruyorum. O çocuklar ne olacak peki? Onların bırakın başka şeyi, başlarını sokabilecekleri bir yerleri bile yok. Ben o çocukların, insanların çektiğini anlamaya çalışmazsam Müslüman değilim.” Her defasında Anadolu coğrafyamızın maddi anlamda fakirken gönül zenginliğine tekrar tekrar şahit oluyoruz. Kendi imkansızlıklarını hiçe sayarak çocuklarının yüzünü güldürmeyi kendisine dert edindiğini görüyoruz. Gönlü zenginlerle mazlumların yüzü güleceğini hiç unutmamalıyız.


Büşra Nur Turan'ın Yazısı.