Osmanlı`nın Ayaklarını Yerden Kesen Adam
Günümüzde her ay ortalama 10’a yakın roket uzaya insan ve yük taşıyor. Bizim için sıradanlaşan bu durum, roketçilik alanının müthiş bir ivmeyle gelişmesinin bir sonucu. İlk uydu olan Sputnik-1’in 1957’de, ilk insanın 1961’de uzaya fırlatıldığını göz önünde bulundurursak, aslında bu alanın kısa bir geçmişi olduğunu düşünebiliriz. Genellikle roketlerin geçmişi 20. yüzyılın başlarına dayandırılıyor olsa da tarihin tozlu sayfalarından roketiyle sıyrılan bir Lâgarî Hasan Çelebimiz var bizim!.. Hezarfen Ahmed Çelebi’nin Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçtuğu yıllarda yaşayan Lâgarî Hasan Çelebi, insanlı roket uçuşunun ilk örneğidir.
“Îsâ Nebî ile Konuşmaya Gidiyorum!”
17. yüzyılın başlarında İstanbul çok bahtlı ve bir o kadar da farklı olaylara şahit olmuş. O zamana kadar uçan kuştan başka canlı görmemiş Osmanlı ahalisi, yirmili yaşlardaki Hezarfen’in Galata’dan uçuşuna şahit olmuş, bu da yetmezmiş gibi Lâgarî Hasan Çelebi’nin roketli uçuşunu hayretli bakışlarla izlemiş ve tüm bunları tarihe not düşen bir Evliya Çelebi’yi içinde barındırmış. 1578’te Takiyüddin’in İstanbul Rasathanesi’nin yıktırılmasından sonra büyük darbe alan Osmanlı’daki ilmî faaliyetler kanadı kırık bir kuş misâli son çırpınışlarını yapıyordu Hezarfen’le, Lâgarî’yle, Evliya Çelebi’yle...
Lâgarî Hasan Çelebi’nin hayatı hakkındaki bilgiler, çağdaşı Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde anlattıklarına dayanır yalnızca ne yazık ki. Evliya Çelebi’ye göre Lâgarî, 1633 yılında, IV. Murad’ın kızı Kaya Sultan’ın doğumu münasebetiyle yapılan şenlikler sırasında 50 okka barut macunundan yedi kollu bir fişek icat etmiş, “Padişahım, seni Hüdâya ısmarladım, Îsâ Nebî ile konuşmaya gidiyorum” diyerek Sarayburnu’nda IV. Murad’ın huzurunda fişeğe binmiş, yardımcılarının fişeği ateşlemesiyle havaya yükselmiştir. Havadayken yanındaki fişekleri ateşleyince denizin yüzü aydınlanmış, büyük fişeğinin barutu kalmayıp yere doğru düşerken de ellerindeki kartal kanatlarını açıp Sinan Paşa Köşkü önünde denize inmiştir. Oradan da yüzerek padişahın huzuruna gelmiş ve “Padişahım, Îsâ Nebî sana selâm etti” diyerek şaka yapmıştır. Sultan Murad, Hasan Çelebi’ye 1 kese akçe vermiş, ayrıca onu 70 akçe yevmiye ile sipahi yazdırmıştır. Yine Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre daha sonra Kırım’a Selâmet Giray Han’ın yanına gönderilen Lâgarî orada vefat etmiştir.
“Yâr-ı gār-ı sâdıkımız” demesinden Evliya Çelebi’nin yakın dostlarından olduğu anlaşılan Hasan Çelebi’nin barutun itme gücüne dayalı katı yakıtlı bir füzeyle havaya yükselerek yavaşça denize inme hâdisesinin, Evliya Çelebi’nin anlattıklarına dayanılarak yapılan hesaplamalar neticesinde mümkün olabileceği sonucuna varılmıştır. Bu hesaplamalara göre Lâgarî’nin bu roketle 250 metre kadar havaya yükselmiş olabileceği, “Denizin yüzünü aydınlattı” şeklindeki ifadeden havadayken ateşlediği öteki fişeklerle muhtemelen yönünü değiştirdiği, iki elinde tuttuğu kanatla süzülmesini sağladığı ve bu sayede yavaşça denize indiği anlaşılmaktadır. Lâgarî Hasan Çelebi’nin ürettiği roketleri İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nde daha yakından görebilirsiniz.
Lâgarî’nin Torunları İş Başında!..
Lâgarî Hasan Çelebi’nin roketli uçuşundan yaklaşık 400 yıl sonra Lâgarî’nin torunları roketçilik alanında yeni atılımlar gerçekleştirmeye devam ediyor. Bunlardan biri olan ve geçtiğimiz ağustos ayında Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından açıklanan Mikro Uydu Fırlatma Sistemi. Mikroelektronik alanında yaşanan gelişmeler, bugün daha düşük hacimli ve maliyetli uydu sistemlerinin geliştirilmesine olanak sağlıyor. Geleceğin uzay teknolojisi olan mikro uyduların ülkemizden uzaya gönderilmesi için üretim/test altyapısı ve fırlatma üssü kurulması amacıyla Savunma Sanayi Başkanlığı sözleşme imzalayacak. Mikro Uydu Fırlatma Sistemi 100 kg ve altındaki uyduları 400 km irtifadaki yörüngeye yerleştirebilecek kapasitede olacak. Daha büyük boyutlu uyduların, daha yüksek yörüngelere oturtulmasını sağlayacak roketler ise ROKETSAN tarafından geliştiriliyor. ROKETSAN geçtiğimiz yıl Uydu Fırlatma Aracı’nın (UFA) ilk tasarım görüntülerini paylaşmıştı. Verilen bilgilere göre UFA 1,5 tonluk faydalı yükü 700 km irtifaya çıkarabilecek kapasitede.
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Türkiye’nin uydu teknolojilerindeki yetkinliğine yeni bir boyut getirecek ilk milli mikro uydu üretimi bu yıl tamamlanacak ve gelecek yılın ikinci yarısında uzaya fırlatılacak. Lâgarî’nin torunları dedelerini unutmayarak bu ilk milli mikro uyduya Lâgarî adını verdi. Lâgarî uydusu; sahada taktik görüntü ihtiyacının yakın gerçek zamanlı karşılanması, genel haritalama, orman ve bitki örtüsü ile doğal afetlerin takibi gibi keşif gözetlemesi görevleri yapacak. Renkli ve nokta/şerit görüntü alma kabiliyetlerine sahip, yeni nesil elektro-optik kamera taşıyan Lâgarî, mikro uydu kategorisinde 60-65 kg ağırlıkta hedeflenen çözünürlükte görüntü sağlamasıyla bu konuda dünyadaki ilklerden biri olacak. Rabbim tez zamanda Lâgarî Hasan Çelebi’nin torunlarına milli uydularını milli roketleriyle uzaya fırlatabilmeyi nasib eylesin...
Galileo Jüpiter Yolunda
Galileo Uzay Aracı, Jüpiter’i ve uydularını incelemek amacıyla NASA tarafından 18 Ekim 1989’da uzaya gönderildi. 7 Aralık 1995’te bizden yaklaşık 588 milyon km uzaktaki Jüpiter’in yörüngesine ulaşan Galileo, Jüpiter ve uydularına ilişkin çalışmalarını tamamladıktan sonra 14 yıllık görevini tamamlamış ve 21 Eylül 2003 tarihinde kontrollü şekilde Jüpiter atmosferine sokularak imha edilmiştir. 1,4 milyar dolara mal olan Galileo Uzay Aracı’nın görev süresinin 1997 yılında bitmesi planlanmış olmasına rağmen, uzay aracında herhangi bir problem yaşanmadığı için görev 2003 yılına kadar devam ettirilmişti. Galileo Uzay Aracı görevi boyunca Jüpiter’in yörüngesi etrafında toplam 34 tur attı ve görevi boyunca toplam 4.6 milyar km yol katetti. Birçok ilki gerçekleştiren Galileo Uzay Aracı, Jüpiter’e giderken 951 Gaspra adlı asteroidi de yakından gözlemledi ve 1992 yılında Jüpiter’in yörüngesinde parçalanan Levy-9 Kuyrukluyıldızı’nın 1994 yılında Jüpiter’e çarpma anını da görüntüledi.
GÖK SÖZLÜK
İç Gezegen: Yörüngesi Dünya’nın yörüngesinin içinde kalan gezegen (Merkür, Venüs).
Meteor İzi: Atmosfere giren bir meteorun ardında görülen ışık çizgisi.
Donukluk: Gazların ışığı sönükleştirme, soğurarak azaltma özelliği.
Muaz Erdem'ın Yazısı.