Ayağımda Kundura
Müslüman sıhhatli ve saatli olacak. Sıhhatli olmak adına gerekli şartlardan kısıtlama yapmayın. Gerekirse biraz daha fazla yük taşıyarak yorulun ama rahat bir ayakkabıdan ödün vermeyin. Yoksa benim gibi yanlış ayakkabı seçiminin kurbanı olup, onlarca kişinin karşısına ayakkabınızın arkasına basarak çıkmak zorunda kalabilirsiniz!
akip ettiğim yazarlardan bir ikisi, her sene sonunda o yılın değerlendirmesini yaparlar. Hayatlarına dokunan, yaş ilerledikçe o “yaşanmışlığı”n bilgisini, olgunluğunu taşıyan satırları paylaşırlar. O yazıları beklerim, okumaktan hakikaten keyif alırım. Günlük muhasebeler bazen rutinleşebiliyor insanın hayatında. Fakat özel alanlara dönüp, şimdi buradan, bu olaydan, bu kitaptan neler öğrendim, yaşananların satır aralarında okunmayı bekleyen neler vardı diye bakmak, kişiyi her halükarda “farkında” kılacaktır.
Şimdi öyle bir deneme yapalım, Adana seyahati üzerine.
1. Evvel refik, sünnet tarik düsturu su götürmez. Yol arkadaşınız, yolculuğunuzu önemli derecede etkiler. Yol arkadaşım Şengül Yiğit hanımefendiydi. Bizim beyin kendisi ile tanışıklığı benden eskiye dayandığı için, bana gelin, bizim beye oğlum diyor. Kayınvalideme yol arkadaşlığı için ne kadar teşekkür etsem az. O`nun enerjik yapısı çoğu zaman “genç” kavramını irdelemenize sebep olabiliyor. Ayrıca pratik, sorumlu, farklı bakış açısı sayesinde Adana ziyaretimiz çok güzel renklere büründü ki, asıl kazanç bu diye düşünüyorum.
2. Müslüman sıhhatli ve saatli olacak. Sıhhatli olmak adına gerekli şartlardan kısıtlama yapmayın. Gerekirse biraz daha fazla yük taşıyarak yorulun ama rahat bir ayakkabıdan ödün vermeyin. Yoksa benim gibi yanlış ayakkabı seçiminin kurbanı olup, onlarca kişinin karşısına ayakkabınızın arkasına basarak çıkmak zorunda kalabilirsiniz! Bütün hafta sonu malum şarkının, yazıya başlık olan kısmını mırıldanmam boşuna değil.
Saat de çok mühim. Mihmandarımızın dakikliği sayesinde -biz de sanırım O`nu hiç bekletmedik- iki güne birçok ziyareti sığdırdık. Randevularımıza vakitlice yetiştik. O ziyaretlere ayırdığımız vakit de belli olduğundan sohbetlerimiz yatağından taşmadı. Planlayıp da yapamadığımız bir şey kalmadı. Vaktimiz çok bereketlendi.
3. Yeniliklere açık olup, fırsatları keşfetmek, değerlendirmek şart. Yol arkadaşı önemli demiştim ya. Şengül Hanım vesilesiyle, Adana`ya gitmişken sadece şölene katılıp, bir iki mekan gezip, bir de kebabından yiyip dönmedik. Kurucuları, üst düzey çalışanları hanım olan sivil toplum örgütleri ile görüştük. Fikir alış-verişinde bulunduk. Kısa sayılabilecek görüşmelerde bile birçok proje düşüncesi çıktı ortaya.
4. Minareye çıkmak lazım. Eğer sadece pencereden bakarsanız görebilecekleriniz kısıtlı olur. Minareye çıkıp bakınca ise uzakları görebilirsiniz, ufka vakıf olursunuz. Aynı işi yaptığınız başka insanlarla, başka kurumlarla görüşün. Çalışmalarını inceleyin. Bu kendinizin farkına varmanızı da (kendimizi küçük görmek de büyük görmek de tehlikeli) bu alandaki ihtiyacı görmenizi de sağlar. Her gün, yaptığımız işte ve yaşadığımız hayatta daha iyiye, mükemmele ulaşmak için gayret sarfetmeliyiz. İki günümüz eşit olursa yanacak olan biziz.
5. Gençler hayatınızdan eksik olmasın. Siz şimdi, ben zaten gencim diyor olabilirsiniz. Merak etmeyin sizden de genci var (yapacakları ile). Gençlik, gençlere emanet edilemeyecek kadar kıymetlidir, demişler bir kelam-ı kibarda. Latife ama gerçeklik payı da yok değil. Gençlerinin enerjilerinin doğru kanalize edilmesi noktasında tecrübelerinizi onlarla paylaşın. Aynı anda onlardan da enerji depolamış olursunuz.
6. Başarı için prensipler önemli. Dergimizin tabiriyle kırmızı çizgilerimiz. Mümin çelik gibi sert ama yeri geldiğinde buğday başakları gibi esnek olmalı. İkisinin ayırdına vararak prensiplerinizden ödün vermeyin. Çoğu zaman bunun negatif sonuçları olacağına inandırılsak da, merak etmeyin ancak saygı kazanırsınız.
Hiçbir şey her zaman yolunda gitmez, bu da bir gerçek. Ayaklar kısmından ve öğrendiklerimizi paylaşarak da seyahatimizin zekatını ödemişizdir inşallah. Bununla beraber bir uyarı daha. Adana`ya gidince Adana Kebap yemeyin. Yoksa bir daha başka hiçbir yerde yiyemezsiniz, o kadar leziz, güzel.
Rabia Gülcan Kardaş'ın Yazısı.