Minarenin sağ tarafa, altın noktalardan birisine yerleştirilmesi oldukça iyi bir tercih. Çünkü bu tür fotoğraflarda en çok yapılan yanlışlardan birisi minareyi ortaya yakın bir yere yerleştirmek geliyor.

u ay Hüseyin Ankaralı’nın bir fotoğrafını değerlendiriyoruz. Fotoğraf için teşekür ederiz.

İlk önce fotoğrafın güzel bir çalışmanın ürünü olduğu hakkını teslim ederek başlayalım. Çünkü gerek kadraj seçimi, gerek çekim kalitesi, gerekse kullanılan makine (Canon eos 400D) belli bir tecrübe ve birikimin ürünü olduğunu zaten belli ediyor.

Resmi Büyütmek İçin Üzerine TIKLAYIN

Fotoğrafın bir çok artısı var. İlk olarak minarenin sağ tarafa, altın noktalardan birisine yerleştirilmesi oldukça iyi bir tercih. Çünkü bu tür fotoğraflarda en çok yapılan yanlışlardan birisi minareyi ortaya yakın bir yere yerleştirmek. Minare sağa çekilerek böyle bir hataya düşülmemiş. Işık bakımından da kabul edilebilir bir tonlama yakalanmış. Belki biraz daha aydınlık olabilirmiş. (-1.33 poz düzeltmesine sanki ihtiyaç yok gibi.) Yalnız ışık ayarı seçiminde bir yanlışlık olmasa da bir eksiklik (büyük ihtimalle unutulmuştur) var. Işık ayarı olarak auto white balance ayarı seçilmiş. Yani ışık ayarı bir yerde makinaya bırakılmış. O da fotoğrafta bir matlığa sebep olmuş. Oysa böyle profesyonel bir makinada ışık ayarını da bizim, gün ışığı (varsa gün batımı) ayarına getirmemiz gerekirdi. O zaman fotoğraf daha canlı ve sıcak bir hale gelirdi. Bu tür makinaları bir yerde bu tür ince ayarlar için alıyoruz zaten. O yüzden unutmamak gerek.

Fotoğraf akşamüzeri çekilmesine rağmen oldukça net olmuş. Bu da bir artı. Ancak merak ettiğim bir nokta var, o da niye estantane (hız) 1/ 1000 olarak kullanılmış. (Acaba üç ayak olmadığından titreşimi önlemek için mi?) Eğer üç ayağımız varsa bu kadar yüksek hız kullanmak yerine diyafram değerini yükseltmek alan derinliğini arttırmak için kullanılabilirdi. Fotoğrafta f 10 kullanılmış. Onun yerine daha düşük bir hızda f değerini en yükseğe çekmek daha iyi olabilirdi.

Ayrıca gökyüzünde uçan kuşlar ve dalgalı bulut yapısı da fotoğrafa ayrı bir zenginlik katmış.

Fotoğraf genel olarak oldukça iyi. Ancak bir iki küçük noktayı, katkısı olması bakımından, hatırlatmakta fayda var.

Birincisi ve beni en çok rahatsız eden gökyüzünde uçağın bıraktığı izin keskinliği. Sanki fotoğrafı ve minareyi ikiye bölüyor. Bir de fotoğrafın bütün doğallığını baltalayan bir çizgi olarak karşımıza çıkıyor. Belki bu sizin elinizde olan bir şey değil ama biraz önce veya iz biraz daha dağılıp yumuşadıktan sonra fotoğraf çektiyseniz eminim daha güzel görünüyordur. O iz tabiri caizse fotoğrafın büyülü havasını biraz bozmuş.

İkinci olarak güneş biraz daha yukarıda olabilirdi. Peki onun ne faydası olurdu? Güneşin tamamına yakınının görünmesi görselliği artıran bir unsurdur. Bunun yanında kubbelerin üst kısmı biraz daha belirgin hale gelir siyah lekeler biraz yumuşardı. 


Üçüncü olarak da karenin kadrajını seçerken küçük bir düzeltme daha yapmak gerekiyor. Bu da minarenin üst kısmındaki alanın az bırakılmış olması. Biraz daha geniş tutulması gerek. Mesela sağdaki alan kadar ya da onun yarısı kadar bir boşluk fotoğrafı daha dengeli ve zengin gösterebilirdi. Sol tarafta yer alan bina çıkıntısı fazlalık olmasına rağmen oradan çıkarmak pek mümkün görünmediği için kabul edilebilir bir fazlalık olarak duruyor. Belki fotoğraf dik kare şeklinde kurgulansaydı o zaman o binayı kareye almamak iyi olurdu.


H. İbrahim Kurucan'ın Yazısı.