Trump dünyada kötülüğün öncüsü olmaya devam ediyor. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı aldığı haberlerinin ardından şunu belirtmekten hiç geri kalmadık hamd olsun: ”Kudüs İslam’ındır, Kudüs bizimdir.” Amerika’dan gelen bu kararı elbette ki tanımıyoruz. Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar için dünya üzerinde kutsal sayılan Kudüs… Biz Müslümanlar için önemli olmasının ilk sebebi Cenab-ı Hakk’ın yeryüzünde ibadet mekânımız olarak işaret ettiği yer olmasıdır. Ayrıca Kudüs İslam’ın ilk kıblesidir. Kudüs, Müslümanların kırmızı çizgisidir. Geçenlerde denk geldiğim bir videoda İsrailli öğretmen öğrencilerine sorular soruyor. Bunlardan birisi “Mescid-i Aksa ne olacak?” diyordu. Öğrenciler de hep bir ağızdan “Yıkılacak, çökecek, kaybolacak” diyor. Bu zihniyetle küçük yaşlarda başlatılan eğitim sonucunda etkili olabileceklerini görüyoruz. Peki, bizler ne yapabiliriz? Kudüs’ü nasıl kurtarırız? Artık bu soruya cevap bulmak ve uygulamak şart. Öncelikle güçlü bir devlet ve millet olmak zorundayız. Kudüs’ü sadece duygularımız ile kurtaramayız. Aklımızı kullanmalı, bilimi kullanmalı, bilgiyi kullanmalı, teknolojiyi kullanmalıyız. Eğitime önem vermeliyiz. Kudüs sadece Müslümanların değil, insanlığın ortak sorunudur. Sesimizi duyurmak için sadece slogan atmak yetersizdir. Etkili iletişim araçlarına sahip olmalıyız. Davamızı dünyaya duyurmalıyız. Kudüs sadece dini bir mekân değil, ortak kültür hazinesidir. Tarihi eserleri, yapıları, kültür mirasını iyi öğrenmeliyiz. Bütün gücümüzle mücadele etmeliyiz. Çok çalışmalıyız. Sonrası Allah’a tevekkül…


Büşra Nur Turan'ın Yazısı.