Nedim Kaya

Edebiyattan anlamam; sadece yazılanları okuyup anafikrini aklımda tutmayı bilirim. Bu kitaptan anladığım Ella Aziz`i sevdi ve uğruna 20 yıllık yuvasını yıkıp bizim bu Şemse tıpatıp benzemeye çalışan dervişe kaçtı. Yüzyıllar önce Konya da olup bitenler mi? Kafamı karıştırmaktan öte  bir işe yaramadı.

sminden yola çıkarak asla okumazdım ama aklı başında arkadaşlar tavsiye ettiler diye okudum Elif Şafak`ın Aşk romanını. (O arkadaşlara hesabını sonra soracağım.) Objektif olmak namına bu yazıyı yazmadan önce Dücane Cündioğlu’nun acımasızlıkla suçlanan değerlendirmelerine bakmadım.  Ama kitabı okuduktan sonraki düşüncem "her ne dediyse kısmen haklıdır zannımca" noktasındadır.

Kitaptaki o tuhaf Mevlana-Şems alakası olmasa kırkına merdiven dayamış Amerikalı Ella ile Hollandalı mühtedi Aziz`in aşkı kendi içinde bir heyecan ve anlam  barındırmıyor. Ama paralellikler kurduğu, esinlendiği Mevlana Şems ilişkisi ile ilgili tasavvuf ehlinin klasik inançlarını derinden etkileyecek iddialar barındırıyor. Sevmediğim yönlerini eğip bükmeden söylemek istiyorum.

Şems-i Tebrizi’nin iflah olmaz bir Melami pozisyonunda resmedilmesini hazzetmedim. Mevlana hazretlerine aradığı manevi gıdayı veren şahsın ucube kılıklarda dolaşmasını da... “Gender equality” meraklılarına (kadın erkek eşitliği) el sallamak namına herkese haram olanın Şems`e helalmiş gibi resmedilmesini de... Ne kadar mecaz barındırırsa barındırsın Mevlana Hazretlerini bir talebe gibi imtihana çekerken samimiyetini sınamak için sonunda içki kadehini boynuna dikmesini de... Mevlana Hazretlerinin Şems`i görünce (aşkı uğruna) hertürlü sosyal, sınıfsal, ailesel fonksiyonlarını bir kenara bırakmasını da... Kısacası mana aleminin bizim anlamadığımız sınırlarının herkesin hatta özellikle gayrımüslim okuyucu kitlesinin anlaması  için yazılmış bu kitapta bu kadar zorlanması hoşuma gitmedi.  Şafak`ın Aşk`ın 40 Kuralı ya da Gönlü Geniş Ruhu Gezgin Sufi Meşreplilerin 40 Kuralı diye Şems’e atfen uydurduğu kaideleri atladım desem yeridir. Ama asıl zihnimi bu kitap yazılmadan önce de kurcalayan bir başka konu var ki acizane o zaman da hoşuma gitmemişti: İslami edebiyatta da kullanılan "Aşk" kelimesi. Yani Elif Şafak`a bu kitabı bir ucundan maneviyata bağlama cesareti veren kavramın müslümancası.

Ben şahsen 1400 yıldır var olan İslam edebiyatının şehevi aşk ile İlahi veya ruhani hayranlık ayırımını açıkça ortaya koyan bir kelime icat etmesini tercih ederdim. Bazı ilahilerimizde "Ya Resulullah" bölümünü çıkarıp "...." koyduğunuz takdirde hiç de hoş olmayan bir takım sonuçlar doğurduğunu göreceksiniz. Dost ortamlarında hep bunların edebiyatın cilveleri olduğu ve mecazların edebiyatta önemli yer tuttuğu söylenir ama bu kritik konuda olmasa ne olur?

Azerbaycan’da olduğum yıllarda Vehabi temayüllü akımların tasavvuf ehlini vurmaya elverişli yumuşak karın olarak gördükleri yer olarak bu mecazlar konusu çok rahatsızlık veriyordu bana. Efendim dünyada o kadar örnek dururken neden cezb hali sarhoşlukla, kadehlerle, içkiyle mukayese edilir? Durup dururken karpuz kabuğu niye akıllara getirilir? Elif Şafak`ın aşkına kadar bu suçlamaları savunmak daha kolayken şimdi insan iki kere düşünmeden edemiyor.

Bu mecaz denizinde hanımefendinin cesur açılımları hazır artık bu işin kriteri, sınırı kalmamışken bir başka hanımefendi veya beyefendi tarafından nerelere kadar zorlanacak merak ediyor insan. Örneğin yeni jenerasyon Aziz dervişimiz bu kitapta evli olduğunu bildiği hanımefendiyle beraber olmaktan çekinirken kanser olduğu aklına geliyor ama sonunda nikah gibi küçük ayrıntılara takılmıyordu. Acaba gelecek jenerasyon dervişimiz banka da soyacak mı merak ediyorum.

Edebiyattan anlamam; sadece yazılanları okuyup anafikrini aklımda tutmayı bilirim. Bu kitaptan anladığım Ella Aziz`i sevdi ve uğruna 20 yıllık yuvasını yıkıp bizim bu Şemse tıpatıp benzemeye çalışan dervişe kaçtı. Yüzyıllar önce Konya da olup bitenler mi? Kafamı karıştırmaktan öte  bir işe yaramadı. Dedim ya zaten edebiyattan anlamam. Aşk`ta anlatılanlar bir sakınca içermiyorsa tasavvuftan da tek kelime anlamadığım ortaya çıkacak ya hayırlısı.


GENÇ'ın Yazısı.